Geçtiğimiz günlerde Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümü ikinci sınıf öğrencisi, aynı zamanda da Sosyal Hizmet Kuruluşu olan Anıttepe Leo Kulübü’nün Başkanı Esat Gönülalan ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Röportaja geçmeden önce Esat’ı tanıyalım.
Esat, 01.01.1990 tarihinde Ankara’da doğdu. Ortaöğretimini Atatürk Anadolu Lisesi’nde bitirdi. Şu an Bilkent Üniversitesi Turizm İşletmeciliği bölümü 2.sınıf öğrencisi. Boş zamanlarında kitap okur, futbol oynar, seyreder. Leo hayatında 2. yılını geride bırakmış.
GazeteBilkent: Kısaca Leo’yu tanımlayabilir misin?
Esat Gönülalan: Leo topluma bir fayda sağlamak isteyen ve toplumun kanaat önderi olmak isteyen genç bireylerin bir araya geldiği ve birlikte topluma hizmet ettikleri Lions İnternational organizasyonudur. Lions dünya çapında bir buçuk milyon üyesi olan, yaklaşık 80 ülkede aktif olarak faaliyetlerini sürdüren bir sivil toplum kuruluşudur. Leo ise bu kuruluşun gençlik programıdır. Leo’da bireyler kendini kişisel gelişim olarak ileri seviyeye taşımakla beraber topluma da fayda sağlamak üzere bir araya gelirler. Leo’nun kısaca bir tanımı olamaz çünkü Leo’yu yaşadıkça her birey farklı tanımlar yapmaya ve kendine göre farklı şeyler görmeye başlar. Bu yüzden Leo’yu tek bir tanım kalıbına sığdıramayız.
GB: Leo hayatına kaç yaşında başladın?
Yaklaşık iki sene önce 22 yaşında başladım.
GB: Peki bu kuruluşa katılmaya nasıl karar verdin. Nereden duydun?
Yurtdışı eğitimi üzerine bir firmada çalışıyordum. Buraya yurtdışına gitmek üzere gelmiş bir öğrencimizle (Berat Cem Eryılmaz) sohbet ederken konu Sivil Toplum Kuruluşlarına geldi ve abisinin (Mete Eryılmaz) Leo hayatında son senesini geçirdiğini söyledi. Lion’a geçecekti.
GB: Böldüğüm için özür dilerim. Bu noktada Leo ve Lions’ta bulunan kişilerin yaş aralıklarından bahseder misin?
18-30 yaş arası bireyler Leo olabiliyorlar. 30 yaştan sonra Lion olunuyor. Fakat burada bir zorunluluk yok. 30 yaşında Leo hayatını bitirdikten sonra ayrılabilirler. Zaten gönüllülük esaslı olduğu için bir bağlılık söz konusu değil.
GB: Genç yaşta düşününce üniversite öğrencileri gezip dolaşıyor. Üniversite hayatlarını dolu dolu geçiriyor. Fakat sen böyle bir hizmet kuruluşuna girmişsin. Hem de bir ücret almadan, hatta harçlığından büyük bir kısım ayırarak. Neden böyle bir tercih yaptın?
Kişisel gelişimden bahsettik. Hepimiz belli bir üniversitede okuyoruz. Ve buradan sonra belli işler yapacağız. Burada Leo’nun sağladığı kişisel gelişim hakkında çok önemli bir nokta var. Bu da bir kulübe başkanlık etmek ya da çeşitli görevlerde bulunmak veya yönetim kurulunda olmak. Bunlar zaten gelecekteki iş hayatında gerek devlet gerek özel kurumlarda göreceğimiz benzer yapılar. O yüzden Leo’ya girerken zaten içimde topluma fayda sağlama isteği vardı. Şöyle düşün,insanları mutlu ettiğinizde onların yüzündeki mutluluk ifadesini gördüğünüzde sizin de mutlu olmanız kaçınılmaz. Hem bunu görerek, hem de kendinizi geliştirerek böyle bir yerde bulunmak ve bunun yanı sıra size ciddi bir arkadaş ve sosyal çevre sağlaması beni Leo’ya iten bir etken oldu.
GB: Ben de tam bu noktaya gelecektim. O zaman önce şunu sorayım; Leo’ya girdikten sonra arkadaş ortamında değişiklik oldu mu?
