Elif Feyza Özcan’ın Petrol Fiyatları Neden Düştü? -1 yazısına devam niteliğindedir. Petrol fiyatlarında yaşanan yakın zamandaki sert düşüşünün temel nedenlerini irdeledikten sonra bu yazının devamında, 66 dolara düşen petrol fiyatlarının ülkelere olan/olacak etkileri incelenmiştir.
2010 yılına genel olarak bakıldığında, Avrupa Birliği’nin bütçe açığının artması talebin azalmasına neden olmuş ve fiyatlar yıl içerisinde düşmüştür. Aralık ayına gelindiğinde talebin toparlanması ile beraber fiyatlarda yukarı yönlü hareket gözlenmiştir.
2011 petrol fiyatları için uzun süre devam edecek dalgalı bir seyrin başlangıcıdır. Bu tarihten 2014’e kadar Brent petrolün fiyatı 80 dolar ile 100 dolar arasında seyretmiştir. Bu dalgalanmanın başlamasına sebep olan olay, hepimizin hatırlayacağı üzere Orta Doğu’da yaşanan siyasi gerginlikler. Şubat ayında Libya’da yaşanan olaylardan sonra, ülke sadece Avrupa’ya petrol yolluyor olmasına rağmen, tüm dünyadaki petrol fiyatları artmıştır. Kurlarda süregelen dalgalanmaların üstüne, Yunanistan’a duyulan endişeler sonucunda fiyatlar Haziran atında artmıştır. Fakat Ağustos ayına gelindiğinde piyasalardan gelen karamsar haberlerle beraber petrol fiyatı stok fiyatlarını da takip ederek düşüşe geçmiştir.
Takvimler 2012’yi gösterdiğinde dünya genelinde düşen talepleri göz önüne alarak, Amerika ve Avrupa’daki rafinerilerin kapatılması önerildi. Fakat Yunanistan için yapılan kurtarma planı ve Çin’in para arzını arttırarak ekonomiyi canlandırması sonucunda bu planlar uygulanmadı. Ağustos ayında bazı rafinerilerde yaşanan sızıntı problemlerinin arzı azaltması, Suriye krizi, İran’ın nükleer planına duyulan korku ve tropikal fırtına, fiyatların %20 artmasına neden olmuştur. Yılın sonuna yaklaşırken FED’in ekonomiyi düzelteceğine duyulan inancın artmasından fiyatlar olumlu yönde etkilenmiştir.
2013 yılında fiyatlar 100-110 dolar bandında hareket etmiştir. Temmuz ayında Mısır’daki arz problemlerinin gün yüzüne çıkması ile fiyatlar artmıştır. Fakat yıl sonuna yaklaşırken Kasım ayında Orta Doğu’daki siyasi gelişmeler, artan arz ve İran’ın nükleer programına ilişkin yapılan anlaşma fiyatın 100 doların altına inmesine neden olmuştur.
Amerika’daki soğuk havaların talebi arttırması ile 2014 yılı yukarı yönlü seyreden fiyatlar ile başlamıştır. Fakat başta Çin olmak üzere Kırım ve Libya’daki ekonomik problemler, Mart ayında fiyatları olumsuz etkilemiştir. Nisan ayında, Amerika gerekenden fazla petrol ürettiğini fark etmiş fakat düzeltmek için geç kalmıştır, ülkenin petrol üretimi 2008’den bu yana %70 artmıştır. Buna ek olarak 2014 yılında Irak ve Kanada‘da da fazla petrol üretilmiştir. Yaz aylarına gelindiğinde Çin ve Birleşik Devletlerden gelen ekonomik toparlanma haberlerine rağmen, petrol fiyatları düşmeye başlamıştır. Ağustos ayında 103$, Ekim ayında 80$ (2 yılın en düşüğü) olan fiyatlar karşısında gözler OPEC’e çevrildi.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği (OPEC)’ten bu düşüş karşısında üretimi azaltarak fiyatları yukarı yönlü zorlaması beklendi. Zira bu ülkelerin çoğu bütçelerini ve özellikle cari açıklarını dengelemek için yüksek petrol fiyatlarına ihtiyaçları var. Fakat Suudi Arabistan 1980’lerde yine benzeri bir durum yaşandığında üretimi azaltarak pazar payını kaybettiğini ve bunu bir daha yapmayacağını belirtti. Venezuela ve Irak gibi ülkelerin ısrarlarına rağmen 27 Kasım 2014 tarihinde yapılan toplantıdan çıkan karar, üretim miktarını değiştirmemek yönünde oldu. 8 Aralık tarihinde ise Brent petrol 66$ a düştü ve bunun etkisi kısa zamanda dünyaya yayıldı.
Rusya’nın şu an yaşadığı problemlerin altında yatan başlıca sebep de yine petrol fiyatlarının düşük olması. Zira ülke GSYH’sının %45’ini petrol satışları oluşturuyor ve fiyatlar böyle devam ederse %4.5 oranında bir küçülme öngörülüyor. Rublenin kısa zamanda dolar karşısında kaybettiği değer, Rus halkını da panikletmiş durumda. Ellerindeki tasarrufların değersiz hale geleceği inancı ile harcama yoluna gidiyorlar. Rus Merkez Bankası politika faizini 6.50 baz puan arttırarak Rublenin değer kazanması için uğraşsa da, kısa vadede pek başarılı olamadı.
