Japon İşgali Altında Kore 3: Japon Yönetimine Karşı Gerçekleştirilen Hareketler

 

Japon İmparatorluğu, 35 yıl boyunca Kore’yi yönetimi altında bulundurdu. Ancak, Japon kontrolü altında geçen onca yıla rağmen Koreliler hiçbir zaman Japon işgalini kabullenmediler. 35 yıllık Japon yönetimi boyunca hem ülke içinde hem de ülke dışında çeşitli hareketler, ayaklanmalar düzenleyerek Japon yönetimine ve Japonların Kore’de uyguladıkları politikalara tepki gösterdiler.

Japon yönetimine karşı düzenlenen ayaklanmaların  Kore’nin bağımsızlığa kavuşması bakımından önemli olduğu kadar -her ne kadar Korelilerin bağımsızlıklarına kavuşmasına sebep olan olay, Japonların 2.Dünya Savaşı’nda aldığı yenilgi olsa da- Kore’nin günümüzde bildiğimiz Kuzey Kore ve Güney Kore olarak varlığını devam ettirmesi açısından da büyük bir öneme sahip olduğu söylenebilir. Zira hem Güney hem de Kuzey Kore’ye şekil veren ideolojiler, Japon işgali döneminde Japonlarla mücadele sırasında savunulan fikirlerdi. O dönemde tek bir bağımsızlık fikrine hizmet eden fikirler daha sonra, dünya güçleri Sovyetler Birliği ve Amerika’nın da müdahalesiyle, Kore’nin kendi içerisinde bölünmesine sebep olacaktı.

1 Mart Hareketi

Japon işgali altında olduğu dönem boyunca Kore’de farklı siyasi fikirleri savunan ya da başka dinlere mensup olan kişiler tarafından çok sayıda milliyetçi eylem gerçekleştirildi. Korelilerin  Japon yönetimine karşı verdiği en sert ve etkili tepki ise 1919 yılında gerçekleştirilen ‘1 Mart Hareketi’dir. Her ne kadar 1 Mart Hareketi’ne kadar ülkede farklı grupların katılımıyla  direniş grupları kurulmuş olsa da gerçek bir tepkinin verilmesinin ancak 1 Mart Hareketi ile gerçekleştiği söylenebilir.

ABD Başkanı Woodrow Wilson tarafından 1918 yılında yayımlanan ve sömürge altında bulunan halklara haklar tanıyan Wilson İlkeleri, bağımsızlığı savunan Koreli milliyetçiler arasında da çok ses uyandırmıştı. Wilson İlkeri’nde yer alan self determinasyon, her halkın kendi kaderini tayin  hakkı, Korelileri harekete geçirerek 1 Mart Hareketine sebep olan en önemli gelişmelerden biriydi.

İlk olarak, Wilson ilkelerinden etkilenen; Hristiyanlık, Budizm ve Chongdo dinlerine mensup 33 dini lider tarafından hazırlanan ‘Bağımsızlık Bildirisi’ 1 Mart 1919 tarihinde Seul’de bir restoranda okundu.  Ardından restoranın yakınındaki Pagoda Parkı’nda da bildiri okundu. Bu aşamadan sonra, bildiriyi okuyan, hazırlayan liderler tarafından da öngörülmeyen bir şekilde, özellikle öğrencilerin katılımıyla, Japon yönetimine karşı tepkiler hızla arttı. Kısacası, bir grup insanın bir araya gelip hazırladığı ve okuduğu bildirge, bağımsızlık isteğini içinde bulunduran çok sayıda insanı ayaklandırdı.

1 Mart tarihinde Seul’de başlayan hareket, nisan ayında tüm ülkeye yayılmıştı. 1 Mart Hareketi’ne katılan yaklaşık bir milyon Koreli, ellerinde bayraklarıyla  sokakları “Çok yaşa Kore!” sloganlarıyla gezdiler. Ülke içerisinde meydana gelen bu hareket, yurt dışında yaşayıp Kore bağımsızlığını savunan Koreliler tarafından da destekleniyordu.

Bu harekete halkın yoğun katılımının Japon İmparatorluğu tarafından uygulanan asimilasyon politikaları gibi, birçok sebebi olduğu söylenebilir. Ancak en önemli sebeplerden biri Kore, Japon kontrolü altına girmeden önce ülkeyi yöneten Kral Kojong’un bir Japon tarafından zehirlendiği iddiasıydı. O dönemde krala oldukça bağlı olan halk için, ki krala bağlılık Japonlar tarafından ülkede ayaklanmaların önlenmesi için de kullanılıyordu çünkü İmparator ve ailesi Japon kontrolü altında yaşıyordu, bu haber onları Japonlara karşı harekete geçmeye iten önemli sebeplerden biriydi.

Japon yönetimi ise, bu derece büyük bir ayaklanmayı öngörememişti. Korelilerin bu ölçüde büyük bir ayaklanma gerçekleştirmesi karşısında şiddete başvurarak, binlerce kişiyi öldürerek ayaklanmaya son verdiler. Yaklaşık 45.000 Koreli de Japonlar tarafından tutuklandı. Ayrıca, Japon güçlerinin 1 Mart Hareketi’ni bastırmaya çalışırken Seul’de yer alan bir kilisede ibadet eden yirmi dokuz kişinin Japonlar tarafından kiliseye kilitlenmesi ve kilisenin içinde yer alan insanlarla birlikte ateşe verilmesiyle  ‘Chem-Mi Katliamı’ olarak bilinen trajik olay gerçekleşti.

1 Mart Hareketi’nin amacının, bağımsızlık olduğu düşünüldüğünde hareketin başarısız olduğu söylenebilir. Ancak 1 Mart Hareketi, farklı fikirleri paylaşan, başka dinlere mensup insanların bir amaç uğruna bir araya gelebileceğini göstermesi açısından Kore tarihinde büyük önem taşıyor. Hâlen her 1 Mart,  Güney Kore’de ‘Bağımsızlık Hareketi Günü’ adıyla milli bayram olarak kutlanmaktadır.

Ayrıca, Korelilere tek bir amaç etrafında birleşebileceklerini kanıtlayan bu hareket, Japon Yönetimini Korelilere karşı tutumlarını değiştirmek zorunda bıraktı. 1 Mart Hareketi’nden sonra dönemin başbakanı Hata Takashi ve Genel Vali Saito Makato tarafından yapılan reformlar arasında Korelilere yerel gazete çıkarma ve toplantı yapma haklarının temini sayılabilir.

Batılı Devletlerin Japon İşgaline ve Koreliler Tarafından Gerçekleştirilen Hareketlere Tepkisi

Japon İmparatorluğu’nun Kore’yi bir koloni haline getirdiği bu dönemde, Batılı pek çok devletin de dünyanın farklı bölgelerinde sömürgeleri bulunuyordu. Japon kontrolü altında bulunan Kore’nin bağımsızlığını savunmak batılı güçlerin çıkarlarına apaçık bir şekilde aykırıydı. Bu yüzden ülke içerisinde çok ses getiren 1 Mart Hareketi gelişmiş batılı devletler tarafından desteklenmedi. Kore’nin uluslararası arenada destek görmemesinin bir diğer nedeni olarak batılı devletlerin 1 mart hareketinin meydana geldiğini dönemde, Japonlar ile müttefik olmaları gösterilebilir.

Geçici Kore Hükümet

1 Mart Hareketinin ardından, 1919 yılının nisan ayında Şanghay’da ‘Geçiçi Kore Hükümeti’ kuruldu. Kore’nin Japonlardan bağımsızlığını kazandığında dönemin ünlü isimlerinden biri olacak Synyman Rhee (Yi Sung- Man), geçici hükümetin başkanlığına getirildi. Amerika’da yaşayan bir Koreli olan Rhee, Kore’nin bağımsızlığını zor kullanarak değil diplomatik ve barışçıl yollarla çözmesi gerektiğini düşünüyordu. Kurulan bu geçici devletin en önemli özelliklerinden biri, Kore’yi yüzyıllardır süregelen imparatorluk sistemine döndürmeyi değil; bir cumhuriyet kurmayı amaçlamasıydı. Geçici Kore Hükümeti, hedefleri arasında Kore’nin bağımsızlığıyla birlikte inanç, ifade ve basın özgürlükleriyle laik bir devletin kurulmasını da sayıyordu. Bu yüzden günümüzde Güney Kore olarak bildiğimiz Kore Cumhuriyeti’nin temellerinin Geçici Kore Hükümeti ile atıldığı söylenebilir.

Geçici Kore Hükümeti’nin kurucuları Şanghay’da

Her ne kadar 1 Mart Hareketiyle halk bütün farklılıklarını bir kenara bırakıp Koreli kimliği etrafında birleşmiş olsa da 1 Mart Hareketinden sonra, Koreliler tarafından savunulan görüşler arasındaki fark belirginleşmeye başladı. Sonuç olarak, 1 Mart Hareketinin ardından farklı görüşler bir araya gelerek bu kadar güçlü bir hareket oluşturamadı.

1927 yılında sağ ve sol görüşlü liderler aynı bağımsızlık amacı doğrultusunda birleşip Yeni Esas Topluluğu’nu kursalar da bu topluluk uzun süre birlikte kalamadı ve Japon yönetimine karşı güçlü bir tepki veremeden