“Facebook” oluşumunun dünyanın en kalabalık 3.nüfusuna sahip olduğu günümüz dünyasında sosyal medya terimini sıkça duyuyor olmamız çok şaşırtıcı bir durum değil.
Sosyal Medya Çağı’nda bilginin çift yönlü akışı sayesinde dünya ve insanlık artık çok farklı gelişimler yaşıyor. Dünyayı cebinde taşıyan bizler artık sadece bilgiyi alan değil aynı zamanda veren bireylere dönüştük. Bu da geleneksel medya anlayışının, medyanın toplumsal ve politik hareketler üzerindeki etkisini kökten değiştirmeye başladı.
Son 10 yılda yaşanan pek çok olayda bu derin değişimi görmek mümkün. Ardada ortaya çıkan Wikileaks belgeleri, sosyal paylaşım ağlarıyla Mısır’da başlayıp tüm Arap dünyasını etkisi altına alan Arap Baharı ve Occupy the WallStreet gibi tüm dünya siyasetini etkileyen gelişmelerin hepsi sosyal medyanın başarısı olarak adlandırılabilir. İleride siyaset tarihi kitaplarında, tarihi politik gelişmelerden bahsedilirken yan yana Gandi, Mustafa Kemal Atatürk, Barack Obama, Facebook, Twitter, Youtube yer alacak belki de …
Elbette bu noktada ilk dikkatimizi çeken nokta, sosyal medyanın inanılmaz ölçüdeki birleştirici gücü olmalı. Farklı dilden,farklı kültürden hatta dünyanın iki ucundan insanları bir araya getirebilen bu gücün aynı düşünceyi paylaşan insanları bir araya getirerek ortaya çıkardığı yapı inanılmaz bir etkinliğe sahip.
Bu gücü daha iyi tanıyabilmek için bazı örnekler vermek en doğrusu bana kalırsa.
*Arap Baharı: Mısır ve Tunus Ayakta*
Arap ülkelerinde gerçekleşen devrimler sosyal medyanın ilk devrimleri olarak tarihe geçti. Arap ülkelerinde mevcut iktidarlar yazılı basın ve televizyonları sansürle kontrol altına alabilirken, sosyal medya üzerinde aynı kontrolü sağlayamadılar. Önce Tunus’ta başlayan ve ardından Mısır’da devam eden gösteriler, sosyal medya üzerinden bir araya gelen halkın “Biz buradayız” deme şekliydi adeta. Farklı coğrafyalardan insanlar bilgisayarlarının başından sessiz bir şekilde bir araya geldiler ve aynı anda sokaklara döküldüler. Siyaset teorisyenlerini şaşırtan bir gelişmeydi bu; çünkü ne karizmatik bir lider vardı ortada ne de tek bir ideoloji.
Mısır kendine gösteri günü olarak Polis Günü’nü seçen ve Facebook ve Twitter hesapları üzerinden yapılan sokaklara çıkalım çağrısına 90 bin kişi evet dedi ve insanlar fakirlik, işsizlik ve devlet kadrolarındaki yolsuzlukları protesto ettiler.
Ve 80 yıldır Müslüman Kardeşlerin başaramadığını sosyal medya başarmış; Hüsnü Mübarek’in tahtını sarsmıştı.
İktidar ilk önce bu kitle akımını engellemek için Twitter ve Facebook kullanımını, ardından internet ulaşımını yasakladı. Ardındansa GSM operatörlerinin önüne geçildi.
Ancak, artık tüm dünya her şeyden haberdardı ve bu gücü engellemenin yolu yoktu.
Sokaklardaki şiddetten ve baskı iktidarından korkan milyonlar, bilgisayarlarının başından tüm dünyayı durumdan haberdar etmiş ve sokaklara dökülmek için yeterli cesareti toplamışlardı.
* Wikileaks: We Open Goverments*
Wikileaks ise sosyal medya ve internetin çok farklı bir etkisini gündeme getirdi. İnternet ağı,ulaşılması belli güç odakları tarafından engellenen ve ya küçük bir kitleye ulaşımı ardından imha edilen bilgiyi herkes için ulaşılabilir hale getirdi.
