Anormal Bir Portakal

Gerçek hayat romanlardakinden çok da farklı değildir. Tek fark okuduğumuz o romanın aslında hayatta olan bazı kısımları vurgulamak için yazılmasıdır: İleri seviyelerde anormallikleri barındırmak gibi, “otomatik portakal” gibi.

Otomatik Portakal adlı yapıtta şöyle bir paragraf geçmektedir:

“Pete kollarından tuttu, Georgie bir şekilde ağzını tutup açtı, Dim de gözlüğünü yukarı aşağı oynatmaya başladı. Gözlüğü kaldırama attı ve sonra bizim çizmeyle ezme yöntemini uyguladım, gerçi namussuz acayip sertti, şu yeni dehşet plastiklerden yapılmaydı. Moruk herif, boğulur gibi sesler çıkarınca –vuf vaf vuf- Georgie ağzını açık tutmayı bıraktı ve yüzüklü zumzuğuyla o dişsiz ağza bir tane çakmakla yetindi ve bunun üzerine moruk herif epey bi inlemeye başladı, sonra kan geldi kardeşlerim, gerçekten hoştu.”

308393Yukarıdaki paragraf bazı özelliklerin çok uç haliyse de gerçek olmadıkları anlamına gelmez. Hatta tam tersi, olasılığının olduğu anlamına gelir. Ayarsız şiddet içeren bu kare, kurmaca bir şeyden ziyade gerçek bir olay anlatılıyor gibi gelir kulağımıza. Bunun bariz sebeplerinden biri insanların düşüncelerini tam olarak bilmiyor olmayışımızdan başka bir şey değildir. Zihnin ve ağzın süzgecinden geçirilmemiş saf düşünceler belki de hiç öğrenemeyeceğimiz gerçekler değil midir normal hayatta? İlla başkasından duyup da öğrenmesek de varlığını bildiğimiz şeylerdir. Hâlbuki bize anormal gelen bu davranışlar tüm seçimlerimizin altında yatan basit düşüncelerden başka şeyler değildir. Otomatik portakal tüm bunlara bir bakış atmamızı sağlıyordu. Olaylar birbirini takip ederken her şeyiyle mantıklı gelen ama aslında gelmemesi gereken satırlar okuyorsunuz kitapta. Burges’in yarattığı yeni dil ise ayrı bir hava katıyor yazılanlara. Sonuç eşsiz bir kitap…

İkinci olarak,  kitaptan spoiler vermek istememekle birlikte şöyle bir yorum yapmadan geçmek istemiyorum: toplumsal kalıplara yöneltilen eleştiriler ve kolay ama doğru olmayan seçimler hikayeye çok güzel entegre edilmişti.

Hayat karşımıza birçok şekilde çeşitli insanlar çıkarır, yapacağımız küçük değişiklikler daha da anlamlı kılabilir hayatımızı. Çünkü bireyler, sonunda tüm topluma dönüşüp geleceği oluşturacakların ta kendileridir. “Otomatik Portakal” sadece davranışları anlatan bir roman olarak kalmayıp toplumdaki çoğu yanlışı da gözler önüne süren bir roman oldu. Eğer otomatik portakal sizin de kütüphanenizin bir parçasıysa dediğimi daha rahat anlayacağınıza eminim, değilse bir parçası olmasını şiddetle tavsiye ederim.

Leave a Reply