Geçtiğimiz Cuma günü, Bilkent’in bir nevi alâmetifarikası olan Bilkent Senfoni Orkestrası’nın (BSO) bir başka konserinde, Stravinsky’nin Sirk Polkası ve Piyano ve Nefesli Çalgılar için Konçerto adlı eserleriyle birlikte Beethoven’ın Op. 36, Re Majör 2.Senfoni’sini dinleme şansını yakaladık. BSO Konserleri’nin alışıldık seyirci yoğunluğu bu konserde de göze çarpmaktaydı, sebep olarak da seyircilerin dünyaca ünlü piyanist Alexei Volodin’e olan ilgisi, Türkiye’nin en değerli orkestra şeflerinden Gürer Aykal’ı seyretme isteği ve bir Beethoven senfonisinin çekiciliği gösterilebilirdi. İlk eser Sirk Polkası nispeten kısa bir eser olmasına rağmen bizleri hayal dünyamızda bir yolculuğa çıkardı. Dinleyicilerin klasik müzik geçmişlerine atıfta bulunan Sirk Polkası, alışıldık yumuşak melodileri ve dinamikliğiyle dinleyicinin ilgisini çekti. Benim zihnimde Gioachino Rossini’nin The Barber of Seville Uvertürü’ne benzer melodiler barındıran Sirk Polkası’nın ardından Stravinsky’nin Piyano ve Nefesli Çalgılar İçin Konçerto’sunu çalan Volodin, izleyiciler tarafından oldukça benimsenerek uzun süre alkışlandı ve iki kez sahneye geri döndü. Volodin’in oldukça keyifli olan performansının ardından seyirciler Gürer Aykal’ın şefliğinde Beethoven’ın Op. 36, Re Majör 2. Senfoni’sini dinlemek üzere tekrar salona döndüler.
Ludwig Van Beethoven’ın yaşadığı işitme kaybının ardından sonlandırdığı bu senfoni, değerli Devlet Sanatçısı Gürer Aykal’ın yüksek temposunun damgasını vurduğu bir performansla çalındı. Yaklaşık kırk dakika süren bu performans boyunca, şef Gürer Aykal ilerlemiş yaşına rağmen hayret veren bir dinamiklikle orkestrayı yönetti ve eserin tadının izleyiciler tarafından tam anlamıyla alınmasına büyük katkıda bulundu. Konsere katılanlar arasında CHP Ankara milletvekillerinden Emine Ülker Tarhan ve Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nün köklü hocalarından Nesim Erkip de bulunmaktaydı, saygı duyduğum insanlarla bu konseri seyredebilmek de o akşam orada bulunmamın doğruluğunun bir göstergesiydi.
Her iki yarıda da hareketli ve ani geçişlere sahip eserlerin çalındığı bu konser, dinleyiciler için oldukça keyifli bir deneyim özelliği taşımaktaydı. Konser sonunda fikrini sorma şansını yakaladığım kimi seyirciler de bunu doğruladı:
“Bugün bir Beethoven senfonisi dinlemek için konsere geldim ve Gürer Aykal gibi büyük bir ustayı seyretmenin keyfine vardım.”
Bilkent Üniversitesi Müzik Fakültesi öğrencisi Deniz Çağlarcan
“Alexei Volodin’in muhteşem performansı ve Gürer Aykal’ın coşkusu bu konserin özeti olabilirdi. Her klasik müzik dinleyicisi Gürer Aykal’ı sahnede seyretme keyfini yaşamalı.”
Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı öğrencisi Yıldız Kılınçer