Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Bir Bilkentli: Tenzile Koçak

 

 GB: Bize kendinizden ve eğitim hayatınızdan bahseder misiniz?

Koçak: 2006 yılında liseden mezun olduktan sonra ÖSS’de Türkiye genelinde 21. oldum ve Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne yüzde yüz burslu olarak yerleştirildim. 2011 yılında Fakülte’den yüksek onur öğrencisi olarak mezun oldum. Mezun olur olmaz Amerikan Hükümeti tarafindan sağlanan ve dünyadaki en prestijli burslardan birisi olarak kabul edilen Fulbright Burs Programı kapsamında ABD’nin başkenti Washington DC’de Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Hukuku alanında yüksek lisans çalışmalarıma başladım. Yüksek lisans programından 2012 yılında mezun olduktan sonra avukatlık kariyerime başlamak üzere İstanbul’a yerleştim. Yaklaşık 2 buçuk yıl İstanbul ve Ankara’da avukat olarak çalıştıktan sonra 2015 yılı Mayıs ayında Strazburg’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Hukukçu olarak çalışmaya başladım. Şu an Türkiye aleyhine Mahkeme’ye yapılan ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin veya Sözleşme Protokolleri’nin koruduğu bir hakkın ihlal edildiği iddiasını içeren bireysel başvuruların incelenmesi aşamasında yer alarak başvurucular açısından en adil kararların hızlı bir şekilde alınmasına elimden geldiğince katkıda bulunmaya çalışıyorum.FRPoxhEW_400x400

GB: Lisans öğreniminiz için Bilkent’i seçmenizin nedenleri nelerdi?

Koçak: Üniversite seçme sınavı sonrası sıra tercihlere geldiğinde detaylı bir araştırma yaptım ve ilgili olduğum okulları ziyaret ederek bilgi almaya çalıştım. Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bilinçli olarak tercih ettim ve 17 yaşında hayatımdaki en doğru kararlardan birisini aldığıma inanıyorum. Bu kararı vermemde Bilkent’te öğretim dilinin İngilizce olması, Fakülte hocalarının kendi alanlarında hem Türkiye’de hem de yurt dışında tanınmış başarılı ve değerli insanlar olması, okulun sağladığı karşılıksız burs olanakları ve kampüsün Ankara’da olması etkili oldu. Ayrıca tercih sürecinde ziyaret ettiğim okullar arasında Bilkent’in tanıtım günlerine çok ciddi bir şekilde yaklaşması, tercih yapmaya çalışan öğrencilerin tüm sorularını ilgiyle yanıtlaması ve okulu en güzel ve doğru şekilde tanıtmaya çalışması da beni çok etkiledi.

GB: Kariyerinizi uluslararası bir alanda devam ettirmenizde lisans eğitiminizin size sağladığı ayrıcalıklar oldu mu? Böyle bir alanda çalışmak için ne tür çalışmalara daha çok ağırlık verdiniz?

Koçak: Kesinlikle Bilkent sayesinde çok büyük ayrıcalıklar elde ettiğime inanıyorum. Okulunmuzun adı yurt dışında biliniyor ve hocalarımızın referansları her zaman bize avantaj sağlıyor. Fulbright bursunu almamda ve ABD’de çok güzel bir yüksek lisans programına kabul edilmemde bu iki unsurun çok etkisi oldu. Uluslararası bir örgütte çalışmak benim hayalimdi ve şu an AİHM’de bulunduğum bu pozisyonu Bilkent’te aldığım eğitim ve kazandığım çalışma alışkanlıkları sayesinde elde edebildiğime inanıyorum.

GB: Üniversite hayatınız boyunca ne tür aktivitelerde bulundunuz, hangi kulüplere katıldınız?

Koçak: Yoğun ders programım içinde farklı ders dışı aktivitelere katılmaya da gayret ettim. Birkaç dönem Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu (TÜDAT) ve Türkçe Topluluğu’nun aktif üyesi olarak çalıştım. Ayrıca bir yaz tatilinde Florida’da Walt Disney World’de “ICP” (International College Program) denilen programa katıldım ve Disney parklarında çalıştım. Çok eğlenceli bir yaz geçirdim.

GB: Bilkent üniversitesi diplomasına sahip olmanız kariyerinizde size ne tür avantajlar/dezavantajlar kattı?

Koçak: Bilkent Üniversitesi diploması kariyerinizde sizin herkesten bir adım önde başlamanızı sağlıyor. Ama isminden ziyade okulun size sağladığı eğitimin içeriği ve edindirdiği disiplinli çalışma alışkanlığı yaptığınız işte başarınızı belirliyor. Bu sebeple Bilkent mezunu olarak girdiğim her çalışma ortamına sıkıntı yaşamadan kısa sürede uyum sağladım.

GB:Bilkent’e yeni başlayan öğrencilere (özellikle hukuktaki) tavsiyeleriniz nelerdir? Fakülte derslerinden başka ne gibi şeyler yapmalarını önerirsiniz?

Koçak: Bilkent’e yeni başlayan öğrencilere İngilizce’ye çok önem vermelerini ve ikinci bir yabancı dil öğrenmeye gayret etmelerini öneririm. Özellikle uluslararası örgütleri hedefleyen hukuk öğrencileri için İngilizce yanında Fransızca bilmek çok önemli. İş hayatına öğrenciyken kendilerini hazırlamaya çalışmaları ve bunun için de Türkiye ve yurt dışındaki staj olanaklarını takip etmeleri ve ilgilendikleri sektörlerde tecrübe kazanmaları ileride başarılı bir kariyer elde edebilmeleri açısından çok önemli. Ben geriye dönebilseydim yaz okulunda verilen yoğun yabancı dil derslerine katılırdım ve kütüphanede daha çok vakit geçirirdim. Bir de hocalarımla daha çok iletişim kurup onlardan daha fazla tavsiye edinmeye çalışırdım.

GB: Üniversite hayatınızda yaşadığınız veya unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz?

Koçak: Bilkent’te unutamadığım ilk anım üniversitemizin kurucusu İhsan Doğramacı Hocamızın okuldaki ilk günlerimizden birinde Türkiye genelinde ÖSS’de dereceye giren öğrencileri kendi evinde ağırlamasıydı. Hocamız hepimizle tek tek ilgilendi ve çok değerli tavsiyelerde bulundu. O günü hala gülümseyerek hatırlıyorum.

GB: Bilkent’te en sevdiğiniz hoca ve ders hangisi idi?

Koçak: Bölümümü çok severek okudum ve aldığım tüm hukuk dersleri benim için çok zevkliydi. Ama özel ilgi duyduğum ve uzmanlaşmak istediğim alanlar olduğu için en çok Kemal Başlar Hocam’dan aldığım Uluslararası Kamu Hukuku, Ece Göztepe Çelebi Hocam’dan aldığım Anayasa Hukuku ve Tekin Akıllıoğlu Hocam’dan aldığım İdare Hukuku ve İnsan Hakları Hukuku derslerinin en sevdiğim dersler olduğunu söyleyebilirim.

GB: Bilkent’i 3 kelime ile tanımlayın dersek; bu kelimeler neler olurdu?

Koçak: Bilim, gelecek ve umut.

Mezunumuza bize zaman ayırdığı için teşekkür ediyor ve kariyerinde başarılar diliyoruz.

 

 

Leave a Reply