Merhaba sevgili Muggle’lar, “The Making of Harry Potter” Warner Bros. stüdyolarına hoş geldiniz. Meraktan kıvrandığınızı hisseder gibiyim. Kendinizi bir an önce Hogwarts’a, büyücülerin ve cadıların dünyasına atmak istiyorsunuz. O zaman daha fazla zaman kaybetmeyelim ve Hogwarts’ın Büyük Salonu (Great Hall) ile maceraya başlayalım.
Büyük Salon
Gezi sırasında her ayrıntıyı vermeyeceğim çünkü sürprizi bozmamak gerek. Ama hayal edin, oturduğunuz sinema salonunda perde birden yukarı kalkıyor ve arkasında Büyük Salonun devasa kapıları görünüyor. Hogwarts’ın en unutulmaz mekânlarından biri burası, büyü yapılmış tavanda gökyüzü altında yemek yiyen Hogwartslıların yerinde olmayı kim istemedi ki zamanında? Warner Bros.’ta büyülü tavan dışında her şey yerli yerinde duruyor, öğretmenlerin durduğu podyumda onların filmde giydikleri kostümleri taşıyan mankenler var, tam arkalarında ki köşedeyse her bölümün topladıkları puanları gösteren bir sayaç. Bu ve bunun gibi filmde dikkat çekilmemiş yüz binlerce eşya, verilen emek ile saygı duydurtuyor. Öğrencilerin yemek yedikleri, her seferinde ağız sulandıran yemeklerle dolu masalar ise öğrencileri bekler vaziyette, tabak çatalları ile hazır duruyor.
Harry Potter’ın yapımında işler, kitabı okuyan birçok çizerin hayallerindekileri resmetmesiyle başlıyor, daha sonra seçilen resimlerden detaylı maketler ya da renkli, elle çizildiğini anlayamayacağınız mükemmellikte resimlerin yapılmasıyla devam ediyor. Kostümler de bu eskizlerin ürünü. Belki de filmde ki her eşyanın bu kadar mükemmel olmasının sebebi bizler gibi bir Harry Potter hayranının hayal gücünden üretilmesi.
Gryffindor Erkekler Yatakhanesi ve Ortak Salonu
Büyük Salondan sonra Harry, Ron, Neville, Seamus ve Dean’in kaldıkları Gryffindor erkekler yatakhanesine geçiyoruz. İlk filmde üretilen yataklar zamanla oyunculara küçük gelmeye başladığında ayaklarını yatak içerisinde kıvırarak oynamak zorunda kalmışlar.
Gryffindor ortak salonuna geçtiğimizdeyse, filmde dikkatinizi çekmese bile emek verilmiş hoş detaylar fark ediliyor. Mesela merdivenlere çıkmadan önce Profesör McGonagall’ın genç bir portresini görüyoruz. Harry, Ron ve Hermonie’yi sık sık önünde gördüğümüz devasa şöminenin önündeki koltuğa ise bin yıllık etkisi vermek için sonradan birçok eskitme yapılmış.
Dumbledore’un Ofisi
Sizi en büyüleyecek yerlerden birine, Dumbledore’un ofisine geçiyoruz. Odaya filmden hatırlayacağınız taş heykelden bir kartalla, dönerek çıkılıyor. İçeri de bizi iki Dumbledore karşılıyor, bilinen üzere Harry Potter filmlerinde iki farklı oyuncu tarafından oynanmış tek karakter Dumbledore. Film içerisinde dikkat edilirse değişen ve modernleşen bir stili var, kostüm tasarımcıları Dumbledore’a bir hippi dokunuşunda bulunmuş.
Duvarları yüzlerce eski kitap ve uyuyan eski kırk sekiz profesörün resimleriyle dolu, incelemeye doyamayacağınız bir oda burası. Filmin simgelerinden birkaçı bu odada sergileniyor. Gryffindor’un kılıcı bunlardan biri, aslında bir yerden satın alınmış kılıcın film için sapı yeniden dizayn ediliyor. Dumbledore’un hatıraları sakladığı dolabı film yapımcıları 800 küçük, el yapımı ve hepsi tek tek etiketlenmiş şişelerle doldurmuş. Yine filmde sadece arkadan görünen ama yapımcıların en çok gurur duyduğu ve en pahalı eşya ise Dumbledore’un teleskopu.
