Bazı sözcüklerin bilimsel anlamlarıyla,  bireylerin o sözcüklere kendi kafalarında yükledikleri  anlamlar birbirinden çok farklıdır.  ‘’Milliyetçilik‘’ de bu sözcüklerden birisi. Bizim ülkemizde, toplumda en çok kabul gören, insanların kesin bir kararlılıkla, rahatlıkla telafuz ettikleri, benimsedikleri ve savundukları kelimelerden birisiydi ‘’Milliyetçilik’’.

Milliyetçilik Atatürk ilkelerinden de birisi..

Milliyetçilik Atatürk ilkelerinden de birisi..

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasasında bile kendine yer bulan, birbirinden farklı siyasi görüşlere sahip insanların bile farklı ölçülerde sahiplenebildiği, siyasi partilerin tüzüklerinde yer verdikleri, liderlerin dilinden düşürmediği bir kelimeden bahsediyoruz. Aslında hiç birimizin yabancı olmadığı bu yaygın kelime son günlerde yeniden ülke gündemimizin merkezine yerleşmiş durumda.

Başbakan geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiği  Mardin’de Cumhuriyet Tarihi boyunca hiç bir Başbakan tarafından söylenmemiş, ülke gündemine bomba gibi düşen şu sözleri söyledi  ‘’ Biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almış bir iktidarız ! ‘’ Başbakan’ın Milliyetçilik derken kastettiği belki de ırkçılık ve ayrımcılıktı. Ancak ağzından çıkan söz Milliyetçilik olunca işin rengi fazlasıyla değişiverdi.

Aslında Başbakan’ın bu sözlerinin ülke çapında büyük ses getirmesi ve tepki uyandırması  kaçınılmaz bir sonuç; zira Milliyetçilik kelime anlamı olarak ırkçılığın bir alt seviyesini çağrıştırsa , kavramsal olarak  bir insanın kendi milliyetini yüceltmesi anlamını içerse de; bizim toplumumuzda kanıksanmış anlamı çok farklı. Cumhuriyet’in ilk kurulduğu zamandan itibaren, milli bilinç oluşturmak amacıyla sürekli kullanılan bu ifade halkımız için herhangi bir ayrımcılığı ya da ötekileştirmeyi içermeyen bir ‘’ Yurtseverlik ‘’ sözcüğü olarak benimsenmiş durumda. Bu yüzden, Başbakan’ın ‘’ Biz her türlü Milliyetçiliği ayaklar altına aldık sözü ‘’ toplumun oldukça geniş kesimleri tarafından oldukça yadırgandı.

 

Muhalefet bu açıklamalara  tepkili..

Muhalefet bu açıklamalara tepkili..

Buna ek olarak, iktidarın şu anki gücünün farkında olan ve  Başbakan’ın her söylediğini ve yaptığını desteklemeyi ilke olarak gören bazı kişiler bu açıklamaya destek vererek ‘ Aslında ben de etnik olarak Türk değilim.. ‘ tarzı sözler sarf etmeye başladılar. Bu tarz çıkışların en çok ses getireni ise Milletvekili olduğundan beri neredeyse hiç bir siyasi konuda değerlendirme yapmayan,  Türk futbolunun gelmiş geçmiş en golcü futbolcusu olan ve geçmişteki futbolcu kimliğiyle Ay Yıldızlı bayrağı sayısız kere onurlandırmış olan ,  Hakan ŞÜKÜR’ün ‘’ Zaten ben de Türk değil, Arnavutum. ‘’ açıklaması oldu. Şükür’ün bu açıklaması tepkilerin iyiden iyiye doruğa çıkmasına sebebiyet verdi.

Hiç şüphesiz ki , bugün bu ülke de hangi ırka, etnik gruba ait olursa olsun, Milliyetçiliği; doğup, büyüyüp, yaşadığı, vatan olarak kabul ettiği toprakları sevip, özümsemek olarak gören milyonlarca insan mevcut. Bu insanlar Milliyetçiliği ; Türkçülük ya da Türklüğü yüceltip, diğer etnik kimlikleri yermek için değil, en basit ifadeyle yurtseverlik olarak kabul etmiş durumdalar. Dolayısıyla ‘’ Milliyetçiliği ayaklar altına aldık ‘’ ifadesi toplumun geneli için oldukça yaralayıcı ve kabul göremeyecek bir söylem.  Nitekim,  ana muhalefet lideri Kemal  KILIÇDAROĞLU, Başbakan’ın bu ifadesinin seçmen üzerinde oluşturabileceği tepkiye dikkat çekerek ‘’ Sandığa giderken Milliyetçiliği ayaklar altına aldık  diyen adamı sakın unutmayın ‘’ sözleriyle halkın bu konudaki hassasiyetine vurgu yaptı.

yas02 Olayın farklı bir boyutu ise Türkiye’nin bugün geldiği nokta ve uğradığı muazzam değişim. Bir Başbakan’ın ‘’ Biz Milliyetçiliği ayaklar altına aldık ‘’ sözünü çok değil bir 10 sene önce söylediğini düşünsenize… Artık  Türkiye’de  eskiden kutsal, dokunulamaz kabul edilen bir çok kavram rahatlıkla yerin dibine sokulabiliyor. Bu dönüşüm kimileri için Türkiye’nin daha demokratik daha esnek bir ülke olduğunun göstergesi olabilir ancak farklı bir bakış açısıyla da değerlendirmek mümkün, şöyle ki; Eğer bu ülke de insanların Yurtseverlik olarak algılayıp, özümsedikleri bir kavram neredeyse ırkçılıkla eşdeğer  görülüp, bir Başbakan tarafından ayaklar altına alındığı söyleniyorsa,  Türkiye artık kuruluş prensibi olan Ulus Devlet ve Milli Bilinç ilkesinden bütünüyle kopmuş demektir.

Leave a Reply