12eylül

Üzerinden 30 yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen 12 Eylül 1980 Darbesi, Türkiye’nin sırtında kanayan bir yara olmaya devam ediyor. Henüz darbenin ortaya koyduğu yasalardan ve zihniyetten tam anlamıyla soyutlanabilmiş değiliz.

Davanın neden izlendiğine ve ülke olarak 12 Eylül’ün hesabını sormak adına nasıl bir sürece adım attığımıza geçmeden önce, gazeteci Oğuz Güven’in Zordur Zora Gülmek/78’ isimli kitabında istatistiklerle açıkladığı 12 Eylül 1980 Darbesi Acı Tablosu’na bir göz atalım:

-650 bin kişi gözaltına alındı.

-1 milyon 653 kişi fişlendi.

-Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.

-7 bin kişi için idam cezası istendi.

-517 kişiye idam cezası verildi.

-İdam cezasına çarptırıldıktan sonra 50 kişi (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1 Asala militanı) asıldı.

-İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderildi.

-98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılandı.

-388 bin kişiye pasaport verilmedi.

-144 kişi kuşkulu bir şekilde hayatını kaybetti.

-14 kişi açlık grevinde öldü.

-16 kişi kaçarken vurularak öldürüldü.

-95 kişi çatışmada öldürüldü.

-73 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi.

-43 kişinin intihar ettiği açıklandı.

-30 bin kişi “sakıncalı” oldukları gerekçesiyle işten çıkarıldı.

-14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.

-30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına kaçtı.

-171 kişi işkenceden dolayı öldü.

Bunların yanında, yüzlerce kadın tecavüze uğradı. Onlarca gazeteci silahla öldürüldü. Yüzlerce dernek, yüzlerce gazete ve yayınevi kapatıldı. Sakıncalı bulunan kitap, dergi ve gazeteler imha edildi.

Türkiye, bu darbenin izlerini silmek adına yasal anlamda onyıllarca hiçbir adım atmadı. Ancak, 12 Eylül 2010 günü düzenlenen referandum sonucunun “Evet” çıkmasının ardından, darbeyi işleyenlerin yargılanmasına için bir dava açıldı. Darbeciler için zırh görevi gören 15. maddenin kalkması ile birlikte Milli Güvenlik Konseyi tarafından, sağ kalan iki 12 Eylül generali olan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya için ölüm boyu hapsi istendi. Ancak, sadece iki generalin yargılanmasının darbenin tesirinin ortadan kalkması anlamına gelmediği aşikar. Bu yüzden, 12 Eylül’ün yarattığı antidemokratik yapıyla ve darbeci zihniyetle yüzleşmek adına, 17 Ocak 2013’te gerçekleşecek olan duruşmanın takipçisi olacağız.

Leave a Reply