Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan, özellikle çocuklar. Zira bugün onların bayramı. Ama gel gelelim tüm dünya eşitlikten yoksunken, bu eşitsizlikten nasibini çocuklarda alıyor. Kimisi okuldaki şenliklerinde annesine ve babasına öğrendiklerini sergilemeye uğraşırken, kimisi de ustasına yaptığını beğendirmeye uğraşıyor. Evet, bugün çocuk işçilerin de bayramı. İlk başta sormak gerekir nedir bu çocuk işçilik diye. Bu çocuk işçilik kavramı ta endüstri devrimine kadar dayanmaktadır aslında. Halkın gelir düzeyi düşük olduğu için çalışan kişi ne kadar artarsa gelirleri o ölçüde artmaktaydı. Ayrıca da çocuklarının masraflarıyla başa çıkamayan aileler onları çalışacak kadar büyümelerini bekleme taraftarı da olmamaya başladılar. Çocukların çalıştırılması durumu bir yerde işverenlerin de işine gelmekteydi çünkü her ne kadar büyüklere yakın iş yapmalarına rağmen çok daha az ücretle çalıştırılıyorlardı (yaklaşık olarak yetişkinlerin %10-20 civarındaydı maaşları). Kimse bakmıyordu çocuk olduklarına,  birçok işte çalıştırılıyorlardı; madencilikten tutun pamuk fabrikalarına. Hatta 1780’lerin İskoçya’sında pamuk fabrikalarında çalışanların 3te 2si çocuk işçiydi.

çocuk işçiler1

Bunca ağır işte çalıştıkça haliyle ağır hastalıklara, yaralanmalara hatta ölümle sonuçlanan kazalara maruz kalıyorlardı. Çocukların bu şekilde çalışmaları çok uzun zaman sürdü. Ta ki 1973 yılında Uluslararası İşçi Örgütü’nün (ILO) çabalarıyla neredeyse tüm ülkelerin (135 ülke) taraf olduğu bir anlaşma imzalandı. ILO’nun zorunlu tuttuğu düzenlemelere göre hafif işlerde çalışma yaşı 12’ye sabitlendi. Lakin hafif iş statüsünün de belirlenmiş olması bu kategorinin esnetilip, işverenlerin keyfince kullanabilecekleri bir halden çıkarıldı.  Bir işin hafif iş sayılabilmesi için, işin öncelikle çocukların sağlığına ve gelişimine zarar vermemesi gerekiyor. Ardındansa çalışılan işin çocuğun okula gitmesine hiçbir engel teşkil etmemesi gerekmektedir. Bunun yanında hafif olmayan işlerde çalışma yaş sınırı 12-14, ağır işlerde çalışma yaş sınırı 15-17 olarak belirlenmiştir. 1990 yılında Birleşmiş Milletler, ILO’nun hayata geçirmiş olduğu anlaşmayı benimsemiştir. Tabi BM’nin kabul etmesiyle birlikte ILO’nun anlaşmasına taraf ülke sayısı 193’e çıkmıştır. Ama bu iki seferde de anlaşmayı imzalamayan ülkeler bulunmaktadır, mesela Somali, Güney Sudan ve Amerika Birleşik Devletleri. İlerleyen dönemlerde Avrupa Birliği ülkeleri çocuk işçi çalışma konusunda yeni kurallar koydu. Mevzu bahis çocuğun 14 yaşını doldurmuş olma zorunluluğu geldi. Ayrıca hafif – hafif olmayan iş kavramlarında da düzenlendi.

çocuk işçiler2

Ülkemizdeki çocuk ve genç işçi konusundaki uygulamalar, 6 Nisan 2004 yılında Resmi Gazete’de yayınlanmış olan yönetmelikle bir netliğe kavuşmuştur. Çalışacak kişinin en azından 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış olması ve ilkokul eğitimini tamamlamış olması gerekmektedir. Bu gruba girenler çocuk işçi sıfatındadır. Genç işçi sıfatıyla çalışanlar için ise 15 yaşını tamamlamış ancak 18 tamamlamamış olması gerekmektedir. Bu iki farklı yaş grubu için de çalışabileceği iş kolları ve işlerin ağırlıkları yönetmelikte belirlenmiştir. Ayrıca bu iki grubun kat’a çalıştırılmaması gereken iş kolları ve görevler de yönetmelikte belirtilmiştir. Bu çocuk ve genç işçilerin çalıştırılması yasaklanan iş kolları bir örgüt ve kurum tarafından ağır iş kategorisine konulmuş iş kollarıdır. Tüm bunların yanında çocuk istismarlarının da engellenebilmesi için, çocuk ve genç işçi çalıştırılabilecek işverenler için de koşullar oluşturulmuştur.

Gelgelelim başka bir konu var ki bu da çıraklık. Tamam, her şey iyi güzel, çocuk işçi çalıştırmadık ama işi de gelecek nesillere öğretemedik. Birçok zanaat tipi var ki bu işi okulda okumaktan ziyade ustasının yanında uzun yıllar çalışarak ve konun her inceliğini ayrı ayrı öğrenerek yetişmek gerekiyor. Bu durumda diyemeyiz ki hayır sen çalışma, etme; git okuluna önce liseni üniversiteni bitir sonra öğrenirsin. Ağaç yaşken eğilir sözündeki gençkenki hızlı öğrenmenin faydasından yararlanamadığımız sürece birçok zanaat ve iş dalındaki ustalıklar ölür gider. O yüzden genç yaşlardaki işçiliğe de kökten karşı olmanın da lüzumu yok. Ha destekleyelim de demiyorum. Dengeyi kuralım ve yönetmeliğe uyalım kafi.

Ama şunu bir kez daha belirtmek lazım, bu bayram onların da bayramıdır.

Bayramınız kutlu olsun çocuklar!

Leave a Reply