Sizlere tanıtacağım animeye geçmeden önce, animede oldukça tiye alınan ve komedi unsuru katan bir konsepti sizlere tanıtmak isterim. Bu konsept, “moe” adı verilen bir tür fetiş konsepti. Bu moe konsepti, seksapeliteden ziyade cinsellik içermeyen beğeniyi ifade eden, sevimli şeylere aşırı beğeni beslemeyi ve hayran olmayı ifade eden bir konsept. Bu konsepte hizmet etmek için kimi ticari faaliyetler de söz konusu Japonya’da, örneğin maid-cafe’ler gibi.
Maid-cafe’lerde, garson kızlar batılı hizmetçi gibi giyinir. Gelen konuklar genelde erkek olup, bu garson kızlar “merhaba kocacığım” şeklinde, gelen müşterileri ağırlarlar. Bu durum kulağa oldukça tuhaf ve müstehcen gelse de; müstehcenlik barındıran bir durum aslında yok. Tersine, müstehcen şeyler kesinlikle “kawaii” değil ve tedirgin edicidir onlara göre. Seksi olmaktan ziyade sevimli (yani Japonları değişiyle “kawaii可愛い) olan bu hanım kızlarımız, seksapeliteden daha önemli sayılan ve cinsel düşünce barındırmayan bu modern Japon alt kültürü olan “sevimli” konseptine hizmet ediyorlar; hatta zaman zaman kedi kulakları takmaları ve çeşitli animelerden cosplayler(anime karakteri kılığına bürünme) yapmaları da cabası. Bunları yapınca daha “moe” oluyor bu kızlar.
Şimdi animemize geçelim: “Kaichou wa maid-sama”nın birebir Türkçe anlamı “Başkan bir hizmetçi kız.” oluyor. Animemizin başkarakteri, Misaki Ayuzawa, neredeyse tamamı erkeklerden oluşan Seika Lisesi’nin Öğrenci Konsey Başkanıdır. Özellikle erkeklere karşı çok sert; kızları daima korumaya çalışan ve onları rahatsız eden erkeklere haddini bildirmeye çalışan, feminist bir kızdır. Derslerinde son derece hırslı, başarılı olan Misaki, lisenin aikido takımındadır; dövüşte oldukça iyidir. Erkekler ondan şeytan başkan diye bahseder. Ancak bu, onun okuldaki imajıdır; lisedekilerin bilmediği ve kendi otoritesinin sarsılmaması için bilmemeleri gereken bir sırrı vardır.
Peki, bu sır nedir?
Misaki, ailesine maddi olarak yardım etmek için bir maid-cafe’de yarı zamanlı işe başlamıştır ve okuldaki otoritesinin sarsılmaması için bunun gizli kalması gerekmektedir. Ayrıca, karakteri gereği erkekleri memnun eden bir kılığa ve role bürünmekten rahatsızlık duymaktadır ama başka çaresi yoktur. Babası, Misaki çocukken büyük bir borç batağına saplanıp bütün borcu ailenin üzerine yıkıp kaçmıştır. Misaki, fazla saf düşünceli annesi ve acayip bir karakteri olan kız kardeşi Suzuna ile her gün döşemeleri çöken döküntü evlerinde yaşamaktadır. Aslında erkeklere karşı sertliği ve güvensizliği de yaşadığı bu travmadan kaynaklanmaktadır.
Bir gün maid-cafe’nin önünden geçen okulun kayıtsız, kişiliği ve geçmişi pek bilinmeyen yakışıklı, çeyrek İngiliz asıllı olan -bu bilgi, manganın ilerleyen sayılarında verildi ancak animede yoktur- aynı lisenin öğrencisi Takumi Usui; öğrenci konseyi başkanı Misaki’yi görür hizmetçi kıyafetleri içerisinde. Bunu fark eden Misaki, korkuyla karışık, olanı biteni anlatır onu biraz hırpalayarak ve bu ikili, aralarında bir tür anlaşma imzalar; ama Usui’ye eğlence çıkmıştır bir kere, her gün Maid-cafe’ye gelerek Misaki’nin sinirlerini zıplatır ve dozunda romantizmle karışık komik olaylar meydana gelmeye başlar. Misaki’nin tsundere karakteri-yani gerçek duygularını, incinmemek adına sert ve iğneleyici tavır ve tutumla gizleyen karakteri- de ayrıca bir komedi unsuruna dönüşmüştür ve daha da bir “moe” olmuştur.
Bu yönleriyle otakulara ve otaku olmayanlara hitap eden güzel bir animedir bu yönüyle Kaichou wa maid-sama. Anime, 26 bölümlük olup mangası, animenin bittiği yerden devam etmektedir. Ayrıca Japon Otaku alt kültürü ve moe kavramını iyice ortaya koyup tiye alan güzel; komik, eğlenceli ve romantik olan bu animeyi izlemenizi tavsiye ederim.
Büşra Tozlu
bende animeciyim :o süper bir animeydi gerçekten . Bir animenin böyle güzel çok yönlü bir sitede yayınlanması beni çok mutlu etti …
Ayşe Gülşah Kartal’a sonsuz teşekkürler =)