Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) üyeleriyle birlikte Gezi olaylarından sonra bozulan Türkiye algısını değiştirmek için bir haftalığına ABD turuna çıktılar. Sayın Ali Babacan ve TOBB ekibi, bu gezide Türkiye’deki yatırım olanaklarını ABD’li yatırımcılara anlatıyorlar, aynı zamanda sadece yatırımcılara değil düşünce kuruluşları ve üniversiteler gibi geniş çevrelere de ulaşarak Türkiye’nin 31 Mayıs’tan bu yana bozulan imajını düzeltmeye çalışıyorlar.
Ali Babacan’ın ABD’deki gözlemlerini her geçen gün bizimle paylaşıyor. Babacan: “Burada süpermarketin rafları vardır. Bir metrelik rafa mal koymak milyarlarca dolar ciro demek. Hedefimiz yatırımcılara Türkiye’yi iyi anlatabilmek.” diyerek ABD pazarının önemini ve bu pazarın Türkiye’ye doğru yönelmesinin önemine değiniyor.
Aynı zamanda Türkiye hakkında da önemli mesajlar veren Ali Babacan, kredi kartı harcamalarında kısıtlamaya gidilmesi için çalışmaların devam ettiğini, ancak, hangi ürün gruplarında taksit erteleme ve limit koyma uygulanacağının netleşmediğini dile getirdi. Buradan anlayacağımız nokta yakında kredi kartı ile ilgili ciddi reformlar bizi bekliyor. Babacan, kredi kartı sahiplerinin aylık geliriyle aylık taksit limitlerinin birbirine bağlanıp bağlanmama konusu üzerinde çalıştıklarını iletti. Örneğin konut kredisi alan bir kişinin aylık taksitlerine maaşına oranla belirli bir limit getirilmesi konuları üzerinde karar vermeye çalışılıyor. Başbakan Yardımcısı, kredi limitlendirmesinin önemi konusunda ABD’deki Mortgage krizini örnek verdi. “ABD’de yüzde 25 limit kuralı olsaydı Mortgage krizi çıkmayacaktı. 200 bin dolarlık eve 220-230 bin dolarlık kredi kullandırttılar. Dolayısıyla gücü olmayanlara da ev aldırttılar. Hatta bu konuda reklam bile yapıyorlardı.” cümlesi Sayın Babacan’ın ABD ekonomisi üzerine saptamasını yeterince özetliyor.
Ali Babacan Türkiye hakkında son zamanlarda çıkarılan demokratik paketin ekonomiye etkisini de değerlendirdi. ”Yasal düzenlemeler açısından 60-70 yıllık uygulamaların değiştiği bir dönem oldu. Dönüşü hemen olmuyor ama zamanla görülecek” diyen Ali Babacan, Girişim Sermayesi, Bireysel Emeklilik ve benzeri alanlarda çıkarılan kanunların önemine vurgu yaptı. Ali Babacan, Demokratik Açılımı da bu yasal düzenlemeler arasında sayarak, açılımın, netice açısından, ekonomiye çok olumlu katkıları olduğuna değindi.
Aynı zamanda Babacan nitelikli büyümenin öemini vurgu yaptı ve nitelikli büyümeyi tekrar tanımlayarak belki de Türkiye’nin kağıt üstünde büyümesine gönderme yaptı. “Büyümeyi finansal, çevresel ve sosyal olarak ölçmemiz gerekiyor. İstikrarlı bir büyüme yoksulluğu azaltıyorsa, eğitimi geliştiriyorsa büyümedir. İstikrarlı büyüme sağlık sistemini kalitelileştiriyorsa büyümedir. Eğer böyle değilse büyüme büyüme değildir, dünyanın yeni neslinin hakkını çalmadır.”
Ali Babacan dünya ekonomisi hakkındaki görüşlerini de dile getirdi. Ali babacan dünyanın bir sürelik gerçekleşecek dolar kıtlığına hazır olmasını söyledi. Bu dolar kıtlığının da FED’in yeni politikaları yüzünden meydana geleceğini iletti.