Dilek Aydın
İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü’nden mezun olan Dilek Aydın bunun ardından Almanya’nın Bonn şehrinde Rheinische Friedrich-Wilhelms-Universität Bonn, Medya Bilimleri Bölümü’nde siyasi iletişim, eğitim ve yeni iletişim teknolojileri odaklı yüksek lisans programını tamamladı. 2011 yılında eğitim gördüğü Bonn Üniversitesi’nde medya teknolojileri ve kalkınma politikaları konulu çalışmalara odaklanan seminer kapsamında Almanya Akademik Değişim Servisi’nden (DAAD) aldığı burs ile araştırma görevlisi olarak çalıştı. Halen aynı Üniversite’de kamusal alan, demokratikleşme ve dijital iletişim teknolojileri arasındaki etkileşime odaklanan doktora çalışmalarını sürdürmektedir. 2012 yılında Brüksel’de TÜSİAD AB – Brüksel Temsilciliği’nde staj programına katıldı. Ekim 2014’e kadar TÜSİAD AB – Brüksel Temsilciliği’nde araştırma görevlisi olarak görev yaptı. Kasım 2014’ten itibaren TÜRKONFED AB – UEAPME Temsilcisi olarak Brüksel’de çalışmalarını sürdürmektedir. Röportaj talebimi kırmayıp Türk iş dünyasının Avrupa’daki rolüne dair sorularımı cevaplayan Sayın Aydın’a teşekkürü borç bilirim.
Dilerseniz öncelikle AB Temsilciliğini yürümekte olduğunuz TÜRKONFED’le başlayalım. TÜRKONFED nedir kısaca açıklar mısınız?
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu TÜRKONFED, ulusal temsile sahip bölgesel ve sektörel iş dünyası temsil örgütlerinin çatı kuruluşudur. TÜRKONFED gönüllülük esasına dayalı, bağımsız, politika odaklı çalışmalar yürüten bir sivil toplum örgütüdür. Resmi olarak kuruluşumuz 10 senelik bir geçmişe sahip. Ancak bu yapının ortaya çıkmasına kadar geçen sürecin 20-30 yıllık bir geçmişi var. Yola çıkış amacı Türkiye’deki iş insanı ve sanayi derneklerinin demokratik bir platformda iş dünyasını kapsayıcı şekilde temsil etmek üzere bir konfederasyon yapısı oluşturması fikri. Bu uzun yolculuğun sonunda da TÜRKONFED kurulmuş. Ülke genelinde AB coğrafi bölge birimleri sınıflandırılmasına bağlı, NUTS sistemine göre Türkiye’de 22 bölgede temsilimiz var. Çatı kuruluş olarak 22 federasyon, 150 dernek, 12.500 iş insanı, 30.000 şirket temsil ediyoruz. TÜRKONFED Türkiye’deki en büyük KOBİ temsil kuruluşu. Tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde olduğu gibi üye hacmimizin %98-99’u KOBİ’lerden oluşuyor. KOBİ politikaları odağı ve temsil gücü sebebiyle aynı zamanda Avrupa KOBİ’lerini çatı temsil kuruluşu UEAPME üyesi. UEAPME TÜRKONFED’in kuruluşundan bu yana benimsemiş olduğu AB üyeliği vizyonuyla da doğrudan ilişkili. Politika önceliklerimizi oluşturan bölgesel kalkınma, KOBİ yatırımlarını, yenilikçilik faaliyetlerini, teknolojik dönüşümlerini ve uluslararasılaşmalarını destekleyen politikalar, kısaca şirketlerin rekabetçiliğini destekleyen politikalar, yine bir rekabetçilik unsuru olarak kadın istihdamı… Tüm bu alanlar Türkiye’nin küresel düzeyde ekonomik geleceği ve AB üyeliği için ortak hedefler, öncelikli alanlar. Bu sebeplerle TÜRKONFED AB’yi yakından takip ediyor, tam üyelik vizyonuyla AB uyum sürecini etkin olarak destekliyor. AB’nin başkenti Brüksel’de bulunan TÜRKONFED AB – UEAPME Temsilciliği de AB uyum sürecine yönelik süreçleri daha yakından takip etme kabiliyetimizi artırıyor.
