Hayyam’ın Çocukları “Umudun Yeşil Yolunda”: 2009’da İran’da Ne Oldu ?

26 yaşıneda-01nda bir felsefe öğrencisi olan Nida Ağa-Sultan, 20 Haziran 2009 tarihinde göğsünden vurularak hayatını kaybetti [1].

Vurulduğunda belki ekmek almaya çıkmamıştı ama, 2009 Cumhurbaşkanlığı Seçim protestolarına aktif olarak da katılmamaktaydı. Gösterilere yakın bir yerde bulunması, gönüllü sivillerden oluşan İran güvenlik kuvveti Basij tarafından vurulması için yeterli bir sebepti [2].

Nida, manası Arapça “çağrı” yahut “ses” anlamındadır [3], 2009 İran seçim protestolarının sembolü haline gelmişti. Nida’nın hikâyesiyle harmanlanan 2009 İran Cumhurbaşkanlığı seçim protestoları ise bir halkın, İran halkının evrimi andıran dönüşüm sürecini anlayabilmek namına başlı başına incelenmesi gereken bir konu olarak tarihte yer etmişti.

[box_dark]“İran mı olalım abi?” “Neden olmasın?”[/box_dark]

Baştan şunu konuşmak gerektiğine inanıyorum: İran’la ilgili oldukça kuvvetli ön yargılarımız var. Genelleme yapmayayım, en azından benim vardı. Gerek resmi tarihin sonucu olarak, gerekse ailemden gördüğüm kültürde İran şeriata ve gericiliğe eşdeğerdi, üstüne üstlük bir de Şii idi. Ne olmadığımızı ya da neye dönüşmememiz gerektiğini somut bir biçimde gösteren milli “öteki”mizdi İran. Kendimizce yaptığımız oryantalizmimizin odağındaki ülkeydi. “Tamam da İran mı olalım abi?” sorusu, -eh, itiraf edeyim- ben ve benim gibi adamlar için vazgeçilmez bir klişeydi.

İran tartışmalarında halk yoktu. İran halkı, çarşaflı kadınları haricinde hiç var olmamıştı bizlerin İran tartışmalarında.

Bu yazının yazılış sebebi de bu algıyı az çok sarsabilmek umudu. “Şeriatçı” İran’ın, hiç bahsedilmemiş halkı sayesinde gerçekten oturmuş, sağlam bir demokrasi kültürünü kazanma yolunda emin adımlar attığını –kendimce- gösterebilme çabası.

Mousavi ve Ahmedinejad

(Sağda)Ahmedinejad ve (Solda)Musavi

Bunu anlayabilmek için de, 2009 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerine geri dönmemiz gerekmekte. Süreci kavrayabilmek namına öncelikle dönemin Cumhurbaşkanı olan ve ikinci kez seçilebilme arzusuyla seçime giren Mahmud Ahmedinejad’a karşı adaylığını koymuş en etklili isim olan Mir Hiseyin Musavi’nin incelenmesi yararlı olacaktır. Bunun sebebi, Musavi’nin etkili bir muhalif figür olmasından ziyade, tarihsel olarak üstlendiği rolde yatmakta: Kendisi 1981-1989 yılları arasında, ki bu yıllar Irak-İran Savaşını kapsar, başbakanlık görevini yapmış, başbakanlık kurumunun kaldırılmasıyla da bu görevi yerine getirmiş son adam olarak tarih sahnesinde yerini almıştı. 89 sonrasında, rejimin gittiği yerden rahatsız olarak siyasetten çekilmiş ve de akademisyenliğe başlamıştı [4]. Önemli nokta şu ki, siyasete geri dönmesi için bir çok zemin hazırlanmasına rağmen, Musavi geri dönmeyi seçmemişti. Gençliğinde Che’yi, olgunlaşma döneminde de Gandhi’yi örnek aldığını belirten Musavi, belki de böyle bir figüre dönüşme vakti geldiğini düşünerek, Ahmedinejad hükümetinin rejimi getirdiği noktayı sebep göstermiş ve 2009 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olarak Ahmedinejad’ın karşısına çıkmıştı. İfade özgürlüğü, sosyal adalet ve eşitliğin anayasada daha geniş yer edebilmesi ve devletin ekonomideki etkisinin azaltılması konuları ise vaatlerinin iki önemli temeliydi [5]. Kimi devlet otoritelerinden destek alan üçüncü önemli aday, Mehdi Kerrubi ise Musavi’ye yakın olarak değerlendirilebilecek bir isimdi. Dördüncü ve son aday ise İran Devrim Muhafızları Ordusu eski başkanı Muhsin Rizai idi. İran, bu dört aday ile 2009 Cumhurbaşkanlığı sürecine girmişti.

