27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi beraberinde uzun yıllar boyunca kapanmayacak birçok yara ile birlikte, varlığı bugünlere kadar devam eden kurumlar ve düzenlemeler getirdi. Milli Birlik Komitesi ve Temsilciler Meclisi üyelerinin oluşturduğu Kurucu Meclis’in hazırladığı 1961 Anayasası ile HSYK, Anayasa Mahkemesi, Milli Güvenlik Kurulu, Devlet Planlama Teşkilatı gibi hala var olan ve çalışan kurumlarla; OYAK, MPM, İGEME gibi daha sonradan kapatılan ama uzun yıllar aktif bir şekilde çalışan kurumlar kuruldu. Alınan birçok kararla da MBK, Türkiye Cumhuriyeti’nde büyük değişikliklere imza attı. Özellikle de Cumhuriyet Senatosu ile Türk siyasi hayatında 19 yıl sürecek olan çift meclisli dönemin kapısını açıyorlardı.
Tarihimizde daha önce çift meclisli dönem Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan’ın bir arada bulunmasıyla yaşanmıştı. Üyelerini halkın seçtiği Meclis-i Mebusan ve üyelerini padişahın seçtiği Meclis-i Ayan birlikte Meclis-i Umumi’yi oluşturuyordu. Meclis-i Mebusan’ın görevi genel olarak kanun yapmak ve bütçeyi incelemekti. Meclis-i Ayan ise Meclis-i Mebusan’ın kabul ettiği tasarıyı dini değerler, padişahın hukuku, hürriyetler, Kanun-ı Esasi hükümleri ve genel ahlaka uygunluk açısından incelerdi. Meclis-i Ayan tasarıyı incelenmesi için tekrar Meclis-i Mebusan’a gönderebilir veya tamamen reddedebilirdi. Aynı zamanda Meclis-i Ayan görev sınırları içinde olan bir konu hakkında yeni bir kanun çıkarılmasını veya var olan kanunun düzeltilmesini de önerebilirdi.
Cumhuriyet Senatosu yasamanın daha etkili ve verimli bir şekilde yürümesi fikrinden yola çıkılarak kurulmuştu. Ayrıca toplumun partiler tarafından göz ardı edilen bazı düşüncelerini de meclise taşıyabileceği ve hükümet çalışmalarının alanında uzman kişiler tarafından tartışılıp görüşülmesiyle denetleme mekanizmasının daha da güvenilir bir hal alacağı da öngörülüyordu. Bu sebeple Senato’nun bütün üyeleri Millet Meclisi’nin üyeleri gibi seçimle senato üyesi olmadılar. 1961 Anayasası’nın kabulüyle 23 MBK üyesinden 21’i ve eski cumhurbaşkanları tabii senatör olarak Cumhuriyet Senatosuna girdi. Eski cumhurbaşkanlarından İsmet İnönü, Cevdet Sunay ve Fahri Korutürk tabii senatör olarak senatoda görev almışlardı. Senatonun 15 üyesini ise cumhurbaşkanı seçiyordu. Cumhurbaşkanının seçtiği üyelerden en az 10’u bağımsız olmalıydı. Seçimlerle birlikte ise 150 üye Cumhuriyet Senatosuna girmiştir. Cumhuriyet Senatosuna seçilebilmek için 40 yaşını doldurmak ve yüksek öğrenim yapmış olmak gerekiyordu. TBMM’ye seçilebilmek içinse 30 yaşını doldurmuş olmak ve Türkçe okuyup yazabilmek yeterliydi. Halkoyuyla ve cumhurbaşkanının seçimiyle göreve gelen üyelerin görev süresi 6 yıldı. Tabii senatörler ise ömür boyu görevde kalabilirlerdi.
.
Senatonun en önemli görevi denetleme ve gücün tek bir yerde toplanmasının önüne geçmekti. Senatonun gensoru verme yetkisi yoktu fakat bilgi almak istediği konularda yazılı veya sözlü olarak başbakana veya bakanlara soru sorabiliyorlardı. Senato genel görüşme yetkisiyle de ilgili kurumları uyarmış, halkı konu hakkında aydınlatmıştır. Böylece önemli sorun veya konuların denetlenmesinde rol oynamıştır. Senato üyeleri yasa teklif edebilme ve görüşme konusunda da yetkiliydi. Millet Meclisi’nde kabul edilen bir metni reddedip, tekrar görüşülmesi için meclise gönderebiliyorlardı. Anayasa değişikliklerinde ise Millet Meclisi ile aynı oranda söz sahibiydiler ve iki yasama organı da Yüksek Hakimler Kuruluna üçer üye seçiyordu. Ancak bu bilgiler doğrultusunda Millet Meclisinin senatoya oranla daha yetkili olduğunu ve üyelerinin seçilme biçimi, yetkileri bakımından Meclis-i Ayan’a benzediğini söyleyebiliriz.
Senatoyla birlikte demokrasimizin gelişeceği umut edilse de aktif olduğu yıllarda alınan sıkıyönetim kararları ve yaşanan darbelerle bu umutlar gerçeğe dönüşmedi. 2012 yılında dönemin meclis başkanı tarafından başkanlık ile birlikte senato tekrar gündeme getirildi fakat başkanlık konusu kadar ilgi çekmedi. Senato, var olduğu dönemde yasamayı yavaşlattığı, tabii senatörlerin demokratik seçimlerle seçilmemesi ve işlevsiz olduğu gerekçesiyle eleştirildi, meclisin yanlış denilebilecek kararlarında belirttiği fikirlerle takdir topladı. Üyelerinin yüksek öğrenim görme zorunluluğu olması sebebiyle Okumuşlar Meclisi olarak da adlandırılan senato, bir askeri darbe sonucu demokrasi hayatımıza girmişti ve yine bir askeri darbe sonucunda 1980 yılında demokrasi hayatımızdan ayrıldı.
Kaynakça
- Özgişi, Tunca, “Türk Parlamento Tarihinde Cumhuriyet Senatosu”
- Özdağ, Ümit, “Menderes Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri – 27 Mayıs İhtilali
- Erdem, Berk, “ 27 Mayıs 1960 Darbesi Raporu”
- Gözler, Kemal, “Türk Anayasa Hukuku”
- TDV İslam Ansiklopedisi, Meclis-i Ayan ve Meclis-i Mebusan maddeleri