Kır saçları, mükemmel diksiyonu ve bir Fransız beyefendisini anımsatan tavırlarıyla Rutkay Aziz, birçoğumuzun gözünde karizmatik bir figürdür eminim. Bütün bunlar bir yana, Rutkay Aziz’in bu seneki Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “Sanatta Sosyal Sorumluluk” ödülünü almak üzere sahneye çıktığında yaptığı ilham verici konuşmasıyla karizmasını katmerlediğini söylemek mümkün.
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür ve Sanat Vakfı (AKSAV) işbirliğinde düzenlenen 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, ilk gününde – açılışın ardından- Onur Ödülleri Töreni’yle sürdü. Tören sırasında “Sanatta Sosyal Sorumluluk Ödülü” nü almak üzere sahneye çıkan Rutkay Aziz, konuşmasına “Ben biraz değişik konuşacağım izninizle,” sözleriyle başladı. Sıra dışı konuşmasının sinyallerini veriyordu muhtemelen.
Festival yetkililerine “79 ve 80 yıllarında sansür ve darbe nedeniyle ödülünü alamayan sanatçıları ödüllerine kavuşturdukları” için teşekkür eden ve bunun “ciddi, tarihi, örnek alınacak bir adım” olduğunu vurgulayan Rutkay Aziz, aldığı ödül için teşekkür ederken iddialı sözlerini sürdürdü. Konuşmasından bir bölümü aynen aktarıyorum:
“…Bana verdiğiniz ödüle gelince, lütfettiniz, teşekkür ederim. Dilerim hak etmişimdir. Dilerim yaşadığım sürece de hak etmeye çalışırım. Ola ki moda deyimle bir ‘ döneklik’ veya ‘sapma’ olursa bu verdiğiniz ödülü özgürce geri alma hakkına da sahipsiniz…”
Ateşli konuşması sık sık tören salonunda çınlayan şiddetli alkışlarla bölünen sanatçı, meslektaşlarına seslendiği “Gerçek sanatçılar ülkesinin ve dünyanın gerçeklerine tanık olmakla yükümlüdür,” sözleriyle sanatçıların toplumsal gerçeklere duyarsız kalmaması gerektiğinin altını çizdi. Konuşmasını, şu sözlerle sürdürdü usta sanatçı:
“…Goethe’nin dediği gibi, ‘Dünyanın en tehlikeli hali, cehaletin örgütlü eyleme geçme halidir.’ Bu da benim ülkemin bir gerçeğidir. Dünyanın gerçeğine dönüyorsunuz; savaş çığlıkları, açlık, işgal, sömürü… İşte gerçek sanatçılar bunlara tanık olmakla yükümlüdürler. Şuna inanıyorum ki sinema, Charlie Chaplin’in dediği gibi gerçek anlamıyla bir barış sanatıdır. Sinema, içindeki o barış içeriğini koruyarak, hem ülkeme, Türkiye’ye; hem de dünyaya demokrasi özgürlük barış ve insanlığa katkı sağlayacaktır…”
Derin mesajlar içeren ve başta sanatçı camiası olmak üzere, bütün toplumu düşünmeye yönlendirmesi gereken bu cesur söylemi, teşekkürlerle noktalayan Rutkay Aziz’i davetliler uzunca bir süre ayakta alkışladı. İzninizle, ben de yürekten bir alkış koparıyorum onun için. Bu alkışı fazlasıyla da hak ettiği kanısındayım.