Kadınlar, Filler ve Saireler; üç kadının hikayesini anlatan tek perdelik, yaklaşık iki saat uzunluğunda bir kara komedi oyunu. Ya da daha doğru şekliyle: kadınların hikayesini üç kadın karakterle sahneye taşıyan bir kara komedi oyunu.

Ankara’daki en eski tiyatro salonu olan Küçük Tiyatro’da izlemeyi tercih ettiğimiz oyun seyircisini bir müzikal havasında, hikâye anlatıcısının da dördüncü karakter olarak dahil olduğu bir dans gösterisi ile karşılıyor. Simsiyah pelerinli kostümler, müziğin ritmi, şarkı sözleri ve sahne renkleri bizde Shakespeare’in bir oyunundaymışız da cadıların ayinine şahit oluyormuşuz hissi yaratıyor. Fakat bu hızlı girişin ardından sahne renkleri ve kostümlerle birlikte oyunun da havası değişiyor, bir modern zaman hikayesi izleyeceğimizi anlıyoruz. Üç oyuncunun da birbirinin aynısı olan kıyafetleri ve adeta bir bütünün parçası gibi senkronize hareket etmeleri sebebiyle bir karakterin üç farklı kişiliğini mi, yoksa birbirinden bağımsız üç farklı karakteri mi izlediğimizi anlamamız ise biraz zaman alıyor.

Oyun ilerledikçe bu hikayenin ne bir karakterin, ne de üç karakterin hikayesi olmadığını anlıyoruz. Yaşamları, acıları, sevinçleri, beklentileri, hayalleri ve hayal kırıklıkları bambaşka olan bu üç karakter; yaşadıkları apartman dışında bir ortak nokta dahi taşımıyor. Kadın olmak dışında, hiçbir ortak nokta taşımıyorlar. Ama diğer tüm parametreler değişse de kadın olmanın getirdiği zorlukların, görünürde çok farklı olsalar da aynı kökten büyümüş dayatmaların, korkuların ve kaygıların birbirinden çok farklı hayatlarda bile nasıl kesiştiğini hatırlıyor; bunun bir kadın hikayesi olduğunu anlıyoruz.

Kadınlar, Filler ve Saireler trajik ya da dramatik bir oyun değil. Birçok sahnede bizi güldürmeyi başaran, çoğu zaman güncel, bazen ise basmakalıp komedi unsurlarıyla renkli ve neşeli bir hikaye. ‘Kara’sının bazen hikaye anlatıcının ezgileriyle, bazense direkt göndermelerle kulağımıza çalındığı bir kara komedi. Tıpkı kadın yaşamında olduğu gibi her zaman görünür olmasa da ara ara gün yüzüne çıkan, günlük hayatın akışında görmezden gelmeye çalışsak da her zaman orada olan kadına özgü kaygı ve korkuları; en renkli yaşamların bile siyah-beyaz perdelere nasıl da kolayca taşınabileceğini gösteren bir ayna.

Bu oyunun üç karakteri senelerdir aynı apartmanda yaşadıkları halde tanışmamış, bir kez dahi konuşmamış, arkadaş ya da iyi geçinen komşular olmamışlar. Ben, tiyatro salonunda onların performanslarını izleyip gülerken ön sıralarımda oturan farklı yaşlardaki kadınları hayatımda bir kez dahi görmedim. Eve dönerken kullandığım metrodaki hiçbir kadının yüzü tanıdık gelmedi. Otobüs durağına hızlı hızlı yürürken göz göze geldiğim, yaşıtım gibi görünen kızla daha önce karşılaşmadığıma da emindim. Ama bir gün ben de onlardan biriyle bir apartmanın merdivenlerinde denk gelip konuşsam; belki birbirimizden haz etmez, arkadaş dahi olmak istemezdik. Belki tek bir ortak nokta dahi bulamaz; ne sevdiğimiz filmlerin, kitapların, şarkıların; ne gittiğimiz kafelerin restoranların; ne de hayata bakış açımızın aynı olmadığını fark ederdik. Biz tüm bunları bilir, fark eder ama yine de birbirimizi anlardık, anlayabilirdik. Bizi birbirimize bağlayan incecik pamuk ipliğini göremez ama hissederdik. Yalnızca bizi birbirimize bağlayan o ipi değil; bazılarımızın dilinde, bazılarımızın elinde ya da gözünde, bazılarımızın kalbinde olan farklı kalınlıklardaki ipleri fark ederdik. Her birimizi o ya da bu şekilde bir yerlere tutturmaya çalışan, bazen ayağımıza takılan, bazen önümüzü görmemizi zorlaştıran, bazen panik içinde kıvrandıran farklı uzunluklardaki o bağları bilirdik.

Oyun bitişi tiyatronun kalabalık merdivenlerinden inerken iki saat içinde iki farklı oyun seyrettiğimi düşündüm. Bir tanesi pek de aşinası olmadığım bir atmosferde geçen ama beni çokça güldürüp eğlendiren rengarenk bir oyundu. İkincisi ise tıpkı sahnenin önünde beliriveren hikaye anlatıcısının giydiği pelerin kadar karaydı. Ama günün sonunda yüzümde bir gülümseme, içimde iyi vakit geçirmiş olmanın verdiği tatlı his vardı.

Artık sonbaharın sonuna yaklaşırken; Küçük Tiyatro’nun sıcacık, kubbeli salonunda Kadınlar, Filler ve Saireler izlemenin iyi bir fikir olduğunu söyleyebiliriz ♡

Kaynakça:

Fotoğraflar Ankara Devlet Tiyatrosu resmi sitesinden alınmıştır: https://www.devtiyatro.gov.tr/DevletTiyatro/tr/oyundetay/4007?a=kadinlar,-filler-ve-saireler.

Leave a Reply