HDP, 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde %13 oy oranına ulaşarak mecliste 80 milletvekili ile temsil edilme hakkına erişti.
%13’lük kısımda benim oyum yok, emanet oy bile vermeyi düşünmedim HDP’ye.
Seçimlerden önce HDP benim için pazarlık partisi konumundaydı.
Neden parti olarak katıldıklarına bir türlü anlam verememekle beraber, bağımsız adaylarla katıldıkları 2011 seçimlerinde %6 oy oranına sahip bir partinin oylarını %100 arttırabileceği aklımın ucundan geçmiyordu ve seçime parti olarak girmelerinde kafamda bir sürü soru işareti dolanıyordu ve hepsi de olumsuz yöndeydi. Her ne kadar seçim çalısmalarına HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ sözü ile başlasalar da çözüm sürecinde iktidar partisi AKP ile al gülüm ver gülüm modunda işleyen ortaklık, seçimlerden sonra da iki tarafın çıkarları için devam edecek düşüncesinde olduğum için herkesin etkilendiği ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ sözü ben de olumlu bir etki bırakmamıştı.
HDP’nin seçime parti olarak katılmasına karşı yorumumu da 15 Mart tarihinde yazdığım yazıda şu şekilde belirtmiştim.
HDP seçimlerde barajı geçer ve 70-80 milletvekili sayısına ulaşırsa AKP ile anayasa ve başkanlık sistemi için ittifak yapacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi oyununu oynarken HDP’nin isteğini de göz ardı etmeyecek ne isterlerse verecektir.
400 milletvekili ve HDP’nin baraj meselesine kanmayın. HDP’nin barajı geçmesi demek , yeni anayasa çalışmalarında AKP’nin istediği çoğunluğu AKP’ye hediye etmek demektir. Üstelik anayasa çalışmalarında bu durum HDP’nin pazarlık gücünü arttırmak anlamına gelir ki bunun da ülke çıkarları için hiç iyi olmayacağı düşüncesindeyim.
7 Haziran günü seçimler sonuçlandı ve HDP %13 oy ve 80 milletvekili ile seçimlerde istediği başarıyı elde etti. Seçim akşamı da AKP ile koalisyona ortak olmayacaklarını belirttiler.
Şu ana kadar koalisyon hükümeti kurulmuş değil ama ufukta AKP-HDP koalisyonu imkansız gibi görünüyor. İlerleyen günlerde ne olur bilinmez fakat HDP’nin 7 Haziran akşamından beri izlediği politika bende olumlu bir etki bırakmış durumda. HDP, %60’lık CHP-MHP-HDP blok koalisyonundan bahsedilirken de, dışarıdan destekleme konusunda da olumlu davrandı. MHP her seferinde HDP’yi parti olarak görmese de HDP koalisyon için MHP ile de masaya oturup anlaşabileceklerini ifade etti. MHP’ye HDP’ye karşı takınmış olduğu bu tavırdan dolayı Mevlana’nın ‘Ne olursan ol yine gel.’ sözünü hatırlatmak isterim.
Son olarak, siyasi partilerin olduğu gibi benim de kırmızı çizgilerim vardı, en koyusundan hem de. Koalisyon sürecinde benim kırmızı çizgilerimde de esneklikler olmadı değil. Hani bugün erken seçim olsun ben bile oy vereceğim partiye şaşırabilirim.