[box_dark]Sandıktan Taşan Halk[/box_dark]

 12 Haziran 2009 günü yapılan seçimler sonucunda, resmi kaynakların açıkladığı veriler şunlar idi: Ahmedinejad %62.63, Musavi %33.7, Rizai %1.73, Kerrubi %0.83 [6].

İran’ın dini lideri Ali Hamaney sonuçları sevindirici bulmuş ve Allah’ın takdiri olarak nitelendirmişti.

Sandıktan bir kez daha Ahmedinejad çıkmıştı. İçişleri bakanı Sadık Mahsuli, seçmenlerinin %85’e yakınının sandığa gittiği ve bu özelliği ile 1979’dan beri en yüksek katılım oranına sahip 2009 Cumhurbaşkanlığı seçiminin galibini, Ahmedinejad olarak duyurmuştu [7]. Halk, Ahmedinejad’ı seçmişti.

Gelin görün ki, işler pek de Ahmedinejad’ın istediği doğrultuda ilerlemedi.

İran halkı 1979’dan sonraki en büyük katılımlı seçimin sonuçlarına, aynı şekilde 1979 devriminden beri gerçekleşen en kitlesel halk hareketiyle karşılık verdi [8], [9].

Peki, bu eylemlerin sebepleri, tetikleyicisi ve aktörleri kimdi?

Tahran'daki Azadi (Özgürlük) Meydanından bir kare, Temmuz 2009

Tahran’daki Azadi (Özgürlük) Meydanından bir kare, Temmuz 2009

Süreç, Musavi’nin seçim sonuçlarının hileli olduğunu iddia etmesiyle başladı. Musavi, Ahmedinejad’ın cumhurbaşkanlığının, seçimlere sonucu etkileyecek biçimde hile karıştırması sebebiyle meşru olmadığını ileri sürdü ve İran halkını tepkilerini belirtmek namına sokağa çağırdı. Musavi’nin bu çağrısı eylemler süresince daha da gelişip fikirsel anlamda daha da dolacak olan “Yeşil Hareket”in, diğer adıyla “Umudun Yeşil Yolu”nun başlangıcı oluverdi.

İran halkının azımsanamayacak bir bölümü, Musavi’nin çağrısına kulak verdi ve 13 haziran günü, Tahran gibi metropoller başta olmak üzere İran genelinde Ahmedinejad ve seçim sonuçları karşıtı eylemler başladı. Kerrubi’nin de Musavi’ye katılması ile kuvvetlenen Yeşil Hareketi, her geçen gün kalabalıklaşarak sokaklarda yer etti. Güvenlik güçleri ve Basij kuvvetlerinin eylemlere müdahalelerinin başlamasının ardından, 20 haziran günü Nida Ağa-Sultan’ın ölümü, gösterilerin daha da kitleselleşmesine sebep oldu. Az değil, eylemler yaklaşık 7 ay sürdü ve resmi kaynaklarca 36, resmi olmayan kaynaklarca 80’e yakın kişinin ölümü ile süreç sona erdi [10].

[pullquote_left]Devrimin peşinde değillerdi, ama bir şeyleri değiştirme arzusundaydılar.[/pullquote_left] Devrimin değil, evrimi savunarak, o evrimin bir parçası olmak için sokağa indiler.

Peki, elimizde %62.63 alan, istatiksel olarak muazzam bir biçimde halk iradesini yansıtan, seveni çok gözüken, “demokrasi kahramanı” bir lider varken, neden İran İslam Cumhuriyeti tarihinin en kitlesel halk hareketine tanıklık ettik? Bu insanlar, neden 7 ay orada kalacak şekilde sokaklara indiler? Sayısal verilere göre orda olmaması gereken bu insanlar neden oradaydılar?

