İtiraf ediyorum: ben bir çikolatakoliğim. Benim gibilere sesleniyorum: cennetimizi buldum! 22 Ekim’e kadar tam hızla, coşkulu ve etkinlik dolu devam eden Eurochocolate 2017 Festivali’nden bahsediyorum.
Perugia’nın tarihi kent meydanında ve taştan dar sokaklarında İtalya’nın yerel gurme lezzetleri ve dünyanın en özel çikolata sanatçılarının katılımıyla kurulmuş stantlar, çikolatanın eşsiz tadıyla büyülenmiş katılımcıların dostane yüzleri ve kendinizi İtalyan sinemasının ünlü aktörlerinden biri gibi hissetmenize sebep olacak İtalyan müzikleri eşliğinde muhteşem bir hafta sonu kaçamağı fırsatı.
Festivale akın akın insan gelmesinin asıl sebebi çikolatanın yolculuğunun çok uzun olması. Ekvator’da kakao tohumu olarak macerasına başlayan çikolata, hasattan ve fermantasyona uğradıktan sonra kavrularak daha alışık olduğumuz halini alıyor. Kilometrelerce yol tepip Avrupa’ya dağılıyor ve ince bir titizliğin yanı sıra ailelerin yıllardır gizli tuttuğu tariflerle işlemden geçiyor. Sonraki durağı İtalyan çikolata şeflerinin mutfağı oluyor. Hiçbir makine kullanılmadan, parmak izi bile bırakmamak pahasına, dalından koparılmış Akdeniz meyveleri ve çıtır çıtır kavrulmuş yemişlerle yapılan iç dolgularla birleştirilen çikolata heyecan verici lezzetlere bürünüyor. Bu lezzetlerden en ünlüsü Napolyon zamanından kalmış bir tarif olan gianduia’dan üretilen giandiotto.
Hiç çikolata heykeltıraşlığı mesleğini düşündünüz mü? Peki, bir ton çikolatayı bir arada gördünüz mü? Çikolata heykeltıraşlarının yonttuğu kütleler işte o kadar ağır! Festival meydanındayaklaşık beş metrede bir farklı bir sanatçı o yılın konusuna göre çikolata bloklarına hayat veriyor. Tabii o oyarken ortaya çıkan parçaları yemek serbest. En tatlı sanat sayılan bu aktivitenin bu yılki konusu müzik aletleriydi. Benim favorim Giampiero Magrini’nin çellosu ve onu çalan elleriydi.
Tema müzik olunca, İtalyanlar da yılların getirdiği deneyim ve eşsiz müzik tarzlarıyla, dünyaca bilinen La Dolce Vita veya Cinema Paradiso gibi filmlerin müziklerinin çeşitli yorumlarını kentin her tarafında aksettiler. Müzik dinlemek için Perugia Katedrali önünde IV Novembre Meydanı’na açılan basamaklar, İtalya’da kentlerin oturma odası sayılan meydan kültürünün bir parçası olma fırsatı vermesiyle de ideal bir seçim. Tüm gün yürümenin yorgunluğu ve çikolatanın büyüsünün sarhoşluğuyla erkenden yatağa girme planı yapanlar dikkat!Perugia’nın üniversite kenti olmasından kaynaklı (evet, sordum: üniversitelerinde çikolatacılık diye bir bölüm var) pek çok genci de barındırması, festival döneminde meydan ve sokakların çok geç saatlere kadar canlı ve çekici kalmasına sebep oluyor dolayısıyla çikolata ve müziğin eşsiz dansının ritminin arttığı saatleri kaçırıp pişman olabilirsiniz.
Eğer siz de besin piramidindeki üç temel besin grubu: beyaz çikolata, sütlü çikolata ve bitter çikolata olanlardansanız, doğru yer burası.