Dünyanın en kaliteli yemeklerini yiyip en rahat otellerinde kalmak istemez misiniz?
Michelin adı sizlere tanıdık gelecektir. Bisiklet lastiğinden uçak lastiğine, neredeyse her çeşit lastik üreten bu firma, 1889 yılında Michelin et Cie (Michelin ve Cie) adıyla Paris’te kuruldu. Michel ve Edouard Michelin kardeşlerin yanında durduğu üst üste dizilmiş lastiklerin resmedilmesiyle de yumuşak görünümlü Michelin sembolü doğdu. (Kendisine Bibendum adı verilmiştir.) 1898 yılından beri bu sembol Michelin lastiklerini tanıtırken, 1900’den itibaren başka bir lüksün simgesi haline de gelmiştir.
20. yüzyıla gelindiğinde, henüz Michelin adı bugünkü gibi dünya çapında bir marka değildi. 1900 yılında basılan ilk “Kırmızı Rehber” ile Michelin kardeşler, Fransa’da sayısı bir kaç bini aşmayan otomobil sürücüleri için arabayla gidilebilecek yerlerin haritalarını, araba tamirinin nasıl yapılacağını, benzin istasyonlarının yerinin nerede olduğunu gösteren bir el kitapçığı çıkardı. Ücretsiz dağıtılan bu kitapçık içinde pratik bilgilerin yer aldığı bir liste çıkarmışlardı. Halâ 115 yıl sonra bile Michelin Rehberleri lezzetin ve kalitenin bir simgesi durumundadır.
Michelin kardeşlerin böyle bir girişimde bulunmalarının amacı, kendi ürettikleri araba lastiklerinin kullanımıyla gidilebilecek en seçkin yerleri belirlemekti. O nedenle o yıl kullanılan araba sayısının on katından fazla rehber basıldı. Bu sayede ilk olarak Fransa sınırları içinde Michelin lastikleri ile gidilebilecek belli başlı varış noktaları belirlenmiştir. Günümüze tüm dünyaya dağıtılan bu rehberler, bir çok ülke için özel olarak üretilmektedir. İlk kez 1904’te Fransa dışında bir yer için, Belçika, Michelin Rehberi basılmıştır.
“Michelin’le nereye gideceğimizi biliyoruz.”
1920 yılında Michelin kardeşlerden biri bir lastik dükkânına girdiğinde bedava dağıtılan kırmızı rehberlerden birinin bir masanın ayağına takoz olarak kullanıldığını görünce “İnsanlar satın aldıklarına saygı gösterir” diyerek, Michelin Rehberini satmaya karar verir. Daha sonra kendisi de seçkin bir rehber halini alır ve kitaptan daha çok içindeki yıldızlar ün kazanmaya başlar.
Böylece şu an aşçılar ve restoranları belli kriterlere göre sıralandıran kırmızı rehber oluşmaya başlar. Günümüzde gezilecek ve kalınacak yerleri Yeşil Michelin Rehberinde bulmak mümkün. Fakat Michelin Yıldızı’nın ünü daha çok Kırmızı olan gastronomi rehberidir. 1900’de bir el kitapçığı olarak basılan rehber, 1920’de iyi otellerin ve restoranların sıralandığı bir rehber haline gelir. İlk kez 1926 yılında şimdilerde aşçıları uğrunda intihara sürükleyen “yıldız” uygulaması başlar. İlk yıldız güzel bir akşam yemeği yenebilecek yerlere verilmektedir. Daha sonra sınıflandırma kriterleri genişletilerek bu gastronomi rehberi daha detaylı hale getirilmiştir.
1931’de ikinci ve üçüncü yıldız ortaya çıkmıştır. Yıldızlar halen 1931’deki anlamlarını korumaktadır. Bu yıldızlar yemek sektörünün gelişmiş olduğu ülkelerde, dünyaca ün yapmış aşçıları takip etmektedir. Michelin halâ Fransa’da olan ajan merkezini farklı ülkelere de kurarak, her yıl yaptıkları gizli denetimler sonucu restoran ve aşçılara yeni yıldızlar verebilirken; aynı zamanda yıldızın kaybedilmesi de söz konusudur. Basit anlamda detaylı incelemelere tâbi olan ve kimliği belli olmayan gizli yemek ajanlarının verdiği yıldızlar şu anlamı taşır:
1 Yıldız: Kendi kategorisinde çok iyi bir restoran.
2 Yıldız: Mükemmel mutfak, yolunuzu değiştirmeye değer.
3 Yıldız: Olağanüstü mutfak, uğruna bir gezi düzenlemeye değer.
Amerika’dan (20’nin üzerinde Avrupa ülkesi de dahil olacak şekilde düşünüldüğünde) Japonya’ya kadar bir çok ülkeye özel Michelin Rehberi çıkmaktadır. Yeni rehberler bir önceki yılın son aylarında piyasaya sürülmektedir ve bir çok aşçının kariyeri için o günün gecesi stresli geçmektedir.
Hem Birinci hem İkinci Dünya Savaşı sırasında Michelin Rehberi basılmamıştır. 1900’den beri basılan ve kapsamını genişleten rehberin henüz Türkiye’ye dair bir sınıflandırması yok. Tadılacak bir çok lezzet ve gezilecek çok yeri olan ülkemizde kim bilir belki de ilk Michelin yıldızlı restoranı ben açarım. Hatta yıldızların üçünü birden aynı anda almak da mümkün olduğundan, 3 Michelin Yıldız’lı Ayşin’in mutfağı, 20. Yüzyılın başından bu yana kaliteyi istikrarla arayan bir ruhun parçası olur.
[box_light]Afiyet olsun![/box_light]