Peki, faaliyet alanlarınız nelerdir; nelere öncelik veriyorsunuz?
21. yüzyılın fırsat ve zorluklarını değerlendirebilmek, uygun cevaplar oluşturabilmek için iş dünyası ve kamu sektörü, politika ve yasa oluşturucular arasında etkin bir işbirliği yürütülmesi gerekiyor. Nitekim AB’ye baktığınızda iş dünyası ve AB kurumları pek çok politika alanında ortak fırsat ve zorlukları birlikte tespit edip uygun politikalar geliştiriyor. TÜRKONFED’in de birinci faaliyet alanı bu: Politika oluşum süreçlerine katkı sağlamak, iş dünyasının öncelikleriyle bu süreçleri beslemek ve yasal düzenleme çerçevesini küresel şartlarla uyumlu, yüksek kalite ürün ve hizmetler, katma değer üreten Türk şirketleri için Türk iş dünyasının ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirmek. Hızla değişen dünyada bizim geleceğe dönük riskleri ve fırsatları da değerlendirebilmek için bilgi temelli çalışmalara, raporlara imza atıyoruz. Ekonominin önemli sorunlarına işaret eden ve yapıcı çözüm önerileri getiren “Orta Gelir Tuzağı”, “Bölgesel Kalkınmada Yerel Dinamikler”, “İş Dünyasında Kadın” raporları bu alandaki çalışmalarımıza önemli örnek teşkil ediyor. Raporlar ve politika çalışmaları sonucunda elde edilen bulgular ve öneriler düzenli olarak politika ve yasa oluşturucular ile paylaşılıyor. Bunun yanı sıra şirketlerimizin katma değer sağlayan ürün ve hizmetlerle küresel tedarik zincirlerindeki payını artırmak için farklı sektörler ve farklı büyüklükteki şirketler arasında etkileşimin, bilgi ve teknoloji transferinin artması gerekiyor. Yenilikçilik faaliyetlerinde küçük şirket büyük şirket etkileşimi oldukça önemli. Türk KOBİ’lerinin ana temsil kuruluşu olarak TÜRKONFED KOBİ’lerimizin bu dinamik ilişkide etkin rol alabilmesi için bölgesel temsil kuruluşları ve şirketler düzeyinde kapasite geliştirme faaliyetlerine destek sağlıyor.
TÜRKONFED’in UEAPME, yine aynı düzlemde TÜSİAD’ın BUSINESSEUROPE üyelikleri AB nezdinde kuşkusuz temsiliyetlerine güç kazandırıyor. Türk iş dünyasının AB hedefleri nereye kadar uzanıyor? Yeni hedefler neler?
En sondan başlayayım. TÜRKONFED’in temsil ettiği KOBİ’lerinin öncelikli hedefi AB – Türkiye ilişkilerini belirleyen, alternatifsiz temel çerçeveyi oluşturan katılım müzakerelerinde yeni bir dinamizm yakalanması ve sürecin hızlandırılması. Bu süreç Türkiye’nin dönüşümü ve AB’nin dönüşümü olmak üzere iki boyutlu. Türkiye açısından AB’ye katılım müzakereleri kapsamında öngörülen teknik şartlar, yaratıcı, dinamik ve güçlü bir refah toplumu, demokratik değerler temelinde bölgede barış ve istikrardan, enerji güvenliğine uluslararası düzeyde etki alanı geniş bir ülke, küresel değer zincirlerine katılımını artıran rekabetçi bir ekonomi için Türkiye’nin yol haritasını oluşturuyor. Demokrasi ve hukuk devleti olma öncelikleri de dâhil olmak üzere sağlıklı işleyen bir ekonomi için gerekli koşullar. Bu yalnızca AB kurumlarının ve üye ülkelerinin beklentisi değil, ticari ilişkimiz olan tüm ülkelerin, şirketlerin beklentisi. Öngörülebilirlik ön şart. Gümrük Birliği ve müzakere sürecinde sağlanan ilerleme ile Türkiye’nin AB Tek Pazarı’na uyumu hâlihazırda ileri düzeyde. Uyum sürecinden ticari ilişkilerimize AB’de alınan her karar Türk şirketlerini, üretim standartlarını, iş yapma ortamını, dolayısıyla Türk ekonomisini etkiliyor. Bu şu an içinde bulunduğumuz gerçeklik. Dolayısıyla üyelik müzakerelerinde öngörülen şartların yanı sıra şirketlerin ve ekonominin dijital dönüşümünden, daha sade, idari yüklerin azaltıldığı, daha esnek ve etkin yasal düzenleme çerçevesi oluşturulmasına, dış politikadan enerji politikasına AB’yi yakından takip etmemiz, geleceğe dönük uyumu artırmamız gerekiyor.