Wikileaks, Julia Assange tarafından yönetilen, İsveç merkezli, devletlerin gizli tuttuğu bilgileri basına sunan bir organizasyon. Yayınladığı belgelerle dünyadaki dengeleri yerinde oynatan bu oluşum sosyal medya ağları sayesinde aynı anda yüz binlerce insana ulaşabiliyor.
Hemen birkaç örnek verelim Wikileaks belgelerinin etkilerine.
-Mısır’da düzenlenen gösterilere kadar Devlet Başkanı Mübarek’in yerine oğlu Cemal’in ya da ulusal güvenlik danışmanı, Ömer Süleyman’ın geçeceği düşünülüyordu.Fakat geçiş döneminin en hassas zamanlarında Wikileaks’in ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait yayımladığı belgelerde Mısır’ın devlet başkanlığı için oyunlar ortaya çıktı.Belgelerin birinde, “halkın karşıtlığına rağmen, Cemal Mübarek için devlet başkanlığı yolu açık gibi görünüyor” ifadesine yer verildi.
-El Cezire, Arap dünyasındaki ayaklanmaları 7/24 canlı yayınlarla vererek, ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton dahil, bütün dünyanın takdirini kazanan bir kanaldı. Ancak Wikileaks belgeleri, ABD’li diplomatların haber ağını her zaman güvenilir bir kaynak olarak görmediğini ortaya çıkardı. Belgelerde, El Cezire’nin sahibi Katar hükümetinin kanalı yabancı ülkelerle olan diplomatik ilişkilerinde bir pazarlık aracı olarak kullandığını ifade etti.
– Wikileaks belgeleriyle ortaya çıkan bir başka bilgiye göre ABD’nin Alman hükümetine çok yakın bir köstebeğinin bulunması. Belgelerde ‚genç ve yükselmek isteyen bir siyasetçi’ olarak tanımlanan ve koalisyon ortağı liberal FDP’li olduğu ima edilen, ancak adı açıklanmayan bir politikacının hükümetin kurulmasından bu yana ABD’li diplomatları bilgilendirdiği ve çeşitli politik sırları aktardığı bilgisi de yer alıyor. Bunun ABD ve Almanya’nın siyasi ilişkisine verdiği zararsa ortada.
– WikiLeaks tarafından sızdırılan ABD Dışişleri Bakanlığı kriptolarına göre, 2009 yılının Kasım ayında, o zamanki ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’in, dönemin ABD Savunma Bakanlığı Füze Kalkanı Özel Temsilcisi Ellen Tauscher’e, Patriotların İncirlik’teki Amerikan üssü ve Kürecik’i koruması için Türkiye’yi ikna etmek üzere taktikler yazmış. Jeffrey imzalı kriptoda, Patriot bataryalarının Türkiye’ye konması için söylenmesi gereken argümanlardan biri şu şekilde belirtilmiş: “Patriot bataryalarının Amerikan kuvvetlerini korumak için gerekli olduğu fikri bizim için güçlü bir argüman olarak görülebilir, ama Türkiye için yetmez. Bu nedenle Patriot bataryalarının kritik Türk savunma veya altyapı tesislerini koruyacağını söylemenizi tavsiye ederim. Mersin ve Ceyhan Limanı gibi.”
Bunlar Wikileaks açıkladığı yüz binlerce belgelerde yer alan bilgilerden sadece bir kaçı.
Medya hızla değişiyor. Bu değişimle birlikte toplumsal hareketler gittikçe farklı bir şekil ve yön alıyor. Ortaya atılan pek çok toplumsal hareket teorileri gittikçe güncelliğini kaybediyor ve bu değişim hızı karşısında farklı anlayışlar kazanıyor. Önemli olansa bu değişen toplumsal hareket anlayışının etkinliği ve sürdürülebilirliği .
Teknoloji ve değişen dünya karşısında savunmasız kalan biz insanlığınsa tek yapabileceği “yaşamak ve görmek.”
Kaynaklar:
http://www.politikakademi.org/2011/02/wikileaks-ve-uluslararasi-iliskilere-etkileri-2/
http://www.inlcs.org/online/Book14.pdf
http://www.belgeler.com/blg/2zid/erkan-avci-arap-baharinda-sosyal-medya-rzgari
http://ayyildizhaber.com/haber_ayrinti_d.php?id=30018