Felsefenin kurucularından ve felsefeyle ilgili olan ya da olmayan herkesin defalarca duyduğu Sokrates, 2412 yıl önce idam cezasına çarptırılmasının ardından geçtiğimiz günlerde hukukçuların, tarihçilerin düşünürlerin ve halktan yüzlerce kişinin olduğu mahkemede; zamanında suçlandığı Atina’da aklandı!
İtibarın iadesi manasına gelen kararda; hâkimlerin bir kısmı Sokrates’i suçlarken, diğer kısmı aksini savundu ve son durumu halk belirleyerek Sokrates’i beraat ettirdi. Sokrates, gençleri yoldan çıkararak onların ahlakını bozmak, Atina’nın tanrılarını tanımamak ve demokrasiye zarar vermek gibi sözde suçlardan asırlar önce, milattan önce 339 yılında Atina’nın üst düzey kesiminin bir araya geldiği ‘500ler Meclisi’nde yargılanmış ve masum olduğunu savunduğu halde kaçmamış; baldıran zehriyle hayatına son verilmişti. Aynı mahkemenin bir simülasyonu gerçekleştirildi ve başta Yunanistan ve Amerika olmak üzere farklı ülkelerden birçok insan bir araya getirilerek bir yargı heyeti oluşturuldu.
Bugünün mahkemesinde filozofun suçlu olduğuna inanan hâkimin kendisini savunma şekli ise şöyle: “Sokrates, Atina’ya MÖ 405’de oligarşiyi getiren zalimlerin ideolojik lideri idi. 1500 Atinalının öldürülmesinin sorumlusudur. Gençleri demokrasi düşmanı yapıyordu. Atina’nın tanrılarına da inanmıyordu. Bu, günümüzde demokratik değerlere itaatsizlik gibi bir şey.” Bir profesör ise Sokrates’i şöyle yerdi: “Atina, Sokrates’e haksızlık etmedi. Sokrates, Atina demokrasisini tehlikeye soktu. Demokrasi de kendisi savundu”. Mahkemenin baş hâkimi bile haksızca düşünürü suçlu bularak “Tanrılara ve Atina’nın yönetimine saygısızlık vatan hainliğidir. O, ‘eğitiyorum’ bahanesiyle gençlerin ruhunu kirletiyordu.’ söyleminde bulunarak felsefe dünyasını bir kez daha dehşete düşürdü. Sonuç olarak on hâkim kendi aralarında eşit bölünerek kesin bir yargıda bulunamamış oldular. Sıra halk jürisindeydi ve halkın temsilcileri ezici bir çoğunlukla; 282’ye karşı 584 oyla Sokrates’i suçsuz bulduklarını ifade ettiler ve böylece Sokrates temsili de olsa beraat etmiş sayıldı.
Sokrates’i var gücüyle savunan biri İngiliz, diğeri Fransız iki başarılı avukat ise filozofun tek yaptığının gençleri onlara soru sormak yoluyla bir nevi onları eğitmek olduğunu ve kendisinin bir tek defa bile bir şiddet olayında adının geçmediğinin altını çizdi. Ünlü bir akademisyen olan Francois Terre ise “Bir filozof her zaman kolay hedeftir. Sokrates insanlığa şüphe etme hakkı gibi çok büyük bir hediye vermiştir” diyerek Sokrates’in düşün hayatında ne kadar önemli bir rol oynadığını bir kez daha ifade etmiş oldu.
Sokrates o dönemde çok büyük bir oy farkıyla ölüme terk edilmişti ve kaçabileceği halde bu seçeneği reddederek idealist tavrıyla sadece masum olduğunu anlatmakla kalmış ve baldıran zehriyle hayatına son verilmişti.
Sokrates’e yöneltilen onca suçlamanın tamamının asılsız olduğu, Sokrates’in Savunması’nı okuyan herkes tarafından rahatlıkla görülebilir. Bir felsefe öğrencisi olarak; kendisine yöneltilen eleştirilerin cahillik sonucu ortaya atılan yalan yanlış iddialar olduğuna inanıyorum. Atina’nın şimdiki tavrını da çok geç kalmış olan adaletin doğru yargısı olarak kabul ediyorum; hala aksini öne süren yargı üyelerini ise şaşkınlık içerisinde karşılıyor ve kınıyorum. Bizler onun da ışığında, sorgulamaya ve hayatı daha değerli kılmaya çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü onun da dediği gibi: ‘Sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez.’