Hepimizin hayatına bir yerden dokunmuştur bisiklet. Benim çocukluğum gelir aklıma mesela, evin önündeki yokuştan korkmadan inişim, düşüp kalkmalarım, kanlar içindeki dizlerim…Bir başkası için şehirden kaçıp özgür olmak ya da şehir şehir gezmektir tüm manzarayı sindirirerek. Bir diğeri için yalnızca bir ulaşım aracıdır işine okuluna giderken. Kimisi de benim gibi bisiklet yarışlarına tutkundur. Seyircisiyle yarışçısıyla sıradışı hikayeler yazılır o yarışlarda

.d2fcdb2d69bc9c1d874aeeea293188c9

Esasında oldukça basit bir düzeneği vardır bisikletin. Atası, iki teker üstüne tutturulmuş tahta bir gövde ve sabit bir gidondan oluşan ve koşu makinesi adı verilen bir araçtır. Pedalları yoktur ve ayaklar sürüyerek ilerlenir. Daha sonraları hobi atı, tez ayak, züppe atı gibi sıradışı isimler takılan geliştirilmiş versiyonları çıkar ancak verilen isimlerden de anlaşıldığı gibi, sürece: “Tutmaz bu.” mottosu hakimdir. Nihayetinde günümüzdeki halini aldığında tahtadan atalarından farklı olarak, çelik gövdeye tutturulmuş yalnızca iki teker, iki pedal ve gidondan oluşan görünümüne kavuşur. Basit bir araç olmasına rağmen bisikletin dünyası oldukça geniştir. Bilim, felsefe, kültür, sosyal yaşam yani hemen hemen her şeyle bir bağlantısı bulunur. Örneğin üç beş fizik kuralına bakar bisikletin kullanımı. Vites değiştirerek hangi dişlide gideceğinizi seçersiniz. Dengede kalabilmek için hareket edilmesi gerekir, pedallar çevrilerek oluşturulan açısal momentumla sağlanır bu. Einstein “Life is like riding a bicycle; in order to keep your balance you must keep moving” diyerek bisikleti yaşamla bağdaştırır. Günümüzdeki ilerlemezsen kaybedersin anlayışına atıfta bulunur. Bisiklet söz konusuysa  durmak dengeyi kaybettirirken, günümüz sisteminde durmak nakit kaybı demektir.Bu açıdan her ne kadar kapitalist bir söylem gibi gelse de aynı düzenekle çalıştığından olacak bir baş kaldırıdır sisteme. Bir nevi çivi çiviyi söker durumudur. Yakıt tüketmez, çevreci bir seçimdir. Trafik, hız gibi modernliğin getirdiği şeylere aldırış etmez. Üstelik sakinleştirir, stresten uzak tutar ve sağlıklıdır. Bu noktada adettendir, 6 bin kilometre bisiklet yoluyla dünyanın bir numaralı bisiklet ülkesi Hollanda’dan bahsetmezsek olmaz. Bisikletin Hollanda’da yaygınlaşması bu başkaldırıya mükemmel bir örnektir. Hollanda’da halkın zenginleşmesiyle otomobil alımları dolayısıyla da trafik kazaları artar. Özellikle çocuk ölümlerinin çok olması üzerine halk bu konuda  duyarlılık kazanır ve çözüm aramaya başlar. Üstüne petrol krizi yaşamalarıyla çareyi bisiklet kullanımında bulurlar. Böylece bisiklet Hollanda halkının yakın tarihinde yaşadığı talihsiz olaylara tepkilerinin bir çözümü ve sembolü haline gelir.

10-maddede-hollanda-nasil-bir-bisiklet-ulkesi-oldu-9

hollanda-bisiklet-1234

Bir duruştur bisikletli yaşam, bir felsefeyi temsil eder. Sadece iki tekerlekli bir ulaşım aracı ya da çocuk oyuncağı olarak sınırlandırmak haksızlık olur. Her sene ilkbahar ve yaz aylarında bisiklet yarışlarını izlerken hem profesyonel bisikletçilerin tutku, özveri ve özel hikayelerine hem de bisikletin nasıl şehir hayatına ve kültürlerine entegre olduğuna şahit oluyorum. Mesela Tour de France Avrupa merkezli bir yarış olmasına rağmen her sene artan sayıda kolombiyalı bisikletçinin hedefi haline geliyor. Kolombiyalı yükselen yıldız Nairo Quintana fakir bir aileden gelen sıradan bir adam. Okula dağ yollarında bisikletle gidip gelen yarışçı şimdilerde en favori tırmanışçılardan biri. Ya da ele avuca sığmayan “Hulk” Peter Sagan, genç yaşında iki kez dünya şampiyonu olmasaydı bile karakteriyle ve yarışa kattığı yeşil renkle küçük çocukların kahramanı olabilecek bir profil.

Türkiye’de de böyle hikayelere ihtiyacımız var… Çocukların futbol dışındaki sporlara da yönlendirilmesi, böyle büyük organizasyonlarda bizi temsil edebilecek yarışçıların yetişmesi hem bisiklet kültürünü hayatımıza entegre etmemizi kolaylaştırır hem de sağlıklı nesiller yetişir. Bisiklete gönül vermiş beş amatör bisikletçinin kurduğu VeloTürk geçen yıllarda 1000 çocuğa 1000 bisiklet kampanyasıyla bu amaca hizmet etti. Aynı zamanda ülkemizde çeşitli cycling festler düzenlenmekte. Her geçen yıl izleyicisi artan Tour of Turkey bisiklet kültürünü ülkemizde yaymak açısından önemli bir organizasyon. Umalım da böyle organizasyon ve kampanyalar artsın ve gerekli altyapı ve düzenlemeler oluşturulsun.

tot_k_cc-1100x440

10 maddede Hollanda nasıl bir bisiklet ülkesi oldu

http://www.velocity216.com/tour-of-turkey-2016/

http://www.velespit.net/

http://www.tourofturkey.org.tr/

Leave a Reply

3 comments

  1. Anonim

    çok güzel bir yazı olmuş

  2. Anonim

    Çok güzel anlatmışsın, tebrikler.

  3. Anonim

    Çok güzel yazmışsın tebrikler.