[box_dark]Benim Oyum Nerede?[/box_dark]

Iran-protest_tx700En önemli sebep, Musavi’nin seçimin hileli olduğunu öne sürmesiydi. İşin önemli kısmı, insanların buna inanmak için sebeplerinin olmasıydı. Öncelikle, takriben 38 milyon geçerli oyun olduğu seçim sonuçları, sandıkların kapanmasından 2 saat sonra açıklanmıştı. Katılımın bu denli yoğun olduğu bir seçimin sonuçlarının 2 saat içerisinde açıklanması, kafalarda büyük soru işaretleri oluşturdu haliyle. Seçim sonuçlarında da garipsenen tablolar vardı bunun yanında. Çeşitli anket sonuçlarına göre Musavi’nin rahatlıkla kazanacağı gözüken memleketi Tebriz’den Ahmedinejad çıkmıştı. Bunun yanı sıra, metropollerde oldukça desteklenen Musavi, neredeyse hiçbir metropolü kazanamamıştı. Kimi devlet kademelerinden destek bulan Kerrubi’nin  %1’in altında kalması ise oldukça şaşırtıcıydı [11].

Bunlar, belki de bir şekilde açıklanabilecek durumlardır. Ama insanları sokağa itecek şüpheyi doğuran sebepler bunlarla sınırlı değil. Örneğin, İran’da sandık açımının ve oy sayımının İçişleri bakanlığınca yapılması ve bağımsız seçim gözlemcilerinin bulunmaması, seçimde hile olabileceği şüphesini artıran başka bir etken. Ahmedinejad’ın otoriter tavrı ise, bu şüpheyi destekler nitelikte. Bunun yanında, seçim sonuçlarının ardından telefon üzerinden mesajlaşma sistemlerinin devlet eli ile durdurulması, sosyal medya siteleri ile Musavi destekçisi sitelerin erişime kapatılması, üniversitelerde eğitime ara verilmesi gibi sebepler de insanlarda seçimin hileli olduğu düşüncesini kuvvetlendirdi [12]. Kaldı ki, özellikle İran ekonomisinin Ahmedinejad döneminde geldiği sıkıntılı durum düşünüldüğünde, Ahmedinejad’ın halktan %62.63’lük bir çoğunluk desteği sağlaması durumu da insanların seçim sonuçlarıyla ilgili hâli hazırdaki soru işaretlerini artıran başka bir etkendi. Elbette gözümden kaçan başka sebepler de mevcuttur, lâkin bu temel sebepler kapsamında 2009 Cumhurbaşkanlığı Seçim sonuçları, Ahmedinejad’ın sandıkta bulduğu “istikrarı” sokaklarda kaybettiği bir sürece dönüştü.

[box_dark]Hayyam’ın Çocukları[/box_dark]

"Dert çekme boşuna, hep gül de yaşa; Zulüm yolunda hakkı bul da yaşa; Sonu yokluk madem bu dünyamızın Yok bil kendini, özgür ol da yaşa." Ömer Hayyam

“Dert çekme boşuna, hep gül de yaşa;
Zulüm yolunda hakkı bul da yaşa;
Sonu yokluk madem bu dünyamızın
Yok bil kendini, özgür ol da yaşa.”
Ömer Hayyam

Ahmedinejad, 2013 seçimlerinde 8 yıllık maksimum görev süresini tamamlayarak aktif siyaset hayatını –en azından şimdilik- noktaladı. Otoriter yönetim şekline rağmen görevini uzatacak adımlar atamadı.

İran halkı ise, 2013 yılındaki seçimlerde birey özgürlük ve haklarını önemseyen bir tavır sergileyen Hasan Ruhani’yi %52’lik bir oranla cumhurbaşkanı seçti. Ruhani de, kadın haklarından eğitim konusunda yaptığı açıklamalara kadar bu tavrını hayata geçiriyor gözükmekte [13].

Demem o ki, İran şu 1979 yılında “mollaların” ve “dincilerin” ele geçirdiği, tek olayı şeriat olan o ülke değil. Muhakkak hiçbir zaman da işler bu kadar basit olmadı. Belki yanlış bir öngörüdür yahut iyimser bir umuttur benimkisi ama, İran 79 devriminden beri bir değişimin içinde ve iteleme ya da zorlamayla olmayan bir değişim bu. Devrimin alıp götürdüğü insan hak ve özgürlüklerinin adım adım geri getirildiği, otoriter rejimin seneden seneye zayıfladığı bir değişim. Politikada halk etkisinin günden güne arttığı bir değişim.

