Sizi derinden etkileyecek bir başarı hikayesi okumaya ne dersiniz? Konya’da yaşayan milli sporcumuz Mehmet Fatih Karahan inanılmaz bir çaba göstererek, kimsenin hayalini bile kuramadığı bir yüzme şampiyonluğuna imza attı. Bu sene Avrupa Şampiyonasında kendi serisinde 1. ve genel seride ise 4. oldu ve temmuz ayında gerçekleşecek olan Dünya Yüzme Şampiyonasına katılmak için gereken barajı aştı.
Fatih’in abisi Ali Yavuz Karahan ile röportaj yapma fırsatı yakaladım ve şimdi sizi bu güzel röportajımız ile baş başa bırakıyorum.
GazeteBilkent: Öncelikle Fatih’i bu büyük başarısından dolayı kutluyoruz. Fatih yüzmeye nasıl başladı ve neden yüzmeyi tercih ettiniz?
Teşekkür ederiz, öncelikle şunu belirmek isterim: Down sendromlular eğitilebilir. Okuma-yazma, matematik öğrenebilir. Kendi günlük ihtiyaçlarını kendileri görebilir. Onlara daha fazla ilgi gösterdiğinizde, karşılığını alabiliyorsunuz. Nasıl normal bir çocuğa çok fazla vakit ayırdığınız zaman size karşılığını verir, down sendromlular da belli bir oranda karşılığını verebiliyor. Fatih de öyle. Yüzmeye 4 yaşında başladı fakat yeni başladığında ilk bir ay korkusundan havuza giremezdi. Annesi havuza girmese dahi Fatih’i her gün getirirdi. Bundan ne annesi ne de Fatih yılmadı. Bir süre sonra havuza girmeye başladı, düzgün yüzmeyi öğrendi. Sonra stilli yüzmeyi öğrendi ve daha sonrasında antrenmanlara katıldı.
Down sendromlu çocuklar genelde hipotonik oluyorlar, kas gelişimi normal çocuklara göre daha zayıf, daha zor gelişiyor. Diğer sporları yapması kaslarını, eklemlerini yorucu tarzda olabiliyor. Yüzme ise en ideali. Yüzme kaslarını geliştiriyor, tüm vücudu çalıştırıyor. Ayrıca yaralanmalar açısından da daha az riskli ve vücudu daha orantılı bir şekilde geliştiren bir spor. Bu sebeplerle Fatih yüzmeye başladı, tabi o zamanlar Konya’da çok fazla antrenör yoktu. İsa Çağlar Hoca ise kaliteli antrenörlerden biriydi. Her hoca böyle bir çocukla çalışmak istemiyor, normal çocukla çalışmak kolay tabi. İsa Hoca kendi, insaniyetinden dolayı Fatih’i kabul etti, Fatih’i çok sevdi. Fatih’in spora başladığı dönemde böyle bir başarı hayal bile edilemezdi.İsa Hoca da böyle bir başarıyı hayal edemiyordu.
GazeteBilkent: Bu zamana kadar ne tür zorluklarla karşılaştınız?
Tabi bu süre zarfında belli sıkıntılar ile karşılaştık. Diğer aileler doğal olarak çocuklarının sporda başarısını görmek istedi, fakat çocuklarının Fatihle çalışmasını istemediler çünkü kendi çocuklarının hızını yavaşlatacağını, Fatih’in onlara uyum sağlayamadığını düşündüler. Fatih’in bu havuzda kendi çocukları ile birlikte olmalarından rahatsız oldular.
GazeteBilkent: Peki, Fatih’in okul hayatı nasıldı?
Maalesef aynı sıkıntıları Fatih‘in okulunda da yaşadık.Fatih ortaokulu okurken çok büyük sıkıntılar çekti. Şimdi kaynaştırma eğitimleri var, her sınıfta bir engelli çocuk bulunduruluyor. Kaynaştırma eğitimleri özellikle Avrupa Birliği yasaları ile Türkiye’ye aktarılan insancıl şeylerdir. Devlet çocukların okumasını teşvik ediyor. Fakat bu kaynaştırma eğitimleri olmadan önce bu tür çocukları okullar istemiyordu. Veliler de kendi çocuklarının başarılarını etkilediği için istemiyordu, tabi bunlar tamamen bilinçsizlik, cahillik. Kendileri engelli bir bireyle yaşamadıkları, onların topluma katılımlarını görmedikleri için bunun ne kadar önemli olduğunu anlayamıyorlar. Fatih okurken bu kaynaştırma eğitimleri olmadığı için, bazı arkadaşları çok büyük destek verirken, bazıları ise eziyet ediyordu. Fatih birçok liseye de başvurdu, kabul etmeyen liseler oldu. Fatih’in özel durumunu, özel liseler dahi tolere edemeyeceklerini söylediler. Kaynaştırma eğitimleri o zaman olsaydı liseyi bitirebilirdi. Öyle olunca, Fatih açık liseyi bitirdi. Şimdi ise Fatih üniversite diplomasını istiyor.
GazeteBilkent: Engellilere karşı toplum olarak ne derece duyarlıyız?
Aslında toplumlarda yaklaşık %12 oranında engelli var. Bizim toplumumuza baktığımızda %12 engelli oranını kesinlikle göremezsiniz. Avusturya, ABD gibi gelişmiş ülkelere gittiğinizde toplumda ciddi sayıda engellinin olduğunu fark ediyorsunuz, onlar toplum hayatına katılmış durumdalar. Toplum hayatı da engellilerin katılabileceği seviyeye inmiş durumda, yani kapılar engelli sandalyesinin geçebileceği ölçüde, rampalar mevcut, toplu taşıma araçları engellilerin kullanımına uygun, asansör kapıları onlara uygun… Bunları yaptığınız halde onları toplumda görmek istediğiniz zaman onlar topluma katılabilir.
GazeteBilkent: Down sendromlu çocukların yüzmeye teşvik edilmesi gerekiyor, peki sizce bu konuda ülkece ne ölçüde başarılıyız?
Hali hazırda yüzme ile ilgilenen çok fazla down sendromlu çocuk yok. Diğer çocukların da bu başarıyı görüp, spor yapmaya özenmesi lazım. Şimdi İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de birçok spor kulübü özel çocuklar ile ilgilenme amacıyla kuruluyor. Konya için ise böylesine bir başarı hayallerde vardı ama asla bu tür başarılar dile getirilemiyordu. Türkiye çapında başarılar dahi dile getirilemiyordu. Fatih de İsa Hoca da uzun süren emeklerinin sonucunda ki 10 yıldan fazla bir süre zarfı bu, başarılı oldular. Şimdi ise Fatih’in hedefi Dünya Yüzme Şampiyonu olmak.
Bu keyifli sohbet için Mehmet Fatih Karahan’a ve Ali Yavuz Karahan’a teşekkür ediyorum. Fatih’in yeni başarılarını büyük bir merakla bekliyorum.
Not: Fatih’in annesi ile olan fotoğrafı CNNTÜRK’ün haberinden alınmıştır. Haberin ayrıntıları için burayı tıklayınız.