Meydandaki herkesin biranda dans etmeye başladığı ilginç filmleriyle sempatimizi kazanan, esrarengiz yemek kültürüyle yurttaki mutfağımızı baharat kokuları ile saran nüfusunun %46 sı okuma yazma bilmediği halde 13 Nobel ödülü olan Hindistan’ı incelemek istiyorum sizinle birlikte.Zengin bir tarihe ve kültürel çeşitliliğe sahip olan Hindistan, yükselen ekonomisinin ve jeopolitik konumunun gereği önemli ülkelerle komşuluk yapmasından dolayı dünya güçleri tarafından yakından izlenen bir konumda. 1.3 milyar vatandaşıyla dünyada nüfus bakımından ikinci sıraya oturan Hindistanda resmi olarak 22 dil konuşulmakta.Yapısındaki bu çeşitliliğin ve yapılan ekonomik politikaların sonucu olarak dünya ekonomisinde büyük bir yeri var Hindistanın. G20 ülkelerinden biri olması da cabası.
İhracat ettiği ürünler arasında genel olarak petrol yağları, mücevherat, ilaçlar, pirinç, binek araçlar, pamuk, sığır eti, otomotiv aksam ve parçaları ve telefonlar bulunan Hindistan bu ürünleri en fazla sattığı ülkeler arasında ABD Çin ve Suudi Arabistan var.
Ülkenin ekonomisini %55.6 hizmet sektörü %26.2 Sanayi Sektörü ve %18.1 tarım sektörü oluşturuyor ve büyük bir pazar payı olan Hindistan en hızlı gelişen ülkeler arasında gösteriliyor. Son yılların düşük faiz oranlarıyla tüketici harcamalarını arttıran bir politika izleyen Hindistan Hükümeti ve Hindistan Merkez Bankası, bunun sonucunda GSYİH bazında büyük bir büyüme sağlamayı başarmıştır. Çin ile olan rekabeti ve işbirlikleri tüm dünya tarafından dikkate alınırken, diğer ülkeler bu rekabetin yataracağı sonuçlar için önlem almaktadır. Çünkü her iki ülkede fason üreticilikten geliştirici düzeye çıkmaya yönelik yapılan atılımlar olumlu etkileri göstermiş ve dünyanın alışılagelmiş düzenini değiştirmeye başlamıştır. Yaptığım araştırmalarda en çok ilgimi çeken konulardan biride işsizlik oranlarıydı. TÜİK verilerine göre 2015 yılında Türkiye’de işsizlik oranı %10.1 seviyelerinde iken nüfusça bizden kat kat fazla olan Hindistan’da işsizlik oranının %4.9 seviyelerinde olması oldukça garibime gitmişti.
Fakat yaptığım araştırmalar sonucunda Hindistan’daki askeri ücret verilerinin çok daha farklı olduğunu her meslek grubuna ve ya kişilerin ailevi bilgilerine göre gibi kıstaslar alınarak gelenekselden farklı bir şekilde (kast sistemine uyarak) verildiğini bunun yanında istihdam verilerinin de gelenekselden farklı olarak kayda geçirildiğini öğrendim.Örneğin halkının üçte biri günde 1.25 doların altında gelire sahiptir fakat önümüzdeki 20-30 yıl içerisinde dünyanın en büyük üçüncü ülkesi olacağı öngörülmektedir. Ama bu durum Türkiye’deki işsizlik oranının çok daha fazla olduğunu ve bunun için önlemler alınması gerektiğini değiştirmiyor.
Hindistan ile Türk ilişkilerine baktığımızda çok çok eskilere dayandığını görebiliriz. Fakat bu ilişkiler uzun süreçler sonucunda unutulmuş ve tekrar keşfedilmeyi bekliyor. Hindistan’la ilişkilerimiz bahsedilirken Kurtuluş Savaşında bize destek olan ilk ülke olduğundan ve İş Bankasının kurulmasındaki büyük desteklerinden bahsedilir. Fakat bu ilişkiler çok daha uzun zamanlara dayanıyor, örneğin cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldızdan birisi Hindistan diyarında kurulmuş olan Babürleri temsil eder ayrıca Türk-Hint ilişkileri Hintlilerin müslümanlaşmasını ve Pakistan, Bangladeş gibi ülkelerin kurulmasını sağlamıştır. Soğuk savaş döneminde Hintlilerin Bağlantısızlar safında olması bunun yanında bizim batıyı desteklememiz ikili ilişkileri zayıflatmıştır. Bunun yanında Pakistan’la olan ilişkilerimizin öne çıkması Hindistan la mesafeli olmamızı doğurmuştur.Bu da bu ilişkilerin tekrardan bizim dönemimizde kurulabileceğinin göstergesidir.
Hindistan dünya arenasında da çok stratejik hamleler atmaktadır. 1947’de İngilizlerden kazandığı bağımsızlığını sürdürmek için batı ile ilişkiler yerine Avrasya odaklı düşünmüşler fakat bu durumda da Çin ile büyük rekabet içerisine girmişlerdir. Hindistan, Çin’in diğer dünya ülkelerine açılması için köprü olan mevkilere sahip olduğu için aralarında anlaşmazlıklar yaşanmıştır. Yani genel olarak Hindistan’ın politikasını batılılaşmadan modernleşmek olarak tanımlayabiliriz. Türkiye’nin de hızlı bir büyüme gösteren bu ülkeyle ilişkilerini arttırması hem ülkemiz geleceğini daha iyi yerlere taşır hem de şuan diyalog ortağı statüsünde olduğumuz Şangay İşbirliği Örgütü ile olan ilişkilerimizi daha da iyi duruma getirmiş oluruz.
http://www2.bayar.edu.tr/yonetimekonomi/dergi/pdf/C21S12014/107-123.pdf
http://www.ulusalkanal.com.tr/hindistanin-yolu-batililasmadan-modernlesmek–makale,2717.html