Eviniz saçma bir nedenle yıkılabilir, birkaç saat içinde bulunduğunuz dünya bile yok olabilir ama yanınızda havlunuz varsa paniğe kapılmayın! Zaphod Beeblebrox fazlasıyla baş belası, robot Marvin anti-depresan üreticilerini zengin edecek kadar depresif olsa da; uzaylı dostunuz Ford Prefect ve hatta onlar bile size yardım edecek! Galaksiler arası yolculuğunuzda; “hayat, evren ve her şey” hakkında onca şey fark edecek, nihai sorunun cevabını öğrenecek, babil balığına hayran kalacak, günümüz yemek programlarındaki hiçbir yarışmacının ya da gurmenin gidemediği “evrenin sonundaki restoran”da olabilecek en harika günü geçireceksiniz! Eğer, “genellikle mutsuz” insanların yaşadığı, “çoğunlukla zararsız” bir gezegendeyseniz yapmanız gereken bir an önce bu yolculuğu başlatmak olacaktır! Çünkü emin olun hayat, dünyadaşınız Arthur Dent’in planlayıp iyi ki de başaramadığı gibi, sakin sakin çay içmekten ibaret değil! Douglas Adams’la bol bol gülecek, dalga geçecek, zekâ parıltılarından oluşan yıldızların arasından hayranlıkla geçeceksiniz; tabii bu arada Otostopçunun Galaksi Rehberi’ne de ihtiyacınız olacak! Vogon inşaat gemisi kalkıyor, galaktik temsilciniz olarak iyi yolculuklar dileriz.

Douglas Adams da kim diye soruyorsanız… Evrende bir benzeri ile karşılaşamayacağımız Douglas Adams, 1952 İngiltere doğumlu, maalesef 2000 yılında kaybettiğimiz, nev- i şahsına münhasır bir bilimkurgu yazarıdır. Sahip olduğu ünü sonuna kadar hak eden değerli eseri “Otostopçunun Galaksi Rehberi” önce 1978’de bir radyo programı olarak yayınlanmış; yıllar içerisinde şov, kitap, dizi, çizgi roman, havlu ve son olarak da sinema filmi olarak uyarlanmıştır. Beş bölüme sahip olan seri, okuyanı etkileyen unutulmaz yaratıcılığı, kendisine bağlayan zekice üslubu, gülmekten karın ağrıtan esprileri, absürdlükle yoğrulmuş haklı eleştirileri ve çok daha fazlasıyla ile alanında tektir. Kitap, özellikle beşi bir yerde baskısını düşünürsek, hayli kalındır ve görenleri kararsız bırakır ama bu yersiz bir çekingenliktir. Çünkü her Otostopçu okurunun şahit olduğu gibi, kitap büyüklüğüyle ters orantılı bir hızda okunur ve gerçek bir dost olarak kütüphanelerde yerini alır. Sıkıldığınızda rastgele bir sayfasını açarak onu ilk okuduğunuz günlere dönebilir ya da çok özlediyseniz tekrardan başlayabilirsiniz. Can sıkıntısına birebir olduğu su götürmez bir gerçek.

Bu seriyi hatmettikten sonra, Douglas Adams’ın üslubuna doymazsanız ki muhtemelen öyle olacaktır, Kuşkucu Somon’u almalısınız. Serinin bonusu olan bu kitap, yazarın yazılarının bir kısmının derlemesiyle birlikte, vefat ettiği için tamamlayamadığı romanının ilk on bölümünü kapsıyor. Bu kitapla birlikte, sevdiğiniz yazarı ve hayatını daha yakından tanıyabilirsiniz. Zevklerini, mutluluklarını, tecrübelerini, hayat tarzını, teknolojiye olan büyük ilgisini kendi ağzından dinlerken kahkahalarla güleceğiniz yine çok an olacak.  Emin olun, kitap su gibi akıp gidiyor. Bir çırpıda yarılıyor, şaşkınlık ve buruk bir keyif içinde bitiriyorsunuz. Anlayacağınız; “galakside son bir otostop çekmek isteyen”lere birebir!

Eğer kitap okumayı seviyorsanız, Douglas Adams da baş ucunuzda hak ettiği yeri almalı. Bir düşünün, koskoca ve karmaşık bir galaksideyken, evrenin tek galaksi rehberi nasıl önemsiz olabilir ki? 42ye gelince, bu sayının önemini benden değil kitaptan duymuş olun!

Leave a Reply