Geriye dönüp baktığınızda bazı anları şarkılarla hatırlarız. Çünkü anın derinliklerinde yatan hüznü şarkılardan başka hiçbir şey anlatamaz. Spor tarihi de böyle anlarla bezenmiştir. Mesela 2006 Dünya Kupası’nı izleyenler Zinedine Zidane’nın kupanın yanından soyunma odasına gidişini nasıl unutabilirler[1]? Zidane’ın kafası üzerine parodi şarkılar yapılsa da Zidane tutkunu sporseverler o maçı hep hüzünle anacaklar[2]. Zidane’ın hikâyesi ne kadar trajikse Lebron James’in 2015 NBA Finalleri’ndeki hikayesi de o kadar fantastik. Üstelik Lebron’un söyleyeceği daha çok şey var.
Rekabetin olduğu bir ortamda “yenilmek” her zaman akıllarda hüzünle anılır çünkü insanlar için yenilmek kaybetmektir, ıstıraptır, yitirmektir. Lebron James de “yenilmenin” hüznünü defalarca yaşamış bir sporcu. Kariyerinde 6 kez NBA finali oynayıp 4 kez kaybeden, dünya basketbolunun zirvesinden tam 4 kez yenilgiyle ayrılmış bir sporcudan bahsediyoruz. Bütün bunları bir kenara bırakırsak, bu yenilgilerin sonuncusunun Lebron’un kariyeri özelinde bambaşka bir yeri var. Çünkü Lebron James, basketbol severlere yenilginin de efsanevi olabileceğini gösterdi 2015 NBA Finalleri’nde.
Cleveland Cavaliers’ın diğer yıldızları Kevin Love ve Kyrie Irving’in sakatlanmaları bir yana, Iman Shumpert’ın seri oynanırken sakatlanması Lebron’un ve takımının işini daha da zorlaştırmıştı. Steve Kerr önderliğinde NBA’in en iyi hücum takımı ve görece en iyi savunma takımlarından biri olan Golden State karşısında Lebron’un durumu, Michael Jordan’ın Space Jam filmindeki durumundan farklı değildi[3]. Seriyi daha dramatik hale getiren şeyse Lebron James’in vazgeçilmezliğini ulaşılmaz bir noktaya taşımış olmasıydı.
Lebron, maç başına 45.7 dakika oyunda kaldığı seriyi 35.8 sayı, 13.3 ribaunt ve 8.8 asist ortalamalarıyla bitirdi. NBA final serileri tarihinde bu üç kategoride de takım lideri olan ilk oyuncu oldu. Hepsinden önemlisi seride Lebron’un sahada olmadığı dakikalarda, Cleveland’ın şut yüzdesi yüzde %40’tan %17’ye düştü. Yani o sahada yokken takımı 5 hücumdan 1’ini bile sayıya çeviremedi[4]. Öyle ki; çaresizliğin amansız yükselişini, Lebron’un sahada olmadığı dakikalarda Clevelandlı oyuncuların vücut dillerinden anlayabilirdiniz. Bunun ötesinde, Lebron’un oyunda olmadığı bölümlerde Cleveland’ın hücumunun açıkça tökezlediğini gördük. Bütün sakatlıkları göz önünde bulundurursak, Lebron’un 2-3 dakikadan fazla dinlenme lüksü yoktu[5].
Golden State final serisini 6 maçta kazanarak 40 yıllık şampiyonluk hasretine son verdi. Gezegenin en iyi basketbolcusu[6] kariyerinde 4. Kez final serisinde kaybediyordu. Yenilgi de basketbolun bir parçası ancak Cleveland, NBA tarihinin ve modern basketbolun en iyi takımlarından birine kaybediyordu. Sezon içinde Golden State Warriors’ın oynadığı basketbolu izleyenler ve NBA tarihini takip edenler için bu yorum hiç de abartı değil. Zira Steve Kerr önderliğinde müthiş bir takım kimyasına, hücüm ve savunma açısından oldukça dengeli bir kadroya sahip olan Golden State Warriors, favori olduğu seriyi -az da olsa zorlanarak- kazanmayı başardı.
Golden State’in “zorlanarak” kazanmasının arkasında yatan yegâne sebep Lebron James. Öyle ki, Lebron MVP(Most Valuable Player-En Değerli Oyuncu) oylamasında 11 oyun 4’ünü almayı başardı[7]. Normal sezonun ve finallerin MVP ödülü görece olarak kazanan tarafın oyuncusuna verilir[8]. Bu yüzden Lebron’un verimliliğini, şut yüzdesini düşüren ve Golden State’in kazanmasında büyük rolü olan Andre Iguodala ödülün sahibi oldu. Ancak sırf “MVP” söz öbeğinin temel anlamına bakarsak, ödül kesinlikle Lebron’un olmalıydı[9].
Lebron James’in kaybetmenin hüznünü yaşadığı 6.maçın sonunda yaptığı basın toplantısında açıkça belli oluyordu. Katıldığı bir radyo programında “Final serisinde kaybetmenin acısı hiçbir zaman geçmiyor. Gün geçtikçe daha iyi oluyorum ama bu bunalımdan kurtulmak biraz zaman alıyor” diye açıkladı hissettiklerini[10].Dünyanın en iyi oyuncusu da olsanız kaybetmek, rekabetin bir parçası. Anın derinliklerinde yatan hüznü şarkılardan başka hiçbir şey anlatamaz. Eğer Lebron James içimizden biri olsaydı, geriye dönüp baktığında eminim bir büyük açar ve şunu söylerdi:
Elbet bir gün buluşacağız
Bu böyle yarım kalmayacak…[11]
KAYNAKÇA
[1] https://www.youtube.com/watch?v=W-KCbGAZRPQ
[2] https://www.youtube.com/watch?v=kWAJhUNj8Xg ve https://en.wikipedia.org/wiki/Coup_de_Boule
[3] Bugs Bunny, Bill Murray ve Michael Jordan’ın olduğu efsanevi Space Jam filminin 2. versiyonu için Warner Bros. Lebron James’le anlaştı. http://ftw.usatoday.com/2015/07/warner-bros-announces-deal-with-lebron-james-and-a-space-jam-sequel-is-definitely-happening
[4] Lebron’un takımı için ne kadar önemli olduğunu buradan da görebiliyoruz https://www.youtube.com/watch?v=9-nA2M71_ug
[5] Eski koç ve şimdilerde ESPN’de yorumculuk yapan Jeff Van Gundy, (Lebron’un takımını ne kadar sırtında taşıdığını anlatmak için) final serisindeki kadronun Lebron olmadan maç başına ortalama 80 sayı bile bulamayacağını söylemişti: http://www.businessinsider.com/lebron-james-had-to-carry-cavaliers-in-nba-finals-2015-6
[6] Karşı gelenler olacaktır elbet ama Lebron’un kat ettiği gelişimi ve bireysel yeteneklerini düşünürsek – eğer kariyerinin sonuna kadar bu ve buna yakın bir seviyede ilerlerse – onu, NBA tarihinin en iyi 10 oyuncusundan biri olarak sayabiliriz.
[7] http://www.foxsports.com/nba/story/andre-iguodala-wins-finals-mvp-lebron-james-7-4-vote-total-golden-state-warriors-champs-061615
[8] 1969 yılında “finallerin en değerli oyuncusu” ödülü ilk kez verilirken, Boston Celtics’e kaybeden Los Angeles Lakers’ın yıldızı Jerry West bu ödülün sahibi olmuştu. Aynı zamanda Jerry West, NBA tarihinde kaybettiği halde finallerin en değerli oyuncusu ödülü alan tek oyuncudur.
[9] Aynı fikirde olmayanlar için ufak bir not: Lebron’un seri boyunca benchte oturduğu 23 dakikada Cleveland’ın yalnızca 6 saha içi isabeti vardı.
[10] http://espn.go.com/nba/story/_/id/13245985/lebron-james-cleveland-cavaliers-says-nightmares-nba-finals-loss