Bugünlerde Dünya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) arasında imzalanacak olan Serbest Ticaret Antlaşmasını (STA) konuşuyor. ABD Başkanı Barack Obama, bu anlaşmayı geçen haftaki konuşmasında şu sözlerle ifade ediyor; “Atlantik’in iki yakasını kapsayacak serbest ve adil ticaret, milyonlarca Amerikalı için iş olanağı demektir.” Peki Atlantik’in iki yakasını ilgilendiren bu mevzu Türkiye’yi ilgilendiriyor mu? Aslında cevap çok basit. Türkiye, AB’ye tam üye bir ülke olmamasına rağmen Gümrük Birliğini (GB) imzaladığı için, AB’nin yaptığı her türlü ticari anlaşmadan etkilenmekle yükümlü. Bu ne demek diyecek olursanız, Türkiye, GB’yi imzalayan ülkeler içerisinde AB’ye tam üye olmayan tek ülke. Yaklaşık 18 sene önce biz de bu anlaşmayı imzalamışız. Büyük ihtimalle AB kapıları Türkiye’ye açılacaktır diye. Ama kim bilebilir ki 18 sene geçmiş olmasına rağmen hala tam üye değil Türkiye. Evet GB sayesinde AB ülkeleriyle olan ticaretimiz gelişmiş hatta günümüzde on milyarlarca doları bulmuştur ancak ABD ve AB arasında imzalanacak olan STA Türkiye’yi tamamen olumsuz etkileyecektir. Dilerseniz ilk önce imzalanacak olan bu anlaşmanın detaylarını ve daha sonrasında da getireceği öngörülen yarar ve zararlarını konuşalım.
Bildiğiniz gibi ülkeler arasında ticaret belirli kurallar çerçevesindedir. En önemli mesele gümrük vergileridir. Bu durum ülkelerin ithalat ve ihracatlarını etkileyen en önemli unsurdur. Eğer bir ülke ile STA imzalamışsanız o ülkeyle ticaretiniz artar. Bu durum sanayiciler için daha ucuz girdi malları, ihracatçılar için de yeni pazarlar anlamına gelir. Şu an hali hazırda bulunan anlaşmaya göre ABD için, AB mallarına ortalama yüzde 5.2 gümrük vergisi uygulanırken, AB ülkeleriyle ticaret yapan ABD ihracatçılarına ortalama yüzde 3.5 gümrük vergisi uygulanıyor. Yapılacak yeni anlaşmayla birlikte bu vergilerin tamamen kaldırılması öngörülüyor. Bu sayede ABD ve AB arasında ticaret gelişecek. Gelişecek denilen ticaret şu anki ticaretin yaklaşık yüzde 0.5’i. Çok küçük görülen bu yüzde 0.5’in karşılığı ise 926.6 milyar dolar. Bu nedenle bu anlaşmaya aslında çok önemli bir çıkar sözleşmesi de denebilir. Sonuçta Dünya ticaretinin yaklaşık yarısı ABD ve AB arasında gerçekleşiyor. Kötü günler geçiren AB ekonomisine çok iyi bir haber bu anlaşma. Aynı zamanda Çin’in Dünya ticaretindeki artan gücüne sekte vuracak da bir anlaşma.
Peki bu kadar çıkar çatışmalarının arasında Türkiye bu anlaşmadan nasıl etkilenecek? Türkiye GB imzaladığı için AB’nin imzaladığı bütün ticari anlaşmaları kabul etmiş sayılıyor. Bunun anlamı, eğer bu STA imzalanırsa ABD’li ihracatçılar Türkiye’ye geldiklerinde her hangi bir gümrük vergisi ödemeden ticaret yapabileceklerdir. Bu da Türkiye için yaklaşık yüzde 2.5’lik bir zarar demek, yani yaklaşık 20 milyar dolar… Peki biz bu hakka sahip miyiz? Elbette hayır. Türkiye AB’nin yaptığı anlaşmayı tek taraflı kabul etmek zorunda. Ancak daha sonra ABD ile masaya oturup ikili STA imzalamamız gerekiyor. Bu da doğal olarak hiç de kolay bir durum değil. Örneğin AB ile STA imzalayan Meksika ve Cezayir ile hala STA imzalaya-bilmiş değiliz. Kısacası bu sorun yeni gündeme gelmiş değil. Aslında hep vardı. Konuyla ilgili olarak, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ABD ile AB arasında yapılacak serbest ticaret anlaşmasının, GB üyeliği sebebiyle Türkiye için çok önemli olduğunu belirterek, bu sürecin doğru yönetilmesi halinde ilişkilere katkısının büyük olacağını, aksi takdirde ise siyasi ilişkilerde mevcut durumdan geriye gidilebileceğini söyledi. Babacan, kendilerinin de müzakere masasında yer almak istediklerini dile getirdi.
AB ise masaya Türkiye’nin oturmasını istemiyor. Gidin kendi antlaşmanızı kendiniz yapın diyor. Elbette bu sorunu çözebilecek bir kaç alternatif var. Bunlardan ilki Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği. İkincisi ise bu anlaşma imzalanırken masada Türkiye’nin de bulunması. Bu iki seçenek konuyu oldukça olumlu ilişkiler çerçevesinde çözer. Son olarak başka bir seçenek daha var. O da Türkiye’nin GB anlaşmasını iptal etmesi. Bu durumda Türkiye yapılacak yeni STA’lardan da kötü yönde etkilenmeyecektir. Tabi bunun da kötü etkileri olacaktır. AB ile ticaretimiz durma noktasına gelecektir. Bana kalırsa Türkiye bu seçeneği düşünmüyor değil. Neden derseniz, Başbakan’ın geçtiğimiz aylarda yaptığı Afrika gezisi bunun en önemli kanıtıdır. Türkiye kendisine yeni pazarlar arıyor. AB’nin içerisinde bulunduğu ekonomik durgunluk mudur bunun nedeni yoksa GB anlaşmasını feshetmek mi bunu yakın bir dönemde görmek zor. Sonuç olarak Türkiye değişen Dünya dengeleri üzerinde kendisine sağlam bir yer bulmak zorunda. Aksi taktirde Atlantik Okyanusundan bile başı ağrıyacak.