25 Mart 2012: Cefadan Fedaya

Saat 17.08. Tüm sandıklar kapandı, oy pusulaları sayılmaya başlandı. Geçerli oyların büyük bir kısmını alarak Fikret Orman Beşiktaş tarihinin 33. Kulüp başkanı seçildi. 25 Mart 2012, Beşiktaş tarihi için sıradan bir seçim günü değil; borçların kat be kat arttığı Demirören hükümranlığının sonu, güzel günlerin başlangıcı.

Fikret Orman 2004 yılı Beşiktaş kulüp başkanlığı seçimlerine de aday olmuş ancak kulüp başkanlığını 162 oy farkla Yıldırım Demirören’e kaptırmıştı. 2012 seçimleri öncesinde Beşiktaş adeta kriz dönemine girmiş, Futbol Tahkim Kurulu’ndaki futbolcu ve antrenör alacaklarıyla ilgili davalarla boğuşmakta üstelik kulübün gelir gider dengesi her geçen gün daha kötüye gitmekteydi. 2012 seçimlerine Demirören aday olmayacağını açıklamış ve artık kulislerde bu kriz döneminde kimin başkan olacağı yüksek sesle konuşulmaya başlanmıştı. Orman “önce mali başarı sonra sportif başarı” sloganıyla Beşiktaş menfaatlerini düşünen birçok kulüp üyesi tarafından desteklenerek başkanlık koltuğuna oturdu. Fikret Orman için işin zor kısmı şimdi başlıyordu.

Fikret Orman başkalığa seçilince kulübün mali tablosu beklenenden daha kötüydü ve cezalar ardı ardına geliyordu. İcraata başladığı ilk sezonu 2012-2013’te UEFA’nın Finansal Fair Play yaptırımıyla karşılaştı. Siyah-beyazlı futbol takımı, o sezon mali sıkıntıdan dolayı Avrupa kupalarına alınmadı. İleriki senelerde ise 4 yıl uygulanacak “elde ettiğin bonservis bedeli kadar oyuncu bonservisi ödeyebilme” yaptırımıyla karşı karşıya kalmıştı. Orman, başkanlıktaki ilk döneminde “Feda” sezonuyla camiada kenetlenmeyi sağlayıp kulübü ayağa kaldırma çalışmaları yaptı. Bu çalışmalar sonucu kulüpteki oyunculardan, maaşlarından indirim istendi. Kabul etmeyenlerle “Hiçbir futbolcu Beşiktaş’tan büyük değildir.” parolasıyla yollar ayrıldı. (Quaresma gibi)[1] Kadroya, gidenlerin yerine daha az maliyetli ve ayrıca o dönemlerde ligimizde uygulanan yabancı sınırlamasından dolayı daha çok altyapı eğitimini yurt dışında tamamlamış Türk oyuncular transfer edildi. Bu oyuncuların başını Oğuzhan Özyakup ve Olcay Şahan çekti. Kadronun başına ise eski Beşiktaşlı futbolcu Samet Aybaba getirilerek takımdaki aile olgusu güçlendirilmeye çalışıldı.

Feda sezonunun simgesi olan fotoğraflardan: Nevzat Demir Tesisleri’nde futbolcular menemen yerken

Kulüp tüzüğü gereği Haziran 2013’te yapılan seçimde Fikret Orman Serdar Adalı’ya karşı oyların birçoğunu alarak yeniden başkan oldu ve 2. Orman dönemi resmen başladı. Bu dönemin başında Fikret Orman’ın hayalini kurduğu yeni stat için İnönü Stadı’nın yıkımına başlandı ve Beşiktaş yaklaşık 3 yıl gerçek anlamda ev sahibi sıfatıyla maç oynayamadı. O mali tabloyla stat inşaatına başlamak gibi uç bir fikir Fikret Orman’ın cesur ve kararlı tavırlarıyla hayata geçirildi. 2013-2014 sezonuna Samet Aybaba’yı göndererek Slaven Bilic ile başlayan Beşiktaş bu dönemde de kadrosunun yapıtaşlarını, başta Atiba[2] olmak üzere, yerleştirmeye devam etti. Ayrıca Beşiktaş kalecisi McGregor’u[3] satarak uzun bir aradan sonra bonservis geliri elde etti ve bu bir devrin başlangıcı idi. Ancak bu sezonun başında gerçekleşen şike soruşturması kapsamında Beşiktaş 1 yıl daha Avrupa kupalarından men edilmiş, onca yapılan güzel işe rağmen kara bulutlar bir türlü dağılmamıştı.

Bilic döneminde göze hoş gelen bir futbol ortaya koymaya başlayan Siyah-Beyazlı ekip üst üste iki sezon kimilerine göre şanssızlıktan kimilerine göre ise tecrübesizlikten dolayı son haftalara girerken önde götürdüğü şampiyonluğu ezeli rakiplerine kaptırdı. Bilic’in ikinci senesinde Avrupa’da Club Brugge karşısında dramatik bir şekilde elenen Beşiktaş’ta, 2 senelik Bilic dönemi sona erdi. Taraftarına şampiyonluk sevinci yaşatamasa da taraftarın sevgilisi olan Bilic, yoğun tezahüratlar arasında uğurlandı.

3 yıldır büyük bir emekle ve kararlılıkla yapılan olumlu işler sonucunda elbet bir gün kara bulutlar dağılacak ve Kara Kartal güneşe doğru yükselecekti.

Serinin 2. Yazısı: Fedadan Sefaya

[1] O dönemde Ricardo Quaresma 3 milyon 300 bin Euro garanti ücret alıyordu. Günümüzde 1 milyon 750 bin Euro garanti ücret almaktadır.

[2] Önder Özen’in tavsiyesiyle bonservissiz olarak takıma kazandırıldı.

[3] Bonservissiz gelen McGregor, 1 milyon 750 bin Euro’ya Hull City’e transfer oldu.

Kaynaklar

https://www.transfermarkt.com.tr/

http://www.bjk.com.tr/tr

http://www.ajansbesiktas.com/

Leave a Reply