Oldum olası anlam veremediğim iki protesto hareketi vardır. Biri bayrak yakmak diğeri İstiklal Marşı’nı protesto etmek. Bayrak kimin bayrağıdır? Üstündeki hilâl neyi simgeler? Yıldız neden vardır? Rengi niye kırmızıdır? Bu bayrak ırkçı mıdır? Sadece Türk ırkını mı simgelemektedir? Peki ya İstiklâl Marşı kimin istiklâlinden bahsetmektedir? Niye yazılmıştır? O istiklâl kazanılırken sadece Türkler mi savaşmış, can vermiş, dul, yetim kalmıştır? Bir milletin istiklâlini simgeleyen bu iki temel unsura saygı duymadan istiklâl mücadelesi ya da temel hak ve özgürlük kavgası verdiğini savunmak ne kadar akıllıcadır? Millet demişken, millet kime denir? Aynı ırktan gelenlere mi, aynı dinin mensuplarına mı, aynı vatanın evlatlarına mı? Ortak bir ülküsü olanlara mı, ortak bir geçmişi olanlara mı, ortak bir kültürü benimseyenlere mi?

fft2mm6460968

Diyarbakır BB – Galatasaray Maçında Tribünler

Onbire onbir iki takımın aslında en temelinde bir eğlence aracı olan futbolu icra etmek için orada bulunduğu bir stadyumda, bu oyunu seyretmeye gelen “seyirci”nin asıl niyeti eğlenmek mi olmalıdır, protesto etmek mi? O statta İstiklâl Marşı okunurken ıslıklayanların kaç tanesi bu hareketi sağlam bir fikri altyapıya oturtarak bir protesto yaptığının bilincindedir, kaç tanesi “taraf olma” duygusunun verdiği “aidiyet” hissiyle bu davranışta bulunmuştur? Yoksa bu protestonun sebebi konuk takımın sarı-kırmızı renklerinin arasında yeşilin eksik olmasından mıdır? Bu takımın en çok Kürt taraftara sahip takım olmasından mıdır? Allah vermeye, hele bir de bu konuk takım Altay olsaydı sonuç ne olacaktır? 2000 UEFA Kupası’nda, iki Leeds United taraftarı Taksim’de öldürüldükten sonra İngiltere’de oynanan maçta mı daha çok güvenlik önlemi alınmıştır yoksa aynı ülkenin iki takımının bir araya geldiği ve adı “Türkiye Kupası” olan bir maçta mı? Allah vermeye, kupanın adı “Türk” kupası olsaydı, daha feci olaylar mı cereyan edecektir? Yahut “Türkiyeliler Kupası” olsa konuk takım davul zurnayla mı karşılanacaktır?

Sorulardan bunalmayıp halâ okumaya devam edenlere teşekkür ediyorum. 23 Aralık Salı akşamı Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor‘la Galatasaray arasında oynanan maçtaki olayları haberlerde izlemiş ya da okumuşsunuzdur. Bu konunun tarih yazısında ne işi var diye sorabilirsiniz. Tarih size göre sıkıcı bir takım bilgileri kronolojik sırayla vermekten ibaretse, haklı da olabilirsiniz. Özellikle Mohaç Meydan Muharebesi‘nin tam tarihini biliyorsanız olay bitmiş demektir. Ezberci eğitim sistemimizin yetiştirdiği yüksek tarih bilincine sahip örnek bir insansınız.

[box_dark]Futbol Asla Sadece Futbol Değildir(1)[/box_dark]

Bu linkten Diyarbakır BB – Galatasaray maçından önce yaşananları izleyebilirsiniz:

Haberde yazılana göre bilet bulamadıkları gerekçesiyle yapmışlar bu yürüyüşü. Acaba Diyarbakır’ın her maçına bu denli talep oluyor mu? Yoksa Galatasaray geldiği için mi bu denli bir talep var ve bilet bulunamıyor? Demek ki ayda yılda bir gelen Galatasaray’ı canlı izleme fırsatını kaçırmak istemiyor Diyarbakır’lı futbolseverler(!). Peki bu kadar izlemek istediğin, merak ettiğin, belki hayranlık duyduğun bir takımın formasını yakınca ne geçti eline? Ya da videonun sonunda gözüken kırık camlı aracın sahibinin günahı neydi arabasını oraya park etmekten başka?

