Rahatsız edici sanatın gerçek sanat olup olmadığı hakkında Vikipedi’nin yorum bölümünde kaç kişinin tartıştığını tahmin bile edemiyorum ancak Andy Warhol’un 1967’de yaptığı Big Electric Chair adlı tablonun insana bir odanın ortasında duran bir sandalyeden daha fazla şeyi anlatması gerektiğini söyleyebilirim.
Geçen haftalarda Akün Sahnesinde izlediğim Ankara Devlet Tiyatrolarına ait Terörist adlı oyun da insanları gerçek dünyaya kenetleyebilecek monologlarla dolu, varoluşçuluk felsefesinin sorularını ve aradığı cevapları anlatan gerek ses gerekse ışık tasarımıyla tam anlamıyla rahatsız edici bir oyundu. Ankara Devlet Tiyatrosunun özellikle bu sene sahnelediği ve Stüdyo Sahne’de de denemelerini yaptığı “farklı” oyunların bir parçası bu oyun da.
Koltuğunuza geçmek için salona girdiğiniz anda kapıda sizi oyunculardan bir tanesi kolonya ile karşılıyor. Oyun son 10 dakika anonsu yapıldığı anda, baş rollerden biri olan Eren Oray’ın ana sahnede olduğu bir dans tiyatrosuyla başlıyor ve bu sırada oyunculardan başka birisi de en önde oturan seyircilerden ikisine Türk kahvesi ikram ediyor. Tüm bunlar oyunu izlerken ve sonrasında anlamsız gelebilir fakat bana kalırsa tiyatroya değil de bir ev ziyaretine gitmişsiniz hissi yaratmak için yapılmış. Baş rollerden bir diğeri olan ve düşüncelerini ve arayışını gördüğümüz Cebrail Esen’in evine, zihnine hoş geldiniz denmek için yapılmış gibi, sahte bir güven hissi oluşturuyorlar bu şekilde.
Dans tiyatrosu oyun boyunca devam ediyor, Deniz Alp’in bu etkileyici koreografisinin baştan sona gerçek bir görsel şölen olduğunu söyleyebilirim. Bu kadar dinamik bir oyunda, tüm oyuncular baştan sona tamı tamına 1 saat 30 dakika sahnede kalıyorlar ve buna rağmen oyunculukların hepsi ayakta alkışlanıyor.
Işık tasarımına ve müziğe gelirsek bu oyunun beni en etkileyen taraflarının bu ikisi olduğundan bahsetmem gerekiyor. Müziğin tansiyon yaratmak için kullanıldığı oyunlar her zaman favorim olmuştur fakat müzikalitenin ve iyi bir ses sisteminin birleşmesi gerçekten bu işi muhteşem bir şekilde yerine getiriyor, insanları hem rahatsız ediyor hem de ne olacağını görmek için elleriyle koltuklarına tutunmalarına neden oluyor. Işık da müziğin yarattığı bu duygu değişimlerini destekliyor, kısa yan aydınlatmaların kullanılması düşünceler ve benliğin kontrastını gözler önüne seriyor.
İçinde bulunduğumuz durum kontrol altına alındığında, kimsenin kimseye tehdit oluşturmayacağını umduğum yakın bir gelecekte eminim ki tiyatro oyunları da ait oldukları sahnelere geri döneceklerdir. O zaman geldiğinde bu oyunu mutlaka gidip izlemenizi öneririm. Hem daha önce izlemediğiniz türde bir tiyatro izlemiş bu felsefi neden-sonuç ilişkileriyle dolu “değişik” oyundan ihtiyacınız olduğunu bile bilmediğiniz bir şeyler öğrenebilirsiniz.
Kaynakça:
1.http://www.devtiyatro.gov.tr/DevletTiyatro/oyundetay/2369?a=terorist
2.https://en.wikipedia.org/wiki/Big_Electric_Chair