Neden UEAPME, neden şimdi, neden temsilcilik diye bir soru yöneltsem?
Brüksel, Türkiye’nin AB’ye katılım müzakereleri sebebiyle zaten özel bir konuma sahip. AB’nin başkenti olarak Brüksel bu yöndeki gelişmeleri izleyebileceğimiz, Türk iş dünyasının çıkar ve beklentilerini tüm paydaşlara iletebileceğimiz bir merkez. Bunun yanı sıra Türkiye’nin de gündeminde olan AB – ABD arasında müzakereleri devam eden Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması’nda da öne çıktığı gibi küresel ekonomiyi etkileyen gelişmelerin merkezi de Brüksel. Bunları doğru değerlendirip analiz etmek ve şirketlerimiz için fırsata dönüştürmek için yakından takip ediyor, analiz ediyor ve üyelerimize aktarabiliyor olmamız gerekiyor. UEAPME üyeliğimiz bu noktada kilit rol oynuyor. Avrupa KOBİ Birliği UEAPME, AB sosyal ortağı. Bu da şu anlama geliyor: AB Komisyonu, şirketlerin faaliyetlerini, iş yapma ortamını etkileyen tüm yasal düzenlemelerin hazırlık aşamalarında AB sosyal ortaklarına danışmakla yükümlü. TÜRKONFED’in UEAPME ve TÜSİAD’ın BUSINESSEUROPE üyelikleri ile Türk iş dünyasının sivil toplum nezdinde AB ile entegrasyonu tamamlanmış durumda. AB üyesi olmayan, ancak Avrupa ekonomisinin parçası olan Türkiye için bu temsil daha da kritik. İş dünyamızın çıkarları bu çatı örgütler aracılığıyla, meşru kanallar aracılığıyla temsil ediliyor. Ayrıca Brüksel’de sürdürülen faaliyetler ile Türkiye’de politika süreçlerine olan katkımızın AB boyutunun da güçlenmesi anlamına geliyor.
Türkiye’ye dönecek olursak bildiğiniz üzere genel seçimleri geride bıraktık ve koalisyon görüşmeleri başladı. Temsil etmekte olduğunuz yaklaşık 30,000 şirketi kapsayan iş dünyasının genel seçimler sonucu oluşan tablodan beklentileri nelerdir?
İş dünyasının beklentileri hükümetlere göre değişmiyor ancak tabi ki sivil toplum olarak yeni hükümetler görevlendirildiğinde bu öncelikler tekrar değerlendirilerek sunulabilir. TÜRKONFED de bunu yapacaktır ancak öncelikli beklentimiz TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu’nun da seçimlerden hemen sonra dile getirdiği gibi uzlaşıya dayalı bir hükümetin hızla kurulması, yargı sisteminden, temel hak ve özgürlüklere, ekonomi, iş yapma ve yatırım ortamına ihtiyaç duyulan reformların hızla uygulanması, bölgeler arası farklılıkların azaltılması için gerekli çalışmaların hızlandırılması ve bir çatı beklenti olarak AB sürecinin hızlanması. Aslında birbirinden ayrılmayan beklentiler bunlar zira reform sürecinin devam etmesi demek AB sürecinin de hızlanması demek.
Röportajın ikinci kısmı için tıklayınız.