Gelin 14 yıl geriye gidelim. 2 Mayıs 2000 Diyarbakır, Türkiye Kupası Finali için UEFA Kupası Finalisti Galatasaray tam kadro şehre geliyor (12.dakika’dan itibaren):

Tarihe yeniden dikkatinizi çekmek istiyorum: 2000 yılı. Yani Öcalan’ın yakalanmasından hemen sonra, yani ortada henüz bir Çözüm Süreci filan da yokken. Teklif Galatasaray’dan mı gelmiş yoksa Futbol Federasyonu mu önermiş bilmiyorum ama çok isabetli bir iş yapıldığı belli. Senelerce unutulmuş, ötelenmiş üstüne bir de PKK – Ordu çatışmaları başlayınca iyice yaşanmaz olmuş bir şehre UEFA Finalisti geliyor. Okul formalarıyla çocuklar, önlükleriyle esnaflar, pencerelerden uzanmış ev hanımları… Herkes alabildiğine mutlu. Peki 2000 yılından sonra kaç büyük müsabaka oynandı Diyarbakır’da? Mesela hiç milli maç yapıldı mı orada? Yoksa siyasette olduğu gibi futbolda da Sivas’ın ötesine gidemedik mi? Diyarbakırspor’un borç, harç içinde Süper Lig’den düşmesi ve 2013 yılında kapanması önlenseydi, dün o manzaralar yaşanır mıydı? Ya da taraftar olmaktan evvel insan olmayı öğrensek sadece Diyarbakır değil; Beşiktaş işin Bursa, Fenerbahçe için Trabzon, Ankaragücü için Konya korkulan deplasmanlar olur muydu?

1 – Simon Kuper 1994’te yayınlanan Football Against the Enemy isimli kitabının çevirisi

[box_dark]Çare Drogba[/box_dark]

Çare Sarıgül’den esinlenerek Gezi Parkı eylemleri sırasında ortaya çıkmıştı ilk kez bu duvar yazısı. Belli ki o yoğun çatışmaların arasında biraz gülümsetmek istemişler hem eylemcileri hem polisleri. Zaten Drogba da daha olayların başladığı ilk günlerde instagram üzerinden yaptığı duyarlı açıklamalarla bu övgüye ne denli lâyık olduğunu göstermişti.

kalbim sizinle

Aslında Drogba’nın bu övgüyü haketmesinin çok daha özel bir sebebi var. Menajerinin ve kulübünün karşı çıkmasına rağmen, ülkesindeki iç savaşı bitirmek adına verdiği mücadele. Bu mücadeleyi başlatan konuşmasını ise 2006 Dünya Kupası’na katılmaya hak kazandıkları maçtan hemen sonra yapıyor:

http://www.youtube.com/watch?v=lf6kLSAM5sA

[box_dark]Ya birleşerek kazanacağız, ya ayrışarak kaybedeceğiz[/box_dark]

Sporun tarih sahnesinde sergilediği birleştirici gücüne son bir örnek olarak da, 1995 Rugby Dünya Kupası’nda inanılmaz bir başarı sergileyerek kupaya uzanan Güney Afrika Cumhuriyeti verilebilir. Özellikle Mandela‘nın bu süreci iyi bir fırsat bilip, ülkesindeki ayrışmaları ortadan kaldırmak için nasıl akıllıca kullandığı özenle incelenirse, belki bizim ülkemizdeki sorunlar için de ilham alınabilir. Özetlersek, ya sporu akıllıca yönetip birleşerek kazanacağız ya da diğer tüm alanlarda yaptığımız gibi onu da kendimize benzetip ayrışarak kaybedeceğiz.

İnşallah ilkini kendi kendimize becerebiliriz; yoksa ha deyince bir Drogba, bir Mandela bulmak kolay değil.

Leave a Reply

2 comments

  1. Mustafa Yılmaz

    yazı fena değil fakat yer yer imla hataları var, acaba editör ne ile meşgul?

  2. kullanıcı

    Yazının başlığı ile konuyu alakalı bulmadım.