Kimi zaman dini, kimi zaman ekonomik, kimi zamansa politik olmak üzere gerekçeleri olaydan olaya değişen, tarihin tozlu sayfalarında yerini edinmiş, ve bizlerin de ilkokul çağından beri gördüğü tarih derslerinde mutlaka bahsi geçen pek çok savaş bulunuyor. Tarih derslerini ezber olarak görmemizin yegâne sebebi budur belki de? Bırakın günümüzde yaşadığımız politik gerilimler ve savaş çanlarını, tarihsel savaşların ezberini yapmaktan dahi bıkmış bir toplum olduğumuzdan; hiç çekinmeden genel bir konsept olarak savaşlardan bıktığımızı ve bu savaşlara sivil halk olarak kökten bir çözüm istediğimizi varsayıyor, yazımı bu düşünceme göre şekillendirerek yazıyorum.

Acaba gerçekten savaşlara bir çözüm üretmek mümkün olabilir mi peki? Belki de çoğu siyaset bilimcinin merakla cevabını araştırdığı bir soru bu. Bu gazete yazısı içerisinde, Immanuel Kant’ın düşüncelerine dayanan ve 18. yüzyıldan bu yana gelişimini sürdüren “Demokratik Barış Teorisi”ni yüzeysel olarak sizlere açıklamaya çalışacağım. 

Demokratik Barış Teorisi, devlet rejimlerinin, ülkelerin savaş ve barış politikalarını etkilediği görüşündedir ve iki demokratik ülke arasında savaş olamayacağı kanısındadır. Bu sebepten dolayı dünya üzerindeki her bir ülke demokrasiyle yönetilirse, dünya üzerinden savaşların silinebileceğini savunur. [1] Elbette ki bu sav, Demokratik Barış Teorisi’nin en çok tartışılan uluslararası ilişkiler konularından biri olmasına sebep olmuş, üzerinde pek çok çalışmanın yapılmasına yol açmıştır. 

Immanuel Kant, devletler arasında ebedi barışın sağlanabilmesi için gerekliliklerin neler olduğunu tartıştığı “Ebedi Barış” adlı eserinde cumhuriyet rejiminin ülkeler tarafından benimsenmesi gerektiğini yazarken, Montesquieu de monarşi ile yönetilen devletlerin savaşa daha meyilli olduğunu savunur. [1] Bu durumun başlıca beş adet teorik sebebi vardır. Bu sebeplerden birincisi -ve belki de en önemlisi- demokratik ülkelerin, vatandaşlarına olan bağımlılığıdır. Burada “bağlılık” kelimesi yerine “bağımlılık” kelimesini kullanıyor olmamın sebebi ise büyük önem taşıyor. Bir devlet vatandaşlarının istek ve ideallerine “bağlı” kalabilir, bunun için de illa demokratik bir rejime sahip olmaları gerekmez. Ancak tam demokratik rejimler içerisinde savaş gibi büyük kararlar almak konusunda devlet vatandaşlarına bağımlıdır; zira bu tip kararlar alabilmek için yasal iznin yanında halkın izni de oylar aracılığıyla alınmalıdır. Bununla birlikte ikinci bir sebep olarak demokratik rejimlerde vatandaşların oylarına göre koltuklarına ve unvanlarına kavuşan yöneticiler, ülkelerinin savaşa girmesi söz konusu olduğunda her türlü kayıptan sorumlu tutulacakları için, vatandaşlarına olan sorumluluk duyguları monarşiyle yönetilen ülkelerin yöneticilerine kıyasla daha ağır basar ve bu sebepten ötürü savaşa girmeyi yalnızca başka bir çare yoksa göze alırlar. Bu durum, üçüncü bir sebebe yol açar ve demokrasiyle yönetilen ülkelerin yöneticilerinin, dış işlerinde yaşadıkları sorunları çözebilmek için diplomatik enstitüler kurmalarına sebep olur. Dördüncü sebep ise demokrasiyle yönetilen ülkelerin, kendi rejimlerine benzer bir yönetim şekliyle yönetilen ülkelere düşman gözüyle bakmamalarıdır. Beşinci ve son sebep ise demokrasilerin, diğer rejimlerle yönetilen başka devletlere kıyasla, ellerindeki kaynakları koruyabilmek için savaşa girmekten daha çok çekinmeleridir. [2]

