Önceki yazıda da belirttiğim gibi, Zerkavi Ürdün’den çıkışını gerçekleştirmiş ve altı aylık vizesiyle Pakistan’a geçmişti. Bu süre dolduğunda ise iki seçeneği vardı: Ürdün’e geri dönmek ve tutuklanarak hapse girmeyi göze almak ya da Afganistan’da kalıp dağlara çıkmak. Ancak Afganistan’da yıllar önce uğruna savaştığı değerler yoktu, artık savaş komünistlerle değil Taliban generalleri ile gerçekleşiyordu. Bu zor kararı Afganistan’ı seçerek verdi.
Kandahar’a vardığında El- Kaide’nin kurucusu Usame bin Ladin’den sıcak bir karşılama bekliyordu ama işler Zerkavi’nin düşündüğü kadar
kolay gerçekleşmeyecekti. Önce sıkıca kontrol ettirildi ardından konuk evinde iki hafta bekletildi ve ancak bu süreçten sonra Bin Ladin’in bir yardımcısıyla görüşmesine izin verildi. İlk görüşmedeki intiba Zerkavi için pek iyi sayılmazdı, görüşlerinde bu kadar inatçı olan biri El- Kaide’nin parçası olamazdı ancak yardımcısına göre örgüte başka bir şekilde faydalı olabilirdi.
Ürdünlü oluşu ve hapishane günlerinden kalma Filistinli arkadaşlarıyla, hem Filistin hem de Ürdün’de olmalarını sağlayabilecek bir fırsattı bu ve bu fırsatı tepmek istemeyen El- Kaide yöneticileri Zerkavi ve arkadaşlarına kendi kamplarını kurma izni verdiler. Bu noktada öncelikli sorun Ürdünlünün güvenilirliğiydi ve bunu aşmak için bir test önerildi. Zerkavi Herat’ta, Afganistan’ın İran sınırına yakın bir yerde kendi toplumunu, kendi arkadaşları ve aileleriyle birlikte kuracaktı. Daha sonraları kampı ziyaret edenlerden biri burası için mini bir İslami toplum benzetmesi yapacaktı.
Tarihler 11 Eylül 2001’i gösterdiğindeyse ABD’yi El- Kaide’yle savaşa sokacak saldırı gerçekleşecekti ve her ne kadar Zerkavi’nin bu saldırılardan haberdar olup olmadığı bilinmese de bundan sonra Bin Ladin’in yanında Zerkavi’nin kampı da hedef haline gelecekti. ABD’nin geniş desteğini alan koalisyonun saldırılarına karşı El- Kaide’yle birleşmek için Kandahar’a geçtiğindeyse bir Amerikan uçağının içinde bulunduğu evi vurmasıyla ciddi yaralı bir biçimde enkaz altından kurtarıldı.
Saldırıların ardından Bin Ladin, Tora Bora denilen yere, Zerkavi ise Irak’ın kuzeydoğu dağlarına kaçtı. Burada Saddam yönetiminden biraz da olsa sıyrılmak isteyen bir Kürt topluluğu otonom bir bölge kurmuşlardı. Bu bölge içinde birçok radikal grup filizlenmişti ancak Zerkavi’nin kendisi ve arkadaşları için sığınacak bir liman olarak gördüğü topluluk, kontrol altında tuttukları köylerde şeriat uygulayan Ensar el İslam’dı. Yerleştiği Sargat köyünde yine Afganistan’da kurduğu kampın benzerini kurmayı düşünüyordu ancak bu sefer arkasında El- Kaide gibi bir gücün olmayışı gibi büyük bir farklılık vardı.
Ebu Musab el Zerkavi isminin dünya kamuoyunca tanınması ise 5 Şubat 2003’te Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın BM güvenlik konseyinde yapmış olduğu konuşmadaki sözleriyle olmuştu. Ona göre Irak, başında Usame bin Ladin’in işbirlikçisi Zerkavi’nin bulunduğu bir terörist ağını barındırmaktaydı. Bu konuşmanın yapılmasına giden yola ise 28 Ekim 2002’de Ürdün’deki Amerikan diplomat Laurance Foley’in öldürülmesiyle girildi. Olayın iki şüphelisi Ürdün ve Amerikan istihbaratlarının üstün sorgu teknikleriyle itirafa zorlandılar; suikast talimatı herhangi bir Amerikalıyı bul ve öldür, talimatı veren kişi ise Kuzey Irak’taki Zerkavi’ydi. Suikastın arkasında Zerkavi’nin Afganistan’da bir Amerikan uçağı tarafından vurulduğu günün öfkesi vardı. Ona göre, artık düşman sayısı ikiden üçe çıkmıştı, Ürdün ve İsrail’e Amerika da eklenmişti.
O artık bilinmeyen cihatçıdan uluslararası tanınmış bir kimse haline gelmişti. Beyaz Saray sanki bir teröristin kariyerini belirliyordu. Zerkavi’nin ününü Kuzey Afrika’ya ve Arap dünyasına da yaymışlardı ve onun için insanlar El- Kaide’ye katılıyorlardı. Gazete muhabirleri ve TV personelleri Ürdün’e doluşmuş, Zerkavi’yi tanıdığını iddia eden kişilerle röportajlar yapıyorlardı. Verilen popülaritenin ardından, Sargat’a, Zerkavi’nin yaşadığı kampa bir operasyon yapmak şart olmuştu ve Mart 2003’te işgalden bir hafta önce saldırı başladı. Bütün tesisler füzelerle yerle bir edilmiş, yüzlerce insan öldürülmüştü ancak aranan adam yine kurtulmayı başarmıştı. Zerkavi artık Bağdat’a taşınmış, işgalin başlamasını bekliyordu.
- Devam edecek…
Kaynakça
Warrick, Joby. Siyah Bayraklar: Işid’in Doğuşu ve Yükselişi. A7 Kitap Yayınları. İstanbul: 2016.
Resim Kaynakçası
https://www.amazon.com/Zarqawi-Face-Al-Qaeda-Jean-Charles-Brisard/dp/1590512146
http://www.businessinsider.com/haunting-photos-from-september-11th-attacks-2016-9
https://www.brookings.edu/blo/order-from-chaos/2015/05/21/what-bin-laden-learned-and-didnt-learn-from-brookings/