İran IMF programı dâhilinde toparlanma içerisinde iken petrol fiyatlarındaki düşüşün onları da derinden etkilemesi bekleniyor. Çünkü bütçelerinin dengede kalması için fiyatın 100$ veya üstünde olmasına ihtiyaçları var. Venezuela ise ülke gelirinin çoğu petrole dayandığı için batma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilecek ülkelerden biri. Gelelim fiyat artırımına karşı çıkan Suudi Arabistan’a. Fiyatlar bu şekilde devam ederse dünya petrol devinin %14 civarında cari açık vermesi bekleniyor. Fakat ülkenin güvendiği nokta ellerindeki 740 milyar dolar civarındaki döviz. Cari açıklarını nereye kadar kapatabilirler bilinmez ama kısa vadede sorunları yok gibi duruyor.
Amerikan halkının fiyatlardaki bu düşüş karşısında sevinmesi gerekiyor çünkü fiyatlar böyle kalırsa kişi başına düşen tasarruf yıllık 550 dolar civarında olacak. Fakat petrol üreten eyaletlerin, Teksas gibi, gelirlerinde ciddi azalmalar görülecek.
Gelelim Türkiye’ye. Öncelikle petrol fiyatlarındaki düşüşün ülkemizin cari açığını azaltacağı aşikar. Fakat büyük resme bakıldığında, Rusya’daki sarsılmaların bizi teğet geçmesi pek muhtemel değil. Zaten hafta başında kurda olan oynama da bizlere bunu gösterdi. Sağlam bir zemin üzerinde olmadığımızı akılda tutmakta her zaman fayda var.
Onur
Ocak 2016’dan sevgiler, yazını keyif alarak okudum. Tespitlerin yerinde, ilişkilendirmelerin ise anlamlı. Entellektüel kapasiten göz dolduruyor, çok beğendim. Bir kahve içmek ister misin, tanışmış oluruz
Gelelim sorularıma. Fiyatlar 30$’ın da altına düştü. Bunu öngörebilmiş miydin?
Petrol fiyatlarındaki düşüşün cari açığa olan azaltıcı etkisi beklendiği kadar olmadı, bunu nasıl açıklayabiliriz? Araçlarımız için kullandığımız benzin de – petrol fiyatlarındaki düşüş & kurdaki artış dikkate alındıktan sonra – beklendiği kadar ucuzlamadı. Neden sence? Aradaki farkı birilerinin cebe indirmesinden şüpheleniyorum.
Şirketlerin yatırım planları nezdinde bakacak olursak, bu sert düşüşün etkileri neler olabilir? Fiyatlar 70, 80, 100$’ken alınan kapasite artırım kararları şimdi ne olacak?
Fiyat düşüşüne daha fazla katkıda bulunan faktörler sence arz tarafında mı, talep tarafında mı? Arz çok arttığı için mi fiyatlar azaldı yoksa talep çok zayıfladığı için mi?
Kaya gazı ileride nelere yol açar? Petrol fiyatlarını etkileyebilir mi? Sanki artık bunu da bir etken olarak düşünmeye başlamalıyız.
Hansa Kaya
Onur merhaba,
Yazımı beğenmene sevindim, eğer bu konulara ilgin var ise gazeteye girmeni tavsiye ederim. Gelelim sorularının cevaplarına.
30$ altı için OPEC’ten bir müdahale bekliyorum, fakat hala ses yok. Suudi Arabistan için bile fiyatlar devam ettirilemez seviyede -Amerikayı geçtim. Gelecek günleri beklemeliyiz.
Türkiye’de fiyatlara çok yansımıyor evet haklısın, bunun sebebi de artan vergiler. Düşün ki nasıl tüketiciyi uyandırmadan vergini arttırabilirsin: fiyatı düşen bir ürüne koyduğun vergiyi arttırır ama fiyat düşüşüne ufak da olsa devam edersen. Yani evet bu para cepleniyor, cepleyen de aşikar. Tabii bunun bir sebebi de depolanması petrolün, pahalıdan depoladığın için fiyat düşüşü hemen etkilemiyor seni ve daha uzun vadede görülüyor.
Şirketleri ikiye bölmek lazım, petrol üretmeyenler için gayet güzel bir haber bu, maliyet kalemleri azalıyor. Fakat petrol üreten şirketler için durum vahim. Petrol çok büyük bir yatırım gerektiriyor ve sen yatırım yapacağın bölgede petrolün üretim maliyeti/varil ne kadar olacak biliyorsun. Yani fiyat 80/varil iken açtığın bir kuyu şu an getiri sağlamaktan çok uzak, yeni yatırım planlarını da bir süre için durdurmaları lazım zira arz artıyor ve talep azalıyor.
Bu da bir diğer sorundu, arz-talep dengesi petrol için nasıl işlemekte? 2014’ün başından beri arz daha fazla, ki bu da 2014 3. çeyreğe kadar çok sorun teşkil etmedi zira talep de artıyordu. Fakat sonrasında 1 yıl boyunca talepte sürekli bir azalma varken, arz artış trendine devam etti ve fiyatlar düştü. Yani cevap C)İkisi de.
Kaya gazı alternatif bir enerji kaynağı ama çevrecilerin de dikkatini çekmiş bulunmakta, tahminim ucuz enerji isteyen tarafın galibiyeti ile sonuçlanacak. Asıl soru şu an için daha fazla ucuz enerjiye ihtiyacımız var mı? Fikrim toprağın altında kullanılabilir birkaç enerji kaynağı bırakmak ve belki de petrol’den sağladığımız tasarruf ile daha pahalı ama çevreci enerjilere yönelmek olurdu.