Sporu eğitimle birlikte götürmekte zorlanan ülkemiz yeteneklerini günün sonunda keskin bir viraja sürükler. Eğitim ile spor arasında kalan genç, ailesi ile ortak paydada buluşamadığı hemen her noktada istemediği bir yolda bulur kendini. İşte özellikle devletin politikalaştıramadığı eğitim ve spor ikilemi bu topraklarda her branş için sporcu yetiştirmeyi zorlaştıran en büyük engellerdendir. Bu engeli futbol, basketbol, voleybol gibi görece ülkemizin daha çok ilgi gösterdiği sporlarda hem aile hem de çocuk için aşmak daha kolaydır. Ancak iş daha farklı sporlara geldiğinde, hele ki bu spor bireysel bir sporsa bu sefer bir başka kanayan yara da nükseder, iyi bir eğitimci bulma sorunu engeli bir kademe daha yükseltir. Gerek takım gerekse bireysel sporlarda oluşturulan zorlu iklim şartları averaj bir sporcu yetiştirmek için dahi çok zor kılarken, o sporun en iyisi denebilecek süper yıldızları yetiştirmeyi ise neredeyse imkansız hale getirir.
İşleyen demirin ışıldayacağını söyleyen atalarımız, buraları iyi bildiklerinden ümitlenmemizi istememiş olacaklar ki meyve veren ağacın taşlanacağını da peşine eklemişler. İş bireysel spora geldiğinde ülkemiz adına en endemik, en verimli ağaçlardan biri olan bilardo sporunun yıldızı Semih Saygıner’in uzun yıllar kusursuz giden kariyerine karşın federasyonla yaşadığı polemikleri biliriz mesela. Bilardoya bu yazı dahil olmak üzere spor diyebilmemizi sağlayan, bilardoyu ailelerin çekindiği kıraathanelerden çıkarıp ülkemizin epey saygın anıldığı bir salon sporuna eviren bu süper yetenek özellikle federatif düzeyde başarısının ödülü olarak sıkça taşlanmıştır. Bugünlerde ise bir başka spor dalında Türkiye, iklimin rüzgarıyla beraber savrulmayı reddeden ve sonucu her ne olursa olsun yel değirmenleri ile kavgayı seçmiş bir başka süper yeteneği kucağında bulmuş durumda.
Ülkemizde başta arabalar olmak üzere hemen her motorlu taşıt ilgi görse de işin sportif boyutu özellikle Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında bizim pek de bildiğimiz işler gibi gözükmese de özellikle son yıllarda tırmanan bir ilgi var. İki teker için cam tavanı bir süre önce kıran Kenan Sofuoğlu’nun pisti yeni bir dünya şampiyonunu motor sporlarına sundu. Superbike kategorisinde yarışan sporcumuz Toprak Razgatlıoğlu bu günlerde kategorisinde ikinci bir şampiyonluğa çok yakın. Şimdi gelin hep beraber taşları bir kenara bırakalım ve en iyi meyveleri veren ağaçlardan birine göz atalım.
Toprak Razgatlıoğlu Kimdir?
Alanya doğumlu yirmi yedi yaşındaki sporcumuz, motorsiklet camiyasında ünlü bir babanın oğludur. Tek teker Arif rumuzlu gösteri odaklı motorsikletçi baba, oğluna bu sevgiyi en derinden aşılamış olacak ki Toprak bugünlerde ikinci şampiyonluğuna bu kadar yakın, ve yarıştığı kaskın üstünde 2017 yılında Antalya’da geçirdiği motor kazası sonucu (saygıyla anıyorum) hayatını kaybeden babasının resmini taşıyor. Özellikle babasının vefatı sonrası Toprak’ın bu spordaki en büyük destekçilerinden Kenan Sofuoğlu, Sakarya’daki pistiyle Toprak için harika bir çalışama ortamı oluştrumuş durumda. Tabii ki Toprak da bu antrenmanların hakkını veriyor ama zaten yeteneği çok erken yaşlarda keşfedilmesine yol açmıştı. Hala elinde tuttuğu haliyle 2016 yılında İstanbul Park’ta yarışan Toprak, pistin rekortmeni.
Superbike Kariyeri
Razgatlıoğlu, 2018’de Türk Puccetti Kawasaki yarış takımının en büyük yeteneği olarak görülüyordu. 2019’da 8 saatlik Suzuka dayanıklılık yarışı için fabrika Kawasaki sürücüleri Jonathan Rea ve Leon Haslam ile ortak bir proje yürütme şansı buldu. Yarış boyunca diğer ikisiyle sırayla yarışmasına izin verilmemesi nedeniyle Toprak, ciddi bir fırsat yakaladığına inanıyordu ve bunu değerlendirdi, onları yendi ve kontratı kaptı. 2020 ile birlikte fabrika takımı Yamaha sürücüsü olmak için kısa süre sonra Kawasaki markasından ayrıldı. İlk galibiyeti için epey sabırsız yıldız, 2020 sezonunda yeni takımı PATA Yamaha ile Avustralya’da sezonun ilk zaferini kazandı. Razgatlıoğlu, 2021 Superbike Dünya Şampiyonası’nı sürücüler klasmanındaki en yakın rakibi Jonathan Rae’i mağlup ederek Dünya Şampiyonu oldu. Rae’nin altı yıllık saltanatına son veren Razgatlıoğlu, ilk Türk Superbike Dünya Şampiyonu oldu. 2022 için de iddiasını koruyan yıldız, Superbike Dünya Şampiyonası sürücüler klasmanında Dünya ikincisi oldu. 2023 yılını da galibiyetsiz kapatmayan Toprak, şampiyonanın 8. ayağında birinci oldu.
10 yıldır Red Bull sporcusu olan Toprak Razgatlıoğlu, 2024 sezonundan itibaren BMW Motorrad Motorsport takımına katılarak motor sporuyla ilgilenen hemen herkesi şok etti. Özellikle motor sporuna uzak biriysek ilk bakışta BMW markasının Toprak için doğru bir karar olduğu sanılabilir ancak dört tekerde yaptığı Formula 1 denemesi sonrası ağır bir tokat yiyen fabrika, iki tekerde de yıllardır iddialı bir konumda değildi. Öyle ki 12 yıldır podyum dahi görmeyen ekipte takım patronlarının geçtiğimiz yıllarda markalarda elde ettikleri dördüncülük için ne kadar mutlu olduğunu Toprak onların ağızından anlatıyor. Özellikle İtalyan ve Japon markaların domine ettiği Superbike kategorisi bu yıl Toprak’ın geliştirme sürecine dahil olduğu BMW’nin dominasyonuyla karşı karşıya. Sakatlıktan yeni döndüğü Estoril (Portekiz) pistinin de tozunu atan sporcumuz en yakın rakibi İtalyan marka Ducati sporcusu Nicolò Bulega’nın 44 puan önünde ve 439 puanla sezonun son yarışı Jerez (İspanya) öncesi şampiyonluğun açık ara farkla bir numaralı adayı. Sezon öncesi BMW hamlesiyle herkesin aklına “neden” sorusunu getiren sporcumuz, 21 podyum, 15 galibiyet (11’i üst üste ve rekor olmak üzere) ile soru üstünde ufak bir oynama yaptı ve soru artık “nasıl”.
Nasıl Başardı?
Bunun için şöyle yaptı, böyle yaptı demeyi haddim görmediğimden Toprak’ın görüşlerini aktarmak istiyorum. 2019 Superbike’de gerçekleşen yarışın ev sahibi Magny-Cours (Fransa) pisti Toprak’ın kariyerinin kırılma noktası. İki teker üstünde başarısız bir kariyer yolculuğunda olduğuna inanan sporcumuz, Fransa yarışında 16. sıradan başladığı pistte yine bir sıra atlama rekoru kırarak yarışı zirvede noktaladı. O gün sonunda hemen her takımın ilgisini çeken ve sonraki yıllarda sporun en büyük ekiplerinden Japon firma Yamaha’nın kontratını alan sporcumuz, o günden beri her hafta sonunu farklı bir mücadele olarak gördüğünü ve hep birinci olmak istediğini, şampiyonluğun ise bunların sonucu olarak geldiğine inandığını aktarıyor.
Bir Üst Kademe?
Toprak şu anda yarıştığı Superbike kategorisnde özellikle bu yıl BMW ile elde etmeye çok yakın olduğu şampiyonluk sonrası kendinin de sıkça dillendiriği 2025 ile belli olacak haliyle Moto GP hedefini koymuş durumda. 1000cc hacmindeki motosikletlerle düzelenen yarışlar ile bu sporun zirvesi olan Moto GP, motor hacmi olarak farklar olmamasına karşın GP’nin yalnızca yarış için tasaralanan makinelerinin aksine günlük motorlar üzerindeki modifikasyonlarla yarışa hazırlanan ve yine GP’nin sahip olduğu 250-300 beygir gücünü 200-220 ile takip eden Superbike’dan farklı bir seviyede. Toprak’ın geçirdiği sezon zirvedeki hemen her ekibin iştahını kabartmış durumda. Moto GP’ye sağlam adımlara geçmek isteyen BMW Motorrad Motorsport ise geçiş için 2028 yılını düşünüyor.
Bu durumda Toprak’ın muhtemel geçişi için hem takımı hem de neler yapabileceği merak konusu. Onun kariyer yolculuğuna çok inan bir motor sporu sevdalısı olarak biraz iddialı bir kapanış yapmak istiyorum. Ona şans dilemeyi gerek görmüyorum, yeteneği ve azmi şansı zaten yakalayacaktır. Rakiplerine de şans dilemek isterdim ama onlar da zaten o şansa sahipler çünkü Toprak ile yarışacaklar.
Görseller Red Bull, NTV ve ROKiT BMW Motorrad WorldSBK Team sayfalarından alınmıştır.
