Artık yirmi yılı devirmiş olan Queens of the Stone Age, 2013’te “…Like clockwork” albümlerini yayınladıktan sonra akıllarda tek bir soru vardı; grup yaptıkları bu harika işin daha ötesinde bir şey nasıl ortaya koyabilecekti? Sanırım cevap zaten belliydi: daha üste çıkmayı umursamayarak. Dört sene önce çıkan “…Like Clockwork” rahatlıkla grubun en iyi işiydi bana göre. Çok katmanlı zengin altyapılar ve enstrümantal çeşitliliğiyle 2013 senesinin akılda kalıcı albümlerinden biri, hatta belki de en geç yaşlanan albümü olmuştu. Kısacası, bir klasikti.
“…Like Clockwork” Albüm Görseli (2013)
Yeni albümleri ise “..Like Clockwork”ten oldukça farklı. Başlar başlamaz ilk şarkıdan ses düzenlemeleri ve prodüksiyon açısından farklı bir yere gittikleri rahatça görülüyor. Unutmadan, grup bu albümde prodüktör Mark Ranson ile çalışmış. Evet, hani şu Bruno Mars ile arka arkaya hitler çıkaran ve geçmiş yıllarda pop kulvarında parlamış olan Mark Ranson. Bu bağlamda grubun beyni Josh Homme’un albüm hakkında sözleri akla geliyor: “İnsanları dans ettirecek bir şeyler yapmak istedik,” diyor. Eh, altyapılar müsait, sesler daha sert ve daha ritmik ama dans ettiriyor mu? Albümün geneli için aşırı derecede yakalayıcı olduğu söylenemez, lakin bazı şarkılar istemsizce kafa sallamalara ayakları yere vurmalara ve parmak şıklatmalara neden oluyor. Yani Homme’un demeci aslında albümün ruhunu yansıtmak için yeterli. “Villains,” önceki klasiğe göre daha zor dinlenen, sanki biraz köklere dönüş havası taşıyan bir albüm. Evet, elektronik sesler ve disco-vari yaklaşımlar yer yer albümde mevcut fakat her şeyden öte, “..Like Clockwork”ten farklı olarak daha sade ve daha sert. Sessel zenginlik ve enstrümantal bakımdan daha düz ve neredeyse renksiz.
“Villains” Albüm Görseli
İşte belki de albümün problemi burada başlıyor, bazı şarkılar ya da bazı kısımlarda yer yer düz, tatsız ve çiğ kalan yanları var. Pek farklı müzik yorumcusu bu durumun Mark Ranson’un prodüksiyon yaklaşımdan kaynakladığını düşünmekte. Doğrusunu söylemek gerekirse suçu yapımcıya atmakta bir problem görmesem de, genel olarak ele alındığında, bu albümün sesle ilgili problemleri olduğunu söylemek yersiz değil.
Problemli bir albüm olmasının bence bir diğer sebebi ise sözlerinin karanlık ve yoğun olmasına karşın melodilerin onlara göre basit kaçması. Bu sanatsal bir seçimdir elbette ama bence albümün ruhunun tam olarak şekil kazanmasını engellemiş. Kısacası çok eğlenceli ve yakalayıcı bir albüm ile karanlık daha yoğun dikkat isteyen bir albümün karışımı gibi olmuş her şey. Fakat iki taraf da ete kemiğe tam anlamıyla bürünememiş, bir hayalet, bir gölge albüm ortaya çıkmış.
Bu kadar çok eksiden bahsedince albüm hakkında genel yorumum pozitif olması mümkün değil, değil mi? Gayet mümkün, yer yer renksiz kaçsa da melodik arka planı güçlü ve hoş bir yolculuk sunuyor. “Villains” aslında grubun özünü ve neden yirmi yıldır sahneden silinmediklerini ortaya koyuyor: Kendi yaptıkları şeyleri bozmaktaki hevesleri, statükodan kaçmaktan korkmayışları. Keyifli dinlemeler.
Favori şarkılar: