Seçkinleştirme: Değişimin Karmaşık bir Öyküsü

Seçkinleştirme veya mütenalaştırma olarak sözlüklerde yerini alan bu kavram kısaca düşük gelirli kimselerin çoğunlukta olduğu alanlara orta sınıf bireylerin göçünü anlatır. Kavramın yabancı yazında ilk kez ortaya çıkışı 60’ların başlarında Ruth Glass adlı sosyal bilimcinin Londra’nın çeşitli mahallelerinde yıpranmış, püskü evlerin orta gelir sınıfından kişilerce alınarak viktoryen görünümlü yeni konutların yapılması sürecini betimlemek maksadıyla “gentrification” sözcüğünü kullanmasıyla başlar. “Gentrification” veya Türkçesiyle seçkinleştirme “gentry” veya Türkçeye de geçmiş olan janti sözcüğünden köken alır. Ki bu kavram yukarıda belirttiğim belli görgü kurallarıyla büyümüş kimseleri anlatır. İşte, biraz da kökeninden ve ortaya çıkışından olsa gerek bizde görülen dönüşümlerle tam olarak bir koşutluk[i] göstermez. Ama yine de ortaya çıkan sosyal değişimin kuramsal bir modelini teşkil etmesi amacıyla “gentrification” kavramını çevreleyen düşünceleri kullanabileceğim kanaatindeyim.

Seçkinleştirme sürecinin temelde ortaya çıkışı bireyler aracılığı ile oluyor. Çünkü bir ailenin özellikle de çocukları olan bir ailenin güvenliğinden ve koşullarından çekince duyduğu bir semte yerleşmesi saçma olurdu. Ama hala soru şu ki, kim bu süreci başlatan bireyler? Bu kişiler genellikle hippi olarak tanımlayabileceğimiz sanatçı ruhlu kimseler oluyor. Köşede bir kahve veya likör dükkânı açarak işe başlayan, kendilerince bu bilinmeyen dünyayı keşfeden maceraperest insanlar diyebiliriz bu kimselere. Dükkânlarını ve diğer arkadaşlarını da genel olarak düşünürsek bu insanlar, getto ile diğer semtler arasında bir köprü kurmuş oluyorlar. Daha sonra bu insanları girişimciler izliyor ve starbucks’ların wholefood’ların açıldığını gözlemliyoruz. Tüm bunlar olurken de daha yüksek gelir sınıfından olan aileler, yavaş yavaş bu semte yerleşmeye başlıyor. Seçkinleştirme denilen sürecin evrimsel aşamaları bu biçimde bina edilmiş oluyor. Ancak bu noktada madalyonun iki yüzünün de olduğu belirtmeden geçemem.

Seçkinleştirmenin yararlarını açıklamak istersek karşımıza öncelikle bölgenin gelir düzeyindeki belirgin artış geliyor. Bölge artık yeni mağazaların açıldığı yeni binaların inşa edildiği çevre düzenlemelerinin yapıldığı ve peyzaj çalışmalarının gerçekleştirildiği bambaşka bir hale bürünmüş oluyor. Tüm bunlar gerçekleşirken de yeni gelen bireylerin, yöresel yetkelerin [ii] görevlerini yapmaları için baskı uygulamaları da düzenin ve güvenin teminini sağlıyor. Örneğin, okullar ve parklar iyileştiriliyor veya sokak köşelerinde uyuşturucu satan tekinsiz kişiler ortadan kayboluyor. Madalyonun diğer yüzü ise kuşaklardır yaşadıkları yeri terk eden insanlar… Bu insanların geneli düşük kira ücretleri nedeni ile bu semtte barınan kimseler, ancak bölgenin yenilenmesi ile kira ücretleri de artış gösteriyor. Eğer yeni ortama uyum sağlayıp onun uyarınca iş bulmakta gecikirlerse maalesef bu insanlar geçinme masraflarını karşılayamadıkları için semtten göç etmek durumunda kalıyorlar. Bu da haliyle o semtin kültürel yapısına darbe indiriyor. O yüzden de evet getto olan Harlem gitmiş oluyor ama bununla beraber 30’lardan sonra Siyahi Rönesans’ının yaşandığı Harlem de yitmiş oluyor. Her ne kadar Harlem bu konuda uç bir örnek olsa da seçkinleştirmenin zararlı noktalarını gözler önüne sermek için iyi bir örnek. Bundan dolayı seçkinleştirme iki ucu keskin bir kılıç, eğer doğru oranda gerçekleşirse bir yanda müzisyenleri bir yanda yogaya gidenleri görmek olanaklı iken yanlış gerçekleşirse kültürel bir erozyona neden olabilen bir görüngü.

Türkiye’de seçkinleştirmeyi kentsel dönüşüm programları içerisinde alabiliriz ancak belirgin ayrım şurada olacaktır; kentsel dönüşüm evrimsel bir süreç değildir, dolayısıyla da etkileri daha keskindir. Sulukule bunun ilginç bir örneği. Sözünü ettiğim gibi evrimsel bir oluşumda bile sorunların ortaya çıkması olasılığı mevcutken devrimsel bir yapıda sıkıntılar daha yoğun bir biçimde hissediliyor ve hissedilecektir de.

[i] koşut: paralel

[ii] yetke: otorite

Kaynakça

  • https://www.businessinsider.com/gentrification-is-good-for-the-poor-2015-2
  • Race, Class, and Gentrification in Harlem Since 1980.” Race Capital?, 2018, pp. 243–266., doi:10.7312/fear18322-014.
  • https://emlakkulisi.com/kentsel-donusum-sulukuleyi-ikiye-boldu/497472
  • https://www.scmp.com/lifestyle/travel-leisure/article/2114658/seven-gentrified-cities-around-world-cape-town-beirut

 

Leave a Reply