Kendimi bildim bileli kitapçılardaki havayı solumak bana iyi hissettirir. Bazen saatlerce tozlu rafların arasında bir kitap arıyormuşçasına dolaşırım hiçbir işim olmamasına rağmen. Kendimi sahaflarda dolaşırken kaç kere kaybettiğimi hatırlayamıyorum bile. Bu yüzden hep düşünürüm: Kitapların bana yaptığı bir büyü mü bu? Okumadan, sadece onların arasında geziyorken bile bu kadar etkilenmek ve olgun hissetmek nasıl mümkün olabilir? Geçtiğimiz yıl Paris’te bir kitapçıya girdiğim an anladım bu büyüyü. Beni etkisine alan şeyin gerçekliğin ta kendisi olduğunu anladım.
Shakespeare and Company, ünlü katedral Notre Dame’ın tam karşısında yer alan ince ruhlu bir kitabevi. Sylvia Beach tarafından açılan bu kitabevi zamanında dünyanın en önemli yazarlarına ikinci bir ev olmuş. James Joyce, Ernest Hemnigway ve Ezra Pound gibi isimler burada günler, aylarca ağırlanmış. Çünkü burası sadece bir kitabevi değil, aynı zamanda gezginlere ve kalacak yeri olmayan kitapseverlere bir yuva. Üst katında uzanıp dinlenebilmeniz veya konaklayabilmeniz için bir yatak var. Derin bir kitap kokusu ve büyüleyici tarihi bile ilginizi çekmiyorsa bir de piyano bırakmışlar üst kata. Üzerinde “Lütfen beni çal” yazan bir piyano… Kitabevinin şu anki halini almasını sağlayan kişi, George Whitman, Shakespeare and Company’i şöyle anlatıyor:“Burayı roman yazan birisi gibi tasarladım. Her odayı romanın bir bölümü olarak inşa ettim. Ve insanların, bu kapıyı kitabın kapağını açar gibi açmasını seviyorum. Hayal güçlerindeki büyülü dünyaya öncülük eden bir kitabın…”
Ne verebilirseniz verin, neye ihtiyacınız varsa alın. – George Whitman
Shakespeare and Company’de beni içine çeken en büyük şey bana evimdeymişim gibi hissettirmesiydi. İçeri girdiğim andan itibaren Paris’te yolunu kaybetmiş ve tek kelime Fransızca bilmeyen bir turist değil de her akşamüstü kahvemi alıp 1919 yılından bu yana açık olan bu kitabevine geliyormuşum gibi hissettirdi. Bana soracak olursanız bunun iki sebebi var: Birincisi, bu kitabevinin tam anlamıyla bir Fransız kitabevi olmayışı. İçinde çoğunlukla İngilizceye çevrilmiş kitapları bulunduran bu kitabevi tahmin ettiğinizden daha evrensel. Paris’in romantizmini ve İngiliz edebiyatını tek bir çatı altında birleştiren Shakespeare and Company’de ilginizi çeken bir kitap bulamamanız imkansız. Daha da fazlası çok özel kitapların çok özel basımlarına da ev sahipliği yapıyor bu küçük kitapçı. Shakespeare and Company’i yuva yapan bir diğer özelliği ise Fransızları kibirli bulan dünyaya ders vermek istercesine her detayın büyük bir misafirperverlikle işlenmesi. Bunlardan en etkileyicisi ikinci kata çıkan merdivenlerin her basamağında yer alan Hafız-ı Şiraz’ın kelimeleri:
Keşke suretime ışıl ışıl dökülen
Şu sonsuz parlaklığı sana gösterebilseydim.
Keşke sen yalnızken ve karanlıktayken
Kendi Varlığının o inanılmaz ışığını sana gösterebilseydim.
Beni bıraksalardı orada günlerce sıkılmadan kitap okuyabilirdim. Okuma, öğrenme ve tarihe izler bırakma ya da önceden bırakılmış izleri bulmak adına elimden geleni yapabilirdim. Rafların arasında kaybolduğum o bir saat bile bana on dakika gibi gelmişti. İşte o zaman kitapların büyüsüne kapıldığımı anladım. Paris’in en eski kitapçılarından birinde daha önce Hemingway’in göz gezdirdiği rafların arasında kitapların bizi olgunlaştırma olasılığıyla yüzleştim.
Shakespeare and Company, beni ve arkadaşlarımı oldukça güzel karşıladı. Her odada tarihten bambaşka izler yattığını fark etmemek imkansızdı. Her odada kitapların size kucak açtığını görünce hayatımın her anını kitaplarla doldurma isteği duydum. Orada yabancı ülkelerden bu küçük kitapçıyı görmeye gelip ellerindeki kitaplarda kaybolmuş yüzlerin masumiyetini ve samimiyetini tanıdım. Bizi yalnızca okumanın iyileştirebileceğiyle yüzleştim.
Bence bizi merdivenlerde karşılayan Hafız’ın sözleri Shakespeare and Company’yi özetlemek için en doğru seçim. Satırlarda gezinirken içinde bulunduğum o sonsuz parlaklığa bu yalnız ve karanlık kitapçıda rastladım. Ve düşündüm… Keşke ben de varlığınızın o inanılmaz ışığını size gösterebilsem. Keşke Shakespeare and Company’de ya da sıradan bir günde kitap okurken hissettiklerimi size gösterebilsem. Belki de bu yazı bunun için küçük bir adımdır.
Görsel Kaynakları:
https://www.shakespeareandcompany.com
http://www.wearesweet.co/culture/travel/a1263/joy-and-sorrow-in-paris/