Oruç tutmak deyince, aklımıza eskiden beri bilinen ve dini amaçlarla gerçekleştirilen aç kalma eylemi gelir. Ancak bir de yenilen öğünlerin arasına belirli süreler koyarak bir beslenme düzeni oluşturmayı amaçlayan intermittent fasting var. Zayıflama, yağ yakma ve sağlıklı bir bedene kavuşma gibi konular hemen herkesin yaşam tarzını belirlerken göz önünde bulundurduğu en önemli etkenlerden. Intermittent fasting, yani aralıklı oruç tutma, belirli periyotlarda aç kalmayı içeren bir beslenme şekli. If, ne yediğinizden ziyade ne zaman yediğinizle ilgileniyor ve öğünler arasına süre koyarak, ya da diğer bir deyişle bilinçli bir şekilde öğün atlayarak, yağ yakmanızı ve daha sağlıklı bir vücuda sahip olmanızı amaçlıyor ve uzun zamandır konuşulan bir beslenme düzeni olmasına rağmen son zamanlarda hakkında yapılan araştırmaların artmasıyla ve özellikle de Ori Hofmekler tarafından geliştirilen Warrior Diet ile birlikte daha popüler oldu. IF, sınırları kesin şekilde belli olan bir beslenme düzenini temsil etmeyen genel bir kavram, bu yüzden açlık-tokluk süreleri değişen 24 saat açlık 24 saat tokluk, 23 saat aç kalıp günde bir öğün yemek yemek ya da 4-6-8 saatlik açlık periyotları ve birkaç öğün yemek yemek gibi pek çok farklı IF şekilleri var.

IF sırasında kalori içermeyen sıvıların, ve elbette özellikle de suyun, bolca tüketilmesi öneriliyor. Ancak katı gıdalar ve kalori içeren sıvılar yasak. Yemek yemeden geçirilen süre boyunca kandaki insülin seviyesi azalıyor ve insülinin baskıladığı büyüme hormonu gibi diğer hormonlar artmaya başlıyor. Ayrıca glikoz depoları tükendiğinde vücut yağ depolama modundan çıkıp enerji kaynağı olarak yağlar kullanmaya başladığı için de yağ yakımı artıyor ve kandaki insülin miktarı az olduğu için insülin duyarlılığı artıyor ve bu da vücuda alınan besinlerin daha verimli kullanılmasını sağlar.

IF’in iştah kontrolü ve yağ yakma haricinde başka faydaları da var; hafızayı güçlendirip hücre yenilenmesini hızlandırırken diyabet, kanser, kalp rahatsızlıkları ve yaşlanma riskini azaltıyor ve kan basıncını düzenliyor. Ayrıca intermittent fasting’te olduğu gibi kısa süreli maruz kalınan açlıklar salgılanan adrenalin hormonu sayesinde metabolizma hızını arttırıyor. Ancak, IF öğün zamanlamasıyla ilgili bir beslenme düzeni olmasına rağmen, faydalarından verim alabilmek ve sağlıklı olabilmek için ne yediğimiz hala çok önemli. Uzmanlar, bu beslenme düzenine alışma sürecinin iki hafta ve bir ay arasında değişebileceğini belirtiyor.

Uzun süre aç kalmanın sağlık açısından zararlı olduğuna dair pek çok çalışma mevcut olsa da, aksini iddia eden çalışmalar da olduğu için IF henüz hakkında kesin bir kanıya varılmış bir beslenme düzeni değil. Ancak, uzun süre aç kalmaya engel olan hastalık, hamilelik, emzirme ya da iyileşme süreci gibi bir durum içinde olanlar haricindekilerin doktora danışarak uygulayabileceği söyleniyor.

IF’in kanıtlanmış pek çok olumlu sonucu olmasına rağmen herkes için önerilebilecek ya da uygun olabilecek bir beslenme düzeni değil, ancak gün içinde ara vermeden yemek yemenin zararlı olması IF’in aşırı ya da zararlı olduğunu düşünen uzmanların bile katıldığı bir konu.

 

Görseller; http://loveswah.com, http://dietplus.cf ve http://lifehacker.com’dan alınmıştır.

Leave a Reply