İlk kez 1992 yılında Birleşmiş Milletler tarafından dünyada giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunmasına yönelik somut adımlar atmak için ilan edilen ve her sene Mart ayında (22 Mart) bu konuda bilinç yaratmak için kutlanan Dünya Su Günü bu yıl daha belirgin bir mesaj veriyor ve 2013 yılı Uluslararası Su Dayanışma Yılı olarak ilan ediliyor.

 

Aslında, su kaynaklarının verimli yönetilmesi için uluslararası topluluk o tarihten bu yana uğraşıyor ve belirli aralıklarda “Dünya Su Forumları” düzenleniyor. Dünya üzerinde nüfusun hızla artması sonucu su ihtiyacı her geçen gün artıyor ve su kaynaklarının bilinçsiz tüketilmesi geri dönülmez sonuçlara yol açıyor. Bu nedenle su forumlarında artan su krizine ve suyun sosyal ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliğini sağlamaktaki vazgeçilmez bir vurgu yapılmakta.

 

1997’de Marakeş’te, 2000’de Lahey’de, 2003’te Kyoto’da, 2006’da Meksika’da, 2009’da İstanbul’da (İstanbul’daki Forum bugüne kadar su konusunda düzenlenmiş en büyük uluslararası etkinlik olmuştur) ve 2012’de Marsilya’da çok uluslu bir katılımla yapılan Dünya Su Forumlarında su kaynakları farklı temalar altında ele alınsa bile, esas amaç yaşlı dünyamızın susuz kalmaması.

 

Dünya Su Forumlarının temaları Dünya Su Konseyi adı altında üst düzey bir yönetim tarafından belirleniyor. Türkiye de bu Konseyin 2012-2015 Dönemi Guvernörler Kurulu’nda yer alan bir ülke.

 

Doğanın hayatı tamamen insanın elinde..

Doğanın hayatı tamamen insanın elinde..

Uluslararası Su Dayanışma Yılı ile ilgili etkinliklere bakıldığında; ülkemizdeki faaliyetlerin hükümet tarafından Orman ve Su İşleri Bakanlığının koordinasyonunda yapıldığını görüyoruz. Tabii ki, toplumun diğer kesimleri, özellikle sivil toplum kuruluşları da bu konuda oldukça kaygılılar ve onlar da çeşitli organizasyonlar düzenliyorlar. Orman ve Su İşleri Bakanlığı bu yıl Ormancılık ve Su Şurası’nı 21 – 23 Mart 2013 tarihleri arasında Ankara’da toplayacak. Zaten bu Şuranın yapılması da Bakanlığın kuruluş Kararnamesi ile resmiyet kazanmış durumda. Ormancılık ve Su Şurası’nın bir de sloganı var: Geleceğimiz İçin”.

 

Ormancılık ve Su Şurası’na çeşitli kamu kurumları, üniversiteler, sivil toplum ve meslek kuruluşları ile özel sektör temsilcilerinden oluşan 500’e yakın uzman, akademisyen ve yöneticinin katılacağı tahmin ediliyor. Şura’da alınacak kararların ülkemizin orman ve su kaynaklarının yönetimi ile ilgili politika, strateji ve faaliyetlerin planlanmasına ve uygulanmasına destek olması bekleniyor.

 

Bilimsel çalışmalar, su kaynakları açısından zengin bir ülke olarak nitelendirilemeyen ülkemizde şayet su kaynaklarımızı sürdürülebilir bir anlayışla koruyamasak 2030 itibariyle ciddi ölçüde su sıkıntısı yaşayacağımızın işaretini veriyor. Üstelik iklim değişikliğinin de olumsuz etkisiyle Türkiye’de su yönetiminin son derece zor bir konu haline geleceği ve en önemli doğal kaynağımız olan suyumuzu giderek kaybedeceğimiz açık. Umarız, bütün bu çabalar su tüketim alışkanlıklarımızın değiştirilmesine ve su kaynaklarımızın etkili yönetimine imkan veren uygulamaları beraberinde getirir.

 

 

Yazan: Zeynep Talu

Leave a Reply