Uzun zaman önce genç bir adam otostopla Londra’dan İstanbul’a gitmeye karar vermiş ve yanına Otostopçu’nun Avrupa Rehberi adında bir kitap almış. Yolculuğunun bir günü yerde yatıp gökyüzünü izlerken neden galaksi için de bir rehber yok diye düşünmüş ve Otostopçu’un Galaksi Rehberi adlı eseri ortaya koymuş.
Bu ünlü bilimkurgu serisinde milyonlarca yıl önce yaşamış, insanlardan çok daha üstün hayali bir ırktan bahsedilir. Bu ırk, içlerinden en zeki iki kişiyi hayatın anlamı nedir sorusuna cevap verebilecek bir süper bilgisayar yapmakla görevlendirir. Derin Düşünce olarak adlandırılan bu bilgisayar yaklaşık 7.5 milyon yıl düşündükten sonra cevap verir.
O nihai sorunun cevabı…
…hayatın, evrenin ve her şeyin anlamı…
42!
İşte bu şekilde bir 42 miti doğuyor. Birçok kişi bu sayıyı anlamlandırmak için üzerine yoğunlaşıp teoriler üretmeye başlıyor. Gelin birlikte 42’yi özel yapan birkaç özelliği inceleyelim.
42 Pronik Bir Sayıdır
İki ardışık sayının çarpımı olan sayılara pronik sayılar denir ve n.(n+1) şeklinde ifade edilirler. 42=6×7 olduğu için bu şartı sağlar. Pronik sayılar ayrıca üçgensel sayıların iki katıdır (21×2=42).
42 Katalan Bir Sayıdır
Katalan sayıları, kombinatorik matematikte birçok problemin çözümünde kullanılan özel bir sayı dizisidir. Adını Belçikalı matematikçi Eugéne Charles Catalan’dan alan alan bu dizinin terimleri şu formülle bulunur:
Cn = (2n)! / (n+1)!n!
Cn aynı zamanda (n+2) kenarlı bir çokgeni üçgenlere bölmenin farklı yollarının sayısıdır.
42 Sfenik Bir Sayıdır
Sfenik sayılar üç ayrı asal sayının çarpımı biçiminde yazılabilen sayılardır. 42 ise ikinci sfenik sayıdır, 42=2x3x7
Ve Daha Birçok Neden
42’yi önemli kılan birçok nokta daha vardır. Mesela kütle çekim kuvveti ve elektriksel itim kuvveti arasındaki oran 42’dir. Diğer bir deyişle evrenin sürekli genişlediği öğrenildiğinde 42 sayısı yine başroldeydi. Pi sayısının 242422. basamağından sonraki 8 sayının 42424242 şeklinde devam etmesi yine üzerine tartışılan diğer bir noktadır. Biyologlar için de bu sayı önemlidir, çünkü bir hücredeki protein molekülü sayısı 42’dir. Işığın suda 42 derecelik bir yansıma yapmasıyla gökkuşağı oluşturması da bir sebep olabilir.
Unutmadan Google’a answer to life, the universe and everything diye sormanıza gerek bile yok, cevabı zaten biliyorsunuz.
Görüldüğü üzere bizde hikâyede geçen ırk gibi bu soruyu ve cevabı anlamlandırmada çok meraklıyız. Nitekim uzun arayışlar sonucu yazar Douglas Adams’a neden 42 olduğunu sormuşlar. Maalesef verdiği cevap kimsenin hoşuna gitmedi. Yazar, Derin Düşünce 7.5 milyon yıl sonra ne cevap versin diye düşünürken boş boş bahçeye bakmış ve 42 olsun demiş. İşte bu kadar basit, hiçbir anlamı olmayan dümdüz bir sayı! Teoriler üretip, sayıyı anlamlandırmaya çalışan bizlermişiz. Belki de 42’yi özel kıldığını düşündüğümüz her şey de birer rastlantıydı. Daha soruyu bile anlamadan cevabı anlamaya çalışmak bizim hatamız olabilir.
Derin Düşünce cevaptan memnun olmayan o zeki varlıklara tam olarak şunları söylüyor:
“Cevap kesinlikle bu. Dürüst olmak gerekirse, bence sorun sizin tam olarak ne sorduğunuzu hiçbir zaman bilememiş olmanız.”