2009 Cumhurbaşkanlığı seçim protestoları, bahsettiğim değişimde atılan adımlardan sadece biri. Bu değişimin diğer adımlarını da aktaracağım yazılarım olacak. Katılır mısınız bilmem ama, bu değişimi incelediğimizde, “şeriatçı, gerici, Şii, İslamcı, totaliter” devlet İran ile, “ileri demokrasiye sahip, modern, özgürlükçü” Türkiye’nin sıfatlarını tekrar düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. Daha da önemlisi, yıllardır muhabbetlerimizde yeri olmayan İran halkının, daha özgürlükçü bir demokrasiye sahip olmak istiyorsak örnek alınabileceğini düşünüyorum.

Neticelendirmek gerekirse, Hayyam’ın çocukları, rubailerden çıkmışçasına işler yapıyor. Bizim de seslerine kulak vermemiz, takdirimce yararımıza olacaktır.

Kaynakça

1) Fathi, N. (2009, Haziran 22). In a Death Seen Around the World, a Symbol of Iranian Protests. Ekm 5, 2014 günü alıntılanmıştır: NY Times: http://www.nytimes.com/2009/06/23/world/middleeast/23neda.html?_r=1&

2) Tabatabai, M. (2009, Haziran 22). Neda Soltan, Young Woman Hailed as Martyr in Iran, Becomes Face of Protests. Ekim 3, 2014 günü alıntılanmıştır: Fox News: http://www.foxnews.com/story/2009/06/22/neda-soltan-young-woman-hailed-as-martyr-in-iran-becomes-face-protests/

3) Tait, R., & Weaver, M. (2009, Haziran 22). How Neda Agha-Soltan became the face of Iran’s struggle. Ekim 8, 2014 günü alıntılanmıştır: The Guardian: http://www.theguardian.com/world/2009/jun/22/neda-soltani-death-iran

4) Szrom, C. (2009, Mayıs 13). Mir-Hossein Mousavi Biography and Campaign News. Ekim 12, 2014 günü alıntılanmıştır: Iran Tracker: http://www.irantracker.org/tehran/mir-hossein-mousavi-biography-and-campaign-news#_ftn2

5) Nyquist, J. R. (2009, Haziran 26). Elite Power in Iran. Ekim 11, 2014 günü alıntılanmıştır: Financial Sense Archive: http://www.financialsensearchive.com/stormwatch/geo/pastanalysis/2009/0626.html

6) YDH. (2009, Haziran 13). İran İçişleri Bakanlığı seçimlerin nihai sonucunu açıkladı. Ekim 9, 2014 günü alıntılanmıştır: Yakın Doğu Haber: http://www.ydh.com.tr/HD6704_iran-icisleri-bakanligi-secimlerin-nihai-sonucunu-acikladi.html

7) YDH. (2009, Haziran 13). İran İçişleri Bakanlığı seçimlerin nihai sonucunu açıkladı. Ekim 9, 2014 günü alıntılanmıştır: Yakın Doğu Haber: http://www.ydh.com.tr/HD6704_iran-icisleri-bakanligi-secimlerin-nihai-sonucunu-acikladi.html

8) Athanasiadis, I. (2009, Haziran 16). Iran protest biggest since revolution. Ekim 12, 2014 günü alıntılanmıştır: Washington Times: http://www.washingtontimes.com/news/2009/jun/16/iran-protest-biggest-since-revolution/

9) Jahanbegloo, R. (2012). The Green Movement and nonviolent struggle in Iran. Eurozine.

10) Negreanu, M. (2009, Eylül 2). 72 died in post-election unrest, Iranian opposition says. Ekim 8, 2014 alıntılanmıştır: Niacin Sight: http://www.niacinsight.com/2009/09/02/72-died-in-post-election-unrest-iranian-opposition-says/

11) Robinson, S. (2009, Haziran 15). Five Reasons to Suspect Iran’s Election Results. Ekim 12, 2014 günü alıntılanmıştır: Time: http://content.time.com/time/specials/packages/article/0,28804,1904645_1904644_1904643,00.html

12) Worth, R. (2009, Haziran 13). Protests Flare in Tehran as Opposition Disputes Vote. Ekim 10, 2014 günü alıntılanmıştır: NY Times: http://www.nytimes.com/2009/06/14/world/middleeast/14iran.html?pagewanted=all

13) Asgari, M. (2013, Haziran 15). Hassan Rouhani wins Iran Presidental Election. Ekim 7, 2014 günü alıntılanmıştır: BBC: http://www.bbc.com/news/world-middle-east-22916174

Leave a Reply