Tehlike Bu Sefer Batıdan Geliyor: Bizans ve II.Haçlı Seferi – II

*Serinin ilk yazısı için…

Serinin bu ikinci yazısında Bizans İmparatorluğu’nun İkinci Haçlı Seferiyle nasıl başa çıktığı anlatılacaktır. Bizans’ın kontrolü dışında gelişen olaylara nasıl ayak uydurduğu ve bu olaylarla mücadele hikayesi, diplomasinin önemini bizlere bir kez daha gösterecektir.

Bizans’da I.Alexious Komnenos’un öldüğü yıl dünyaya gelen I.Manuel Komnenos, 1143 yılında 25 yaşında imparatorluk koltuğuna oturur. 1142 yılında Daha babası II. Ioannes Komnenos 1142 yılında yaşarken oğlu Manuel’I Alman kralı III. Konrad’ın baldızı Bertha Sulzbach’la evlendirmiştir. Bu evlilik bir bakıma iki imparatorluk arası ilişkilerin kuvvetlenmesine ortam hazırlar. Bertha’ın 1159 yılındaki ölümünden sonra bile diplomatik temaslar devam eder. Bu iyi ilişkiler, Bizans’a İkinci Haçlı Seferleri’nde Haçlılara karşı büyük yardım sağlayacaktır. İkinci Haçlı Seferi, Urfa ya da o dönemdeki adıyla Edessa’nın 1145 yılında fethedilmesi ve halkın kılıçtan geçirilmesi haberi üzerine başlamıştır. Urfa gibi dini öneme sahip bir şehrin Müslümanların eline düşmesi batıda büyük ses getirir. Bu, Avrupa’da yeni bir haçlı seferi düzenlenmesi fikrini oluşturur. Lakin, Papa III. Ugenius’un başlattığı sefer hazırlıklarına o dönemde politik sorunlarla boğuşan İngilizler, Almanlar ve Sicilya karalı tam olarak destek veremezler. O esnada müsait olan tek kişiyse Fransa Kralı VII.Lui’dir. Dindar bir insan olan Lui yıllar önce yaptığı ve binlerce kişinin ölümüne sebep olan katliamdan ötürü günahlarından arınmanın peşindedir.Bu bağlamda 1146 yılında Bizans İmparatoru I.Manuel Komnenos’a seferler için hazırlık yaptığı mesajını gönderen Lui, Bizans’a ikinci dalganın haberini vermiştir. Yeni bir haçlı seferi tehlikesi seferin Bizans toprakları üzerinden gerçekleşeceği ve Manuel’in Konya Selçuklu sultanıyla kurduğu ilişkilerin bozulacağı için Bizans açısından riskli gözükmektedir. Fakat, dedesi gibi diploması konusunda yetenekli bir lider olan I.Manuel Komnenos bu mektuba dengeli bir cevap vermiştir ve seferin yapılmasının bir sıkıntı çıkarmayacağının da altını çizmiştir. Mektupta haçlıların, bağlılık yemini etmeleri karşılığında gerekli lojistik desteğin sağlanacağı söylenmiştir.

second_crusade_route_map

Görsel 1: İkinci Haçlı Seferi’nde izlenen rota.

