Kibyra antik kenti, Anadolu’nun kadim tarihinde yer etmiş, Anadolu coğrafyasının kültürünün oluşmasında pay sahibi halklara ev sahipliği yapmış, bu toprakların geçmişine ışık tutan antik kentlerden bir tanesi. Likya, Karya, Pisidya, Frigya ve Roma medeniyetlerinin izlerine rastlanılan Kibyra, yalnızca bu büyük antik çağ medeniyetlerinin eserlerini ve izlerini değil, aynı zamanda Suriyeli mültecilere dahi müsamaha gösteremeyen bizlere, 4 farklı dilin aynı anda konuşulduğu ve 4 farklı kültürün iç içe barış içinde yaşadığı bir hoşgörü örneği sunuyor. Batı Anadolu’daki en büyük antik kentlerden birisi olan Kibyra, yüzyılı aşkın bir zamandır varlığı bilinse dahi kazı çalışmalarına çok yeni başlanmış bir turistik bölge. 2006 yılından bu yana çok düşük bütçelerle süren kazı çalışmalarında, en kalabalık zamanında 180.000’i geçen nüfusuyla Efes’ten sonra Anadolu’nun en büyük antik kentinin ancak kamu binalarının bir kısmı gün yüzüne çıkarılabilmiş. Antalya-Pamukkale-Fethiye turistik üçgeninin geçiş noktasında konumlanan Burdur iline bağlı Gölhisar ilçesi merkezine 2 km mesafede bulunan Kibyra, barındırdığı turizm potansiyeliyle Anadolu’nun en çok ziyaret edilen antik kentlerinden birisi olmaya aday.
Gölhisar Ovası’na ve Gölhisar Gölü’ne hâkim bir mevzide konumlanan Kibyra, antik çağda ticaret yollarının kesişme noktasında ve Kahraman Savaşçıların ve Hızlı Atların Şehri olarak ün salmış. Şehre girişte Anadolu’nun en görkemli stadion’larından birisi misafirleri karşılıyor. 12-13 bin izleyici kapasitesi ve 200 metrelik pist uzunluğuyla “U” formlu stadion, 30 metre uzunluğu ve 7 metre yüksekliğiyle görkemine yaraşır fakat ne yazık ki bugün ayakta olmayan bir de anıtsal kapıya sahip. Stadion’un batı yamacında oturan izleyiciler karşılarında uzanan muhteşem göl ve ova manzarası sebebiyle Anadolu’nun en meşhur gladyatör müsabakalarına konsantre olmakta zorlanmışlardır muhakkak.
Ortaya çıkarılan bir diğer kamu binası, Kibyra antik kentinin tiyatrosu. Büyük ölçüde sağlam durumdaki tiyatro, yarı dairesel planda, 9 bin kişi kapasiteli termesus tipinde bir tiyatro. Hemen yukarısındaki tapınak kalıntısı ve güneyindeki meclis binasıyla kentin en uğrak ve görülesi yerlerinden birisi.
Odeion (müzik evi) ise, şüphesiz Kibyra antik kentinin en ilginç ve hayranlık uyandıran noktası.[pullquote_left] 3600 kişi kapasiteli yapı, Antik Çağ Anadolusu’nun üzeri kapalı en büyük yapısı.[/pullquote_left] Kışın meclis binası olarak da kullanılan yapı, aynı zamanda Anadolu’daki ilk mahkeme sistemlerinden birisine sahip Kibyra’nın mahkemesi olarak da kullanılmış. Yapıyı ziyaret eden misafirler yapının zeminine bakınca ise bir efsane gerçek oluyor; iri gözleri, kalın dudakları arasından görülen dişleri, dışarı sarkmış dili, kanatlı başlığı ve dalgalı saçları arasına ve boynuna dolanmış yılanları ile Medusa mozaiği, bakanları büyüleyerek adeta taşa çeviriyor. 1700 yıllık 560 metrekarelik mozaik, Anadolu’nun sağlam şekildeki en büyük mozaik yapısı olmasının yanı sıra dünyadaki tek renkli Medusa mozaiği.
Kazı çalışmalarında ortaya çıkan aşağı ve yukarı Agorasıyla canlı bir ticaret merkezi olduğu tahmin edilen Kibyra’nın ne yazık ki çok büyük bir bölümü toprak altında kalmaya devam ediyor. Uzun yıllar koruma altına alınmamış antik kentteki birçok kabartma, yazı ve heykelin bir kısmı bugün Burdur müzesinde, büyük bir kısmı ise Gölhisar Kaymakamlığı bahçesinde, kahvehanelerde, lokantalarda sergilenirken daha şanslı olan bir kısım taşlar ise evlere temel taşı ve merdiven olarak hizmet ediyor.