Bu teoriye ampirik açıdan bakıldığında temel olarak karşımıza çıkan dört adet düşünce yer alıyor: kimisi demokratik bir ülkenin -siyasi yönetim şekline bakılmaksızın- herhangi bir başka ülkeyle daha iyi ilişkiler içerisinde olduğunu savunurken, kimisi bu durumun yalnızca iki demokratik ülke arasında gerçekleşebileceğini savunuyor. Bazı düşünürler ise herhangi bir bölgedeki demokrasi ile yönetilen ülkelerin çoğunlukta olmasıyla, o bölgenin diğer bölgelere kıyasla daha barış ve uyum içerisinde olduğuna inanıyor. Dördüncü ve son ampirik görüş ise tabii ki bu teorinin pratikte işe yaramayacağını savunan düşünürler tarafından oluşturulan karşı argümanlar. Teorik açıdan baktığımızda ise bu teori; bir devletin iç siyasetini, uluslararası ilişkilerine bağlayan pek çok önerme sunuyor – tıpkı yukarıda bahsetmiş olduğum başlıca beş teorik sebep gibi. [3]

Elbette ki, daha önce de bahsetmiş olduğum üzere, bu teoriye karşı pek çok eleştiri de olmuştur. Bu teoriye karşı yapılan eleştirilerin hepsini tek bir gazete yazısında toplamak imkansız olacağından, bu eleştirilerden yalnızca iki tanesini açıklayacağım. Demokratik Barış Teorisi’ne karşı çıkan eleştirilerden en çok konuşulanı, teorinin metodolojisinin yanlışlığı üzerinedir. Demokratik Barış Teorisi’nin doğruluğunun ampirik çalışmalarla  elde edinilmesinin, teoriyi kesin olarak doğrulayabilmemizi zorlaştırdığını düşünen kesimin yanında, teorinin metodolojisine bakmayarak eleştirilerde bulunan realist bir kesim de mevcuttur. Bu kişiler, demokrasiler arasında savaş yaşanmamış olmasını, ortak yönetim biçimlerine sahip olmanın değil, ortak çıkarlar olduğunu öne sürmektedirler. [4]

Her ne kadar bu teoremin pratikte var olup olamayacağı pek çok tartışmaya sebep olmuş ve Demokratik Barış Teorisi’ne karşı pek çok fikir ortaya atılmış olsa da, son iki yüz sene içerisinde iki demokratik ülke arasında hiçbir savaş gerçekleşmemiş olması, bu teorinin en büyük başarısı olarak verilebilir. [5]

Demokratik Barış Teorisi’nin tarihi gelişiminden tutun, hakkında yapılan çalışmalar ve farklı görüşlere kadar konuşulması, detaylandırılması ve tartışılması gereken; tek bir gazete yazısına sığmayacak pek çok yönü var. İşte bu sebepten ötürü her ne kadar bu teoriye yüzeysel bir bakış getirebilmiş olsam da, sizlerin de aklına soru işaretleri yerleştirebilmiş, ve bu konu hakkında düşünmenizi sağlayabilmiş olabilmeyi umuyorum. Bu konu üzerindeki şahsi fikrimi belirtmem gerekirse, bu teorinin beklentilerini fazla ütopik bulduğumu söylemem mümkün olacaktır. Ancak aynı zamanda da pesimist bir bakış açısıyla yaklaşmaktansa, Demokratik Barış Teorisi’nin pratikte de mümkün olabileceğine inanmak istediğimi belirtmeden yazımı bitirmenin doğru olacağını düşünmüyorum… 

Kaynakça: 

[1]: https://www.tuicakademi.org/demokratik-baris-teorisi-democratic-peace-theory/

[2]: https://www.thoughtco.com/democratic-peace-theory-4769410

[3]: https://www.oxfordbibliographies.com/view/document/obo-9780199756223/obo-9780199756223-0014.xml

[4]: https://www.e-ir.info/2012/02/18/the-democratic-peace-theory/

[5]: https://www.youtube.com/watch?v=tYvg3Ca5aVc

Leave a Reply