[box_light]Çiçek Gücü Adına[/box_light]
Geçmiş yalnızca kitaplarda yazılı cümlelerde, yapılan resimler ya da çekilen fotoğraflarda değil, müzikle de hâlâ varlığını sürdürmekte. Hatta geçmiş şarkılarla canlanıyor bile denebilir. Nasıl mı oluyor? Çalan her şarkı anlattığı hikayeyi o an şarkıyı dinleyenlere yaşatıyor, kimileri de yaşadıklarını şarkılarda arayıp, bulup yine o şarkıları dinliyor. Tarihin tekerrür niteliğini anlattığım düşünülebilir fakat müzikle ilgili olarak şunu söylemek istiyorum ki; bir şarkı dinlendiğinde yalnızca hafızaları canlandırmaz. Şarkı size bazı duygular yaşatır. Sevindirir, üzer, hatırlatır, heyecanlandırır ve tabi ki sanki o anı yaşıyormuşsunuz gibi kalbinizi hızla attırır. Bazen bir şarkı, bir müzik grubu, bir müzik türü veya bir müzik akımı kitleleri temsil edip, kitlelerin ifade aracı oluyor. Bunun en oturaklı örneklerinden biri 60’lı yılların hatırı sayılır akımı olan Çiçek Çocuklar.
[box_light]Çiçek Çocuklar[/box_light]
Aslında genelde bir küfür gibi söylenen “hippi” sözcüğü, 1960’ların Amerikalı gençlerinin büyük çoğunluğunun içinde bulunduğu çiçek çocuk akımının temsilcilerine verilen addır.
Geçmişleriyle bağlantıları bulunmayan, komün yaşamını benimsemiş yeni bir topluluk halini almışlardır. Bu yeni sosyal oluşum, aykırı felsefeleriyle olduğu kadar kıyafetleriyle ve müzikleriyle ilgi çekiyordu. Yaşadıkları ortama yabancılaşmaları üzerine şehirleri terk edip gezgin kimseler olmuşlardı.
Uyuşturucu madde kullanımının, özellikle LSD, yaygın görüldüğü hippi toplulukları, muhtemelen bu bağımlılığın etkisiyle de özgürlükçü tavırlarını daha rahat takınmışlardır. Bu sayede etraflarındaki aşk, özgürlük ve barışa aykırı düzeni reddetmeleri kolaylaşmış olabilir; ki onlar toplumsal bazı kurallara rahatlıkla, bu aykırılıkları yaşayarak tepki göstermişlerdir.
Barışçıl bir tavır içerisinde olan Çiçek çocuklar, her ne kadar kendi hallerinde yaşadıkları düşünülse de maddi zararlar da vermişlerdir. Ordu’ya katılmak istemeyen savaş karşıtı hippilerin zorla Vietnam Savaşına asker olarak götürülmesi sırasında isyan hareketleri de olmuştur.
Amerika’da ufak topluluklar halinde yayılan Çiçek Çocuk akımı (bu arada İngilizce’de Flower Child’dır.) sonraki yıllarda Avrupa özellikle İngiltere de de dünyanın insan, hayvan ve bitkilere ait barış dolu bir ortam olduğuna inanan Çiçek Çocuk toplulukları oluşturmuştur. San Fransisco’dan Londra’ya sıçrayan bu akımın etkilerini İngiltere’nin işçi sınıfının bir simgesi olarak algılamak mümkündür. Zaten güzel olan İngiliz müziği, bu yıllarda 1950’lerde ortayan çıkmış olan yine çok iyi “Love, Sex and Rock n Roll” yani “Aşk, Seks ve Rock n Roll” akımından sonra müzik dünyasının başına gelmiş en güzel şey olabilir. Animals, Beatles, Kinks, Rolling Stones, Who gibi gruplar işte bu yıllarda Amerika’yı fethetmişlerdir.
Muhafazakar Amerika’nın başına gelen bu hippi akımı sonrasında ortaya çıkan “Flower Power” yani yazının başlığı olan “Çiçek Gücü” de, Çiçek Çocukların savaş karşıtı direnişlerinin simgesi haline gelmiştir.
Şu an yalnızca Pinterest’te bir moda akımı olarak görülebilecek Çiçek Gücü, artık sistem karşıtı bir sistem olmaktan oldukça uzak. Fakat bana kalırsa “Aşk, Özgürlük ve Barış” güzel bir slogan ve biz onların müziklerini dinleyerek “psychedelic alemler”ine dahil olabiliriz.
Güç sizinle olsun! Çiçek Gücü.