Tabi ki bir değişiklik oldu. Eski arkadaşlarımla hala görüşüyorum fakat eski sıklıkla değil. Daha çok Leo içindeki arkadaşlarımla görüşüyorum. Zaten beraber bir şeyler yaptığınız insanlarla birlikte olursunuz genelde. Bir yerde bir proje olduğu zaman sizinle birlikte bunun üzerine yoğunlaşacak ve çaba harcayacak insanlarla yola devam ediyorsunuz. Bu açıdan şu anki sosyal çevremde Leo çok büyük bir yer kaplıyor.
GB: Peki Leo’dan sonra insanlara bakış açın değişti mi? Bir tarafta 25 yaşında arkadaşların var ve bir tarafta birlikte birşeyler başardığın 25 yaşında arkadaşların var. Onlara farklı bir gözden bakmaya başladın mı?
Leo’daki arkadaşlarıma bakış açım çok değişti. Normal şartlarda tanışsak belki çok iletişim kuramayacağım bireyler de vardı ama bir vesileyle tanışıp, gerçekten çok mükemmel insanlar da varmış diyebileceğimiz bir ortam.
GB: Kulübünde başkansın. 25 yaşında bir grup insana ve bir kulübe başkanlık etmek nasıl bir duygu?
İlk olarak zor olduğunu söyleyebilirim çünkü ilk defa böyle bir şey deneyimliyorum. Ve belli bir grubu yönetip kollektif yapıya sahip bir yerde onlardan tek bir karar çıkarmak zor bir işmiş, ben bunu anladım. Başkanlık ettikçe organizasyon yapma ve olayları çözümleme yeteneği gelişiyor. Başkanlığımın ilk aylarını düşünüyorum. Aslında bu essay yazmak gibi, ilk aylar essayin introduction paragrafı gibiydi fakat ben şu an body paragrafına geçmiş gibi hissediyorum. Gerçekten gelişme katediyoruz. Ayrıca Başkanlık özgüveninizi yerine getiriyor. Bunun haricinde topluluk önünde konuşma eğitimi almadan topluluk önünde konuşmayı öğreniyoruz. Bu noktada başka bir konuya geçebilir miyim?
GB: Tabi ki.
Şimdi Leo yapısı olarak belli konseylerimiz oluyor. Bütün bölge Leolarının bir araya geldiği yaklaşık 100 kişinin katılım sağladığı konseyler. İlk bakışta kolay görünüyor sanki buradaki gibi birebir konuşuyormuş havası olsa da kürsüye çıkınca her şey farklı oluyor. İnsan söyleyeceklerini düşünmeye başlıyor. Bu da pratikle olacak bir şey. Mesela konseylerde kürsüden konuşarak topluma hitap etme özelliği kazanıyorsunuz. Başkanlığın bana sağladığı faydaları bu şekilde özetleyebiliriz.
GB: Dediğin gibi Leo 18-30 yaş arası. Sen 25 yaşında bir başkansın. Ve kulübünde senden büyük kişiler de vardır mutlaka. Bu noktada yaş, aranızdaki ilişkilerde bir faktör mü?
Büyüklerimiz zaten başkanlık yaptılar ve onlar başkanlığın nasıl bir görev olduğunun farkındalar. O yüzden bana yardımcı olmaya çalışıyorlar. Ve bu aramızda herhangi bir çekişme durumu doğurmuyor; eğer doğurursa konuşarak çözüyoruz. Burada bütün sorunlarımızı karşılıklı veya birebir konuşup çözüyoruz.
GB: Son bir sorum olacak. Gelecekteki iş hayatına başladığında Leo sana ne katmış olacak?
İş ilişkilerini öğrenmiş olacağım. Burada her ne kadar biz arkadaş da olsak aramızda profesyonel bir yaklaşım söz konusu. Yani bir yerlerde resmi işler yapmak durumundayız. Gelecekteki iş hayatımda da profesyonel yaklaşım sergilemek adına zaten bunun pratiğini yapmış olacağımı düşünüyorum. Tabi ki bunu ileride göreceğiz.
GB: Bu keyifli ropörtaj için çok teşekkürler.
Ben teşekkür ederim.