İksir Sınıfı
Benim favori mekânlarımdan biriyse iksir sınıfı. Hogwarts öğrencilerinin korkulu rüyası ve okulumuzun gaddar matematik hocalarını dahi mumla aratacak iksir hocası Snape’in iç karartıcı ama bir o kadar da dikkat çekici sınıfı burası. Rafları eski ve tozlu şişelerlerle, kazanlarla ve çeşit çeşit alet edevatla dolu. Filmin sanat departmanı her şişeyi tek tek, yerel bir kasaptan alınmış pişirilmiş hayvan kemikleri, kurutulmuş otlar ve diğer şeylerle doldurmuş. Stüdyoda bizi hem Snape hem de altıncı filmde iksir hocası olan Profesör Slughorn karşılıyor. Elektrikli bir mekanizma ile de filmde de sık sık gördüğümüz gibi bazı kazanlar kendi kendine karışıyor ve içlerinden renkli dumanlar çıkıyor.
Hagrid’in Kulübesi ve Sihir Dünyasının Hayvanları
Öğrenciler tarafından çok sevilen yarı dev, Hogwarts’ın kapı ve anahtarlarından sorumlu Hagrid’in kulübesi, hem karanlık ormana yakınlığı hem de karanlık iç tasarımıyla göz korkutucu. Hagrid’in yarı dev efektini vermek için ise çeşitli taktikler kullanılmış, bunlardan biri de robot Hagrid. Yakın çekimlerde kendisi oynayan oyuncunun yerine toplu çekimlerde bir robot geçiyor. İlk filmde Hagrid’in uzak çekimlerine dikkat ederseniz bu aslında oldukça bariz, bundan olacak ki bu hataya diğer filmlerde düşmüyorlar ve Hagrid’li çekimlerde iki set taktiğini kullanıyorlar, bu yöntem ile geniş bir sette herkes kendi boyutunda görünürken daha küçük bir sette Hagrid daha büyük görülüyor.
Set tasarımcıları, kulübeyi içi boş kafesler ve halatlarla doldurmuş. Ama herkes Hagrid’in ne kadar hayvan sever olduğunu ve hiçbir ayrım yapmadığını bilir. Dev örümceklerden ejderhalara sınırsız bir sevgi onunki… Fakat köpeği Fang’in yeri her zaman ayrı. Filmin hayvan departmanı Fang’i oynaması için Napoli Mastifi cinsi 9 köpek seçmiş, bunun sebebi olarak köpeklerin çok fazla salya akıtmaları gösteriliyor.
Fang’in yanı sıra filmin en unutulmaz hayvanı tabi ki de Harry’nin baykuşu Hedwig. Bu kar beyazı, mükemmel baykuş 4 farklı baykuş tarafından oynanmış. Filmde ki çoğu baykuşa belirli hareketleri yapabilmeleri ve bazen mektup taşıyabilmeleri için eğitim verilmiş.
Ron’un daha sonradan Kılkuyruk çıkan faresi Scrabbers ise 12’den fazla fare tarafından oynanmış ve aynı zamanda hareket eden bir maketi de yapılmış. Hermonie’nin kedisi Crookshanks ise 4 yetenekli kırmızı İran kedisi tarafından oynanmış. Filmin hayvan departmanı Crookshanks’i daha pofuduk ve tüylü yapmak için ona saç klipleri ile sahte kürk eklemişler.
Weasley’lerin yuvası ‘The Burrow’
Bir büyücünün evine ilk girişimiz Weasleyler’in evi ile oluyor. Kendi kendini yıkayan tava, kendi kendine ütülenen çamaşırlar ve kendi kendine örülen atkı gibi unsurlarla Harry kadar -anneler başta olmak üzere- herkese iç çektirmiş bir mekân. Küçük, sıcak ve samimi mutfaklarında her aile üyesinin nerede olduğunu gösteren bir saat bulunuyor.
Tabi ki de burada bitmedi, yıllarca süren ve sayısız insanın emeği bulunan filmi ve stüdyoyu ikinci yazımızda gezmeye devam edeceğiz. Özel efektlerden, Quidditch’e, asalara, karanlık sanatlara ve daha fazlasına göz atacağız.
O zamana kadar büyüyle kalın!