GazeteBilkent ekip içi kaynaşma etkinliklerinin bir diğer ayağı Koç Müzesi gezisi oldu. 2 Mart Cumartesi sabah 10.30’da Bilkent’ten hareket eden ekip, 11.30 civarında Çengelhan Rahmi Koç Müzesi’ndeydi.
Çengel Han, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Mihrimah Sultan’ın eşi Damat Rüstem Paşa tarafından 1522-1523 yıllarında yaptırılmıştır. Beş yüz yıla yakın bir süre önce inşa edilmesine rağmen günümüze kadar ayakta kalabilen Çengel Han, Ankara’nın Hanlar Bölgesi’nde özgünlüğünü bu kadar koruyabilen ender yapılardandır.
Tarih boyunca Anadolu kervansaraylarının tipik görevlerini üstlenen, halkın konaklama ve alışveriş ihtiyaçlarını karşılayan, 16. ve 17. Yüzyıllarda uluslararası bir sanayi ve ticaret merkezine dönüşen Ankara’nın başlıca hanları arasında yer almıştır. 19. Yüzyılın ilk yarısına kadar handa çeşitli dokumalar, tiftik yünü ve yapağı gibi tiftik ürünleri, urgan, kuru bakliyat, hububat, nalburiye malzemeleri, işlenmiş deri ve at arabaları için koşum takımları satan dükkanlar bulunmaktaydı. Şimdi ise yeniden yapılandırılan ve Pazar günleri hariç halkın gezmesine açılan müze; içinde harika tarihler barındırmaktadır.
Müzede rehber bulunmamasına rağmen çok kolay gezilebilmesi, kişileri yönlendiren yazılar ve zevkli düşünülmüş sıralı odalara atfedilebilir. Müzenin özelliği ise, avluyu gören asma katın etrafında ve bizzat avlunun etrafında sıralanan odalarda geçmişten günümüze birçok alanda eserler barındırmasıdır. Müze, teknoloji kısmında görülen Pac-man oyunları, oyuncak odalarında bulunan türlü çeşit bebekler ve arabaların yanı sıra; ulaşım ve denizcilik odalarındaki gemi ve buhar motoru maketleri, en eski bilim alet edevatları ve alt katında bulunan esnaf çarşısı ile gezenlere muhteşem bir tarih şöleni sunuyor. Müzenin belki de en ilgi çekici iki yapıtı ise; üst katta bizzat Rahmi Koç’un heykeli ve alt kattaki Bakırcı Osman heykeli. Her küçük ayrıntısı düşünülmüş ve ince ince işlenmiş bu heykellere bakıldığında, adeta nefes alıp verişlerini görmek işten bile değil.
GazeteBilkent ekibi de önce bütün bu odaları gezip, hatıra edinebilecekleri fotoğrafları çektirirken; hayranlıklarını gizleyemediler. Hatta içlerinden Kürşat TOSUN, her şeye dokunmak istediğini ve bütün her şeyi olağanüstü bulduğunu açıkladı.
Gezi’den sonra etraftaki çarşıyı da biraz gezen ekip, soluğu Sur Kapısı yanındaki Zenger Paşa Konağı’nda aldı. Mükemmel yemekleri ve güler yüzlü hizmetiyle gönülleri fetheden Zenger Paşa Konağı’na da teşekkürlerimizi iletiyoruz. Eski bir konaktan restore edilerek 3 katlı bir turistik mekana çevrilen yapı da; o bölgede turistik bir mekan olan en eski yerlerden biri. İçeri girer girmez bir sobayla karşılanıyorsunuz ve ardından üst kata kadar otantik bir mimarinin içinden geçerek yemek yenen sıcak restorana ulaşıyorsunuz. Son olarak Pazar günleri hariç her akşam 19.00’dan sonra Fasıl dinleyebileceğiniz güzel bir ortam arıyorsanız, Zenger Paşa Konağı’nı görmenizi öneririz.
GazeteBilkent Ailesi olarak gördüğümüz yerleri şiddetle tavsiye eder, katılan tüm arkadaşlara da sonsuz teşekkürlerimizi iletiriz!