“Abi geçenlerde Football Manager’da vasat bir İngiliz kulübüyle kariyere başladım. Adamlar geçen sezon düşmekten kıl payıyla kurtulmuş. Sezon başında da küme düşmesi en muhtemel takımlar arasında gösteriliyor. Ama ben ne yaptım, biliyor musun? Bu takımı Manchester City’nin, Manchester United’ın, Chelsea’nin, Arsenal’ın önünde İngiltere Premier Ligi şampiyonu yaptım. Hem de geçen sezon ağırlıkla yedek bekleyen daha 4-5 yıl önce profesyonel olmuş 29 yaşındaki forvetim 11’i art arda olmak üzere 20’nin üzerinde gol attı, yine geçen sezon pek oynamayan ve piyasa değeri sezon başında 1 milyon euro’nun altında olan orta saha oyuncum İngiltere’de yılın oyuncusu seçildi. Dar rotasyonlu 11’imin toplam maliyeti 30 milyon euro anca ediyordu. Manchester City’nin sezon başında bir futbolcuya 70-80 milyon euro bonservis ödediğini söylersem rakamlar sadece nominal değil real anlamda da daha çok şey anlatabilir.”
Eğer birkaç ay önce karşımızdaki kişiden buna benzer cümleler duymuş olsak muhtemelen ilk tepkimiz “İmkansız abi, kaç kez ‘Save/Load’ ya da ‘Add Manager’ yaptın onu söyle” olurdu. Fakat Leicester’ın gerçek dünyada, gerçek City’nin, United’ın, Chelsea’nin, Arsenal’ın, Tottenham’ın bulunduğu ligde başardığı işin yukarıda anlatılanlardan eksiği var, fazlası yok.
Pazartesi(02.05.2016) akşamı futbol belki de spor tarihinin en büyük olayını yaşandı ve Leicester City, İngiltere Premier Ligi’ni bitime 2 maç kala şampiyon olarak tamamlamayı garantiledi. Pazartesi gününden beri düşünüyorum ama geçmişten Leicester’ın başardığına benzer bir örnek bulamadım. Kendi hayali örneklerimle açıklamak gerekirse şu an ligimizde küme düşme mücadelesi veren Gaziantepspor’un gelecek sezonu şampiyon tamamlaması gibi bi şey bu. Ayrıca Leicester bu başarıya yıldız oyuncular transfer ederek, büyük paralar harcayarak da ulaşmadı. Oldukça mütevazi hatta ağırlıkla geçmiş takımlarında tutunanamış isimlerden oluşan kadroları ve Ranieri’yle bu dev zafere imza attılar.
Burada Ranieri’ye de bu başarının başrolü olarak ayrı bir bölüm açmak gerekirse, Ranieri geçmişte Avrupa’nın birkaç elit takımını çalıştırmış olmasına rağmen hiçbir zaman çok başarılı bir antrenör olmadı. Leicester’dan önceki son işi olan Yunanistan Milli Takımı macerası ise gerçek anlamda bir fiyaskoydu. Seri başı olarak girdikleri Euro 2016 Eleme gruplarını sonuncu tamamlayan ve 2 maçta da Faroe Adaları’na mağlup olan takımın hocası Claudio Ranieri’ydi. Ama Ranieri’nin 64 yaşında pes etmeyip yeni bir sayfa açmak amacıyla Leicester’la sözleşme imzalaması ve devamında gelişen tüm olaylar gerçekten hem kendisi hem de futbolsever için bir masal gibi. Sadece teknik-taktik anlamında değil her açıdan muazzam işler başardı Ranieri bu sezon. Ocak ayından itibaren başlayan “Seneye Leicester Avrupa Kupaları’na katılabilecek mi?” ve ilerleyen dönemlerdeki şampiyonluk sorularına son birkaç haftaya kadar “Amacımız ligde kalmak” şeklinde esprili cevap vermesi, takım ve medya yönetiminin başarılı birer örneğiydi. Ranieri bu açıklamalarla neredeyse hiç şampiyonluk yaşamamış oyunculardan kurulu kadrosu baskıdan uzak tutmuş ve onların sadece kendi oyunlarına odaklanmasını sağlamıştı. Aksi bir durumda, daha ağır baskılar altında Leicester’ın işi daha zor olabilirdi.
Oyunculardan tek tek bahsetmeyeceğim çünkü tüm kadro özellikle sürekli 11’de yer bulan oyuncular tüm sezon yüzde yüzleriyle oynadılar. Ligin ilk yarısında yediğinden fazla atarak kazanmaya çalışan Leicester, ligin son haftalarında ise oyun planının 1-0’lık galibiyetler üzerine kurarken eğer oyuncuların üstün azmi ve inanmışlığı olmasaydı bu denli iyi neticeler elde edilemeyebilirdi.
Kısaca, Leicester endüstrileşen futbol dünyasında ve bunun merkezlerinden biri olan İngiltere Premier Ligi’nde inanılmaz bir iş başararak şampiyonluğa ulaştı. Ümidim o ki saha içi mücadelede Leicester’a boyun eğen büyük takımlar yaz aylarında masa başında Leicester’da bu sezon inanılmaz işlere imza atan Mahrez, Vardy ve Kante gibi isimleri birer birer takımlarına transfer etmez ve biz bu masalsı takımı bir süre daha bir arada ve Şampiyonlar Ligi gibi bir arenada da izleme fırsatı buluruz.