Papa’nın yaptığı çağrının ardından çeşitli sıkıntılarla uğraşan Almanlar da bu sefere katılma kararı almışlardır ve III.Konrad 20 bin kişilik bir grupla 1147 yılında yola çıkmıştır. Bizans sınırında sıkıntı çıkaran bu grup birçok yeri yağmalar ve Manuel’in bu grubu Çanakkale’den Asya tarafına geçirmesi fikri III.Konrad tarafından reddedilir. Bu sırada Fransızlar da sayısı az ama askeri olarak daha bilinçli ve tecrübeli bir grupla yola koyulurlar ve onlar da Almanlar gibi Konstantinople sınırına gelirler. Yine de Bizans bu birlikleri diplomatik temaslar sonucu karşıdan geçirmeye ikna eder. Hatta bazı kaynaklarca Fransız birlikleri karşıya Bizans tekneleriyle geçmişlerdir. Taraflar arası sıkıntının çıkmamasının temel sebeplerinden biri daha önce de bahsedildiği gibi Lui’nin Kudüs’e gidip günah çıkarma isteğidir. Konrad ise baldızından dolayı iyi ilişkiler içinde olduğu Manuel sayesinde Konstantinople’dan sıkıntı çıkarmadan ayrılmıştır. Dış ilişkilerde başarılı Bizans İmparatorlarından biri olarak söz ettiğimiz Manuel aynı zamanda Fransızlara Selçuklulardan uzak ve Bizans birlikleri koruması altında alternatif bir yol da önermiştir çünkü onlardan önce giden Alman birlikleri Eskişehir yakınlarında Selçukluların saldırısına uğramıştır ve 20 bin kişinin neredeyse tamamı yok edilmiştir. Aralarında III.Konrad ve yeğeni Frederick Barbarossa’nın bulunduğu birkaç kişiyse kaçarak İznik’te konuşlanan Fransız ordusunun yanına sığınmışlardır. Tam bu esnada Sicilya Kralı Roger’da ordusuyla birlikte Bizans’a doğru yola çıktığı haberi gelir. Bu haber Bizans’ın daha ülkesini haçlılardan tam olarak koruyamadığının batıdan gelen tehlikenin devam ettiğinin göstergesidir. Tehlike tahmin edildiği gibi büyük bir tahribatı da beraberinde getirmiştir. Bizans ipekçiliği için kritik bir öneme sahip olan Korintos ve Theba şehirleri yağmalanmıştır. Bizans ekonomisi ve ticari yapısı büyük zarar görmüştür. Lakin, imparator I.Manuel Komnenos oluşan ekonomik problemi çözmek yerine öncelikle Roger tehlikesini ülkeden çabuk bir şekilde uzaklaştırmaya çalışır.

Bu sırada Bizans’a karşı olan nefretleri sebebiyle Fransızlar, onlara önerilen rotayı takip etmezler ve Selçukluların tuzağına düşerler. Büyük bir felaket yaşanır ve VII.Lui canını zor kurtarır. Yine Selçuklulardan kaçan III.Konrad ise hastalanır ve 1148 yılına kadar Konstantinople’da tedavi altına alınır. Burada Konrad ile imparator Manuel iyi ilişkiler kurarlar. Tedavisi tamamlandıktan sonra VII.Lui ile Kudüs’e giden III.Konrad orada bir yıl kalır ve 1149 senesinde Almanya’ya geri döner. Bu tedavi sağlık konusunda büyük tecrübeye sahip imparator Manuel tarafından bizzat takip edilir.

230px-Manuel_I_Comnenus

Görsel 2: Dönemin Bizans İmparatoru I.Manuel Komnenos.

Birincisi kadar ses getirmeyen İkinci Haçlı Seferi, Bizans İmparatorluğu’nun bakış açısından incelendiğinde yine diplomatik bir başarı olarak görülebilir. Lakin, alanında bilgili olan imparator I.Manuel Komnenos’un ülkeyi kalkındırmak yerine seferler sebebiyle korumak zorunda kalması bir bakıma imparatorluğun daha da güçlenmesini olumsuz etkilemiştir. Bu bağlamda değerlendirdiğimizde aslında Bizans için büyük bir diplomatik başarı olarak kabul edilen İkinci Haçlı Seferi, imparatorluğu olduğu yerde durmaya hatta geri götürmeye sebep olan  bir sefer olmuştur.

 

 

Kaynakça:

Kapak Resmi: http://deremilitari.org/2014/03/looking-back-on-the-second-crusade-some-late-twelfth-century-english-perspectives/

Görsel 1: http://www.medievaltymes.com/courtyard/second_crusade.htm

Görsel 2: http://www.nndb.com/people/054/000095766/

Dikici, Radi. (Mayıs.2007). Şu Bizim Bizans. Remzi Kitabevi.

Gregory, Timothy. A History Of Byzantium. Blackwell Publishing. 2005.

Leave a Reply

1 comment

  1. Bayram

    Kommenos: Sıkıntı yok çıkalım sefere :) Skandal bir mektup olmuş.