Aramıza yeni katılan yazarımız Ömer Faruk DAĞLAR’ın kalemine sağlık.
İnsanlar her zaman etraflarında olup bitenlerin aksine, farklı, sıra dışı ve aykırı olaylar üzerine düşünür ve bu konuları merak ederler. Şüphesiz her birimizin doğaüstü olaylara, varlıklara karşı bir merakı, bir ilgisi vardır. Bilgisayar oyunlarının da ortak özelliklerinden biri olan bu doğaüstü olaylar ve varlıklar sürekli karşımıza çıkmakta. Ejderhalar, büyücüler, şövalyeler, cadılar ve tabi vampirler. Çeşitli filmlere, romanlara, dizilere konu olan vampirler tabi ki bilgisayar dünyasında da oyunlara konu olmuşlardır.
Bir arkadaşım sayesinde geç bir vakitte tanıştığım vampir dünyasını içeren bu oyun; Vampire: The Masquerade-Bloodlines. 2004 yapımı olan ve White Wolf firması ile içli dışlı olarak hazırlanan Bloodlines’ın, başına oturduğunuz andan kalkana kadar sizi rahat bırakmayacak bir oyun. Hikâyedeki sürprizler, karşınıza çıkan yeni olaylar ve bağlantılar, oyunun ne denli kaliteli ve dikkatlice hazırlanmış bir hikâyeye sahip olduğunu sizlere vurgular nitelikte. Yasak yollarla vampire dönüştürüldüğünüz oyuna sizi vampire dönüştüren efendinizle beraber vampirlerin kralı konumundaki prens tarafından ölümle cezalandırılmanızla başlıyorsunuz oyuna. Bu oyunun hikâyesine göre boyundan bir ısırık alınan kişi vampire dönüşmüyor, bu iş için özel ayinler düzenleniyor. Her RPG oyununda olduğu gibi Bloodlines’a da kendinize bir karakter yaratarak başlıyorsunuz. Bu noktada karşınıza iki seçenek çıkacak; dilerseniz yöneltilen sorulara vereceğiniz cevaplara uygun bir karakteri oyun yaratsın, dilerseniz tüm özellikleriyle kendinizin ilgilendiği bir karakter yaratın, seçim sizin. Bu noktadaki bir başka önemli unsur ise oyunda bulunan klanlar. Oyunda, Camarilla, Sabbat ve Anarch olmak üzere üç grupta toplanan vampirler toplam 13 klandan oluşuyor. Camarilla oluşumu iyi gibi gözükse de antipati toplayan prens sayesinde Camarilla’yı sevmeyebilirsiniz. Camarilla’nın dışında Sabbat, oyunun kötü adamlarından. Anarch ise Camarilla’nın politikalarına karşı gelen, adı gibi anarşik bir grup. Vampirler ise kendi aralarında karakteristik özellikleri, fiziksel özellikleri göz önünde bulundurularak çeşitli ırklara ayrılmış durumda. Brujah, Gangrel, Tremere, Nosferatu, Toreador gibi farklı ırkların farklı güçleri, eksileri ve artıları var. Vampir güçlerinizin yanı sıra bazı durumlarda silahlara da ihtiyacınız olacak. Silah çeşitliliği oyunun bir başka güzel özelliği. Colt anaconda, balyoz, kılıç, meşale, tırpan, levye, bıçak ve daha birçok farklı özellikte ve farklı güçte silahlar çıkıyor karşınıza.
Hemen her RPG’de bir ana görev, bir de deneyim kazanıp karakterinizi geliştirmeye yarayan yan görevler bulunur; fakat Vampire’da durum biraz daha farklı. Her şeyden önce oyunda ana göreviniz yok, ancak vampirlerin başı olarak kabul edilen prensin verdiği görevleri ana görev olarak da sayabiliriz; zira bir hayli uzunlar. Los Angeles’ta geçen oyunda Santa Monica, Downtown, Hollywood ve Chinatown gibi 4 merkezde bulunacaksınız, bazı görevlere özel, sadece bir kere gideceğiniz pek çok yer var. Bir de yer altında, kanalizasyonlarda gezebiliyorsunuz ve kanalizasyonlar gizlilik için çok işinize yarayacaktır. Oyun her ne kadar 2004 yapımı da olsa gayet detaylı çizgilere ve dekorasyonlara sahip ve buna rağmen sistem gereksinimleri çok üst seviyelerde olmadığından oyunu hemen hemen her bilgisayar sorun çıkarmadan açıp çalıştırabiliyor. Oyun içinde görev icabı gittiğimiz yerlerde bilgi toplamak için kullanabileceğimiz bilgisayarlar dışında, 47 dakikalık bir kayıt yapılan radyolar, karşısına her geçtiğinizde farklı konular anlatan televizyonlar bulunmakta.
Her RPG oyununda olduğu gibi Bloodlines’ta da yetenekler çok önemli yer tutuyor. Yetenek puanlarını ise gerçekleştirdiğiniz görevler sayesinde kazanıyorsunuz. Yetenek puanlarının dışında oyunda dikkat edilmesi gereken insancıllık ve masquerade gibi 2 çok önemli unsur var. İnsancıllık, yani humanity oranı oyundaki agresifliğinizi ya da uzlaşımcılığınızı belirliyor da diyebiliriz, gerçekten kötü bir adam gibi davranırsanız humanity değeri gittikçe düşüyor ve kontrolü kaybedip sık sık cinnet geçirmeye başlıyorsunuz. Dış mekânlarda kontrolü kaybetmekte hiç hoş olmuyor, vampirlerin mütevazılığını bozmak vampir camiasınca pek hoş karşılanmıyor. Her ne kadar çoğu insan tarafından varlıkları bilinse de vampirler, insanlardan olabildiğince uzak durmaya, kişiliklerini gizlemeye çalışıyorlar. Eğer bu kişiliğinizi ele güne karşı ifşa ederseniz de az önce bahsettiğim masquerade olayı meydana geliyor. Şayet masquerade miktarınız 5’i boylarsa oyun trajik bir biçimde bitiveriyor. Oyunu güzel ve keyifli kılan bir diğer özellik ise kaba kuvvet kullanmadan görevlerinizi yerine getirebilmeniz. Oyun içindeki karakterlerle geçen konuşmalarda genelde size 4 farklı cümle veriliyor ve oyunun gidişatına göre bu 4 cümleden birini seçerek konuşmayı devam ettirebiliyorsunuz. Kavgadan uzak, sessiz sedasız ve kan dökmeden bir görevi bitirmek istiyorsanız farklı mavi, pembe ve yeşil renklerdeki cümlelerle karşınızdakini isterseniz tehdit edebiliyorsunuz, isterseniz olumlu konuşup gönlünü alıyorsunuz ya da cilve yaparak ikna edebiliyorsunuz.
Arcanum, Temple of Elemental Evil gibi yapımlar ortaya koymuş ve RPG oyunlarda bir hayli iddialı allout’un da yapımında görev almış bir ekip tarafından hazırlandığından dolayı oyunun RPG özellikleri de hayli derin. Çoğu oyunun aksine profesyonel sanatçılar tarafından seslendirilmesi sayesinde görebileceğiniz her karakter, kendine has bir üsluba, davranışa sahip. Ses ve müzikler uzun zamandır bir oyunda görmediğim kadar sağlam hazırlanmış Bloodlines’ta. Seslerin yanı sıra müzikler de bir o kadar sağlam. Son zamanlarda çoğu oyunun yaptığı üzere Troika da bazı müzikleri lisanslamış ve bu müzikler çok iyi seçilmiş.
Vampire: The Masquerade-Bloodlines her ne kadar biraz eski bir oyunda olsa, çok kötü sayılmayacak kadar kaliteli grafikleri, düşük sistem gereksinimleri, White Wolf gibi sağlam ve mantıklı bir vampir mitolojisine sahip, herkesin doğaüstü varlıklara olan ilgisinden dolayı fazlasıyla çekici, birçok oyun sitesinden en az 8,5 puan alabilmeyi başarmış, oynanması gereken yegâne bilgisayar oyunlarından biri.
Şimdiden tüm oyun ve vampir severlere iyi oyunlar.