İçinde hayal, gerçek, aşk, vatan gibi daha bir çok duygu ve kavramı içinde barındıran bir albüm düşünün ve bu albümde onların yalnızca melodilerle hissettirildiğini… Ünlü şairlerin şiirlerini besteleyip, Serenad Bağcan yorumuyla, 2013 yılında “İlk Şarkılar” albümünde toplayan besteci ve piyanist Fazıl Say, bu kez de dünyanın çok farklı coğrafyalarında prömiyerini yaptığı kendi eserlerini “Say Plays Say” albümünde topladı. Say bu albümü, “Piyano eserlerinin yer aldığı bir resital.”olarak tanımlıyor. Gerçekten de albümü dinlerken bir resitaldeymişsiniz hissini yaratıyor şarkılar. Albüm; son yirmi yılda çeşitli zaman ve mekanlarda çalınmış kayıtlardan oluşuyor. 29 Eylül’de yayımlanan albümde sanatçı, klasik eserlerin caz çeşitlemelerine de yer veriyor. Ünlü piyanistin kendi eserlerinden oluşan bu solo albüm, 2013 yılında yayınladığı “İlk Şarkılar” albümündeki başarıyı ikiye katlayacak gibi gözüküyor.
Albümdeki şarkılar sırasıyla; “Ses”, “Kumru”, “Kara Toprak” (Black Earth),” Nâzım”, “Sevenlere Dair”, “Bodrum”, “Paganini Jazz”, “Alla Turca Jazz”, “Yeni Bir Gülnihal”, “Nasreddin Hoca’nın Dansları”; “I. Devr-i Turan”, “II. Devr-i Hindî”, “III. Bektaşi Raksanı”, I”V. Şarkı Devri Revâni Velvelesi” “Fantezi Parçaları”, “I. Vision”, “II. Eski İstanbul’un Hüznü”, “III. Manhattan’da Bir Derviş”, “IV. Çingene Kızı”, “Nietzsche und Wagner”, “I. Nietzsche” ve “II. Wagner”. Albümde her bir şarkının hikayesi var aslında ve Fazıl Say bunu tüm içtenliğiyle albümün içinde önsöze ek olarak paylaşıyor. İlk parça “Ses”i Fazıl Say 2012 yılında bestelemiş. Eser üç soprano, piyano ve vurmasazlar için bestelenmiş bir sahne eseri. Albümde biz bu şarkının piyano versiyonunu dinliyoruz. İkinci eser “Kumru ”ise bence albümdeki en anlamlı ve en etkileyici parça, çünkü Say bu baladı 2000 yılında kızının doğumuyla beraber yaşadığı sevinçle yazıyor ve kızının adını vererek ona ithaf ediyor.
Say’ın önsözde paylaştığı Tarkovski’nin şu sözü ; “Dünya mükemmel olmadığı için sanat vardır.” sanıyorum ki Fazıl Say’ı bunca eser üretmeye iten şeylerden sadece biri. Albümdeki “Kara Toprak” eserini ise Say; halk ozanı Aşık Veysel’in “Sadık Yarim Kara Toprak” eserinden esinlenerek yapmış. 1993 yılında Berlin’de kaydedilen, albümdeki bir diğer eser “Nasrettin Hocanın Dansları” ise Fazıl Say’ın 20 yaşındayken yaptığı ilk eseri olma özelliğini taşıyor. Dede Efendi’nin “Yine bir Gülnihal” eseri de bu albümde “Yeni Bir Gülnihal” olarak, caz versiyonlarıyla Fazıl Say tarafından yeniden yorumlanmış. Bu parçada oldukça tanıdık bir melodinin Say’ın caz yorumuyla başkalaşmasının yanı sıra özgürleştiğini de söylesem sanıyorum ki yanlış olmaz. Albümde benim en sevdiğim eser “Ses” oldu. Albümdeki eserler hakkında az da olsa fikir edinmek için onu dinlemenizi öneririm:
Zorluklar ve bazen engeller sanatı her zaman olmasa da; zaman zaman güçlendiren, yaratıcı kılan şeyler bence. Fazıl Say da yeni albümü “Say Plays Say” için Yekta Kopan ile gerçekleştirdiği ilk söyleşisinde şöyle söylüyor: “Sanatın ilerlemesini sağlayan unsur, insanoğlunun birbiriyle anlaşamaması yüzünden oluşan çelişkili tablo. Türkiyede yaşadığım tüm zorluklar, beni aksine üretmeye daha çok itiyor.” Söyleşide Fazıl Say hayatı ve yeni albümüyle ilgili daha birçok şey paylaşıyor, merak edenler göz atabilirler:
Fazıl Say bu röportajda “Say Plays Say”‘ın yanı sıra, gelecek projelerinde de bahsediyor, örneğin Serenad Bağcan ile “İlk Şarkılar 2”’albümünü yapacaklarını söylüyor. Mozart’ın bütün sonatlarının kaydedildiğini ve bunları altı ayrı albümde toplayacağını da sevenlerine duyuruyor.
“Say Plays Say” albümü Fazıl Say’ın müzik ve hayat yolculuğunda yaşadıklarını ifade ettiği şarkılardan oluşuyor yani özetle. Kendisi de albümün önsözünde belirtiyor; “bir hayatı müzikle anlatmaya çalışmanın naçizane örnekleri” diyor eserleri için. Albüm kesinlikle alınmalı; her bir eserin ruhu, rengi, seslenişi başka insana. Ben bu albüm için Fazıl Say’ın biyografisi ya da romanı diyorum. Say, anlatmak için sözcükler yerine gene melodileri kullanmış. Bu yüzden albümdeki her bir eser, yaşanmış her bir farklı gün… Albümün yolu açık olsun. Müzikle kalın!