Diaspora özellikle politik okumalarda ve güncel siyasette sıkça karşılaşılan bir kavram. Bu yazıda, akıllarda genellikle negatif çağrışımlara neden olan diaspora kavramı üzerine bir alternatif bakış açısı kaleme almak amacındayım. Bu bakış açısının kaynağını bugüne kadar diaspora hakkında okumuş olduğum akademik makaleler, ortaya çıkış sebebini ise geçmişte ve halen dışarıdan kulağıma çalınan savruk düşünceler oluşturuyor. Öncelikle diasporanın ne olduğunu anlatmaya çalışayım.
Tanımı hakkında derin bir tartışma olan “diaspora” Yunanca kökenli bir sözcük, dağılma veya saçılma anlamına geliyor. Günümüzde ise hem anavatanından ayrı yaşayan topluluklara hem de bu toplulukların yaşadıkları anavatandan dışarıya göç hareketlerine diaspora denilebiliyor. Tabii ki derin tartışmalara sebep olan bu kavramın tanımı bu kadar basit değil; bir topluluğun diaspora adını alabilmesi için birtakım özelliklere sahip olması gerekiyor. Örneğin, bugün Ermeni veya Yahudi Diasporası dediğimizde aklımızda hemen bu toplulukların siyasi güçleri canlanıyor. Bu çağrışım doğru, çünkü diasporaların günümüz tanımıyla diaspora olabilmeleri için kendi aralarında organize olmaları önemli bir etken. Belli bir sayıda, birbirleriyle etkileşim halinde ve en önemlisi de, ortak anavatanlarıyla bağlantılarını koparmamış, ya da en azından düşüncelerinde bir ortak anavatanı sahiplenmiş olmaları şart.
Yahudi Diasporası tarihin ve günümüzün en çok öne çıkan diaspora örneği. Çünkü çoğu görüşe göre diaspora kavramının, çıkış noktası olmasa da, olgunlaşma noktası olarak görülüyor. Babil İmparatoru II. Nebuchadnezzar tarafından M.Ö. 587 yılında sürgün edilen Yahudiler tarihin ilk diasporası olarak anılıyorlar. Anavatanları olan Palestina, günümüzde çoğunluğu İsrail Devleti sınırları içinde yer alan bir bölge. Yahudi Diasporası örneğinin bu kadar önemli olmasının sebebiyse Yahudilerin 1948 yılına kadar kendi devletlerini kuramamış olmaları. Burada belirtmek gerekiyor: Diaspora, genel olarak başka bir halka veya halklara ait olan bir ülkenin sınırları içinde yer alan ve azınlık halinde yaşayan topluluklara verilen isim. Yani, bugün İsrail dışında herhangi bir ülkede yaşayan bütün Yahudiler, bir diaspora meydana getirme potansiyelini taşıyor ve hatta bazı kaynaklara göre otomatik olarak diaspora adını alıyor.
Aklıma gelen ve başlangıçta bahsettiğim negatif algılara, Ermeni Diasporası’nın Amerika Birleşik Devletleri’ndeki siyasi kararlara etki etmesinin Türkiye’de uyandırdığı endişe örnek verilebilir. Bu kararlardan en ünlüsü hiç şüphesiz her sene 24 Nisan’da Başkan düzeyinde yapılan açıklama. Her yıl 1915 Olayları’nın yıldönümünde Türkiye’de esen endişeli rüzgarların sebebi, ABD’de iktidarda bulunan Başkan’ın Ermeni Diasporası’ndan etkilendiğinin ve her seferinde ilk defa “soykırım” kelimesini kullanacağının düşünülmesi. Bu düşünce kısmen doğru; ancak günümüze kadar, hele de olayların yüzüncü yılını henüz geride bıraktığımızı varsayarsak, pek de etkili olmuşa benzemiyor. Açıklamalar henüz “meds yeghern”den öteye geçemedi.
Konumuza dönersek, diasporaların içinde bulundukları ülkeye siyasi, toplumsal ve ekonomik etkileri olabiliyor. Bu etkileri en çok ABD’de görmemizin veya bu etkilerin en çok ABD’de öne çıkmasının sebebi, göçmenlerle beslenme oranının üst sıralarda olması. Bugün diaspora olarak kabul edilen çoğu halkın ABD’de azınlık olarak yaşayan bir örneği mevcut.
Her akademik tartışmada olduğu gibi diaspora kavramında da eleştirel ve modern yorumlara rastlanıyor. Etnik ve dini kimliklerin baz alındığı diaspora konsepti, bazı entelektüeller tarafından cinsiyet ve cinsel kimlik üzerinden de değerlendirilebiliyor. Cinsiyetleri veya cinsel kimlikleri nedeniyle bir ülkeden ayrılmak zorunda kalan ve hatta o ülkede yaşamaya devam ettikleri halde dışlanan toplulukları da diaspora olarak kabul eden görüşler, tartışmaların önemli bir parçası. Ancak henüz konvansiyonel bakış açısı dahilinde dikkate alınmıyorlar. Kadın işçiler ve eşcinseller de eleştirel görüş kapsamında ele alınabilir.
Ortak geçmiş, ortak dil ve ortak kültür konvansiyonel tanımda diasporaların vazgeçilmez özelliklerini oluşturuyor. Ancak diasporaların farklılaşan noktaları ortak noktalarından nispeten daha fazla. Bu nedenle diaspora kavramı hakkında oluşturmayı planladığım bu yazı dizisinin sonraki yazılarında birkaç diaspora örneği üzerinden ilerlemeyi planlıyorum.
[box_light]Kaynakça[/box_light]
Gabriel Sheffer, Diaspora Politics: At Home Abroad, Cambridge University Press, 2003.
Stéphane Dufoix, Diasporas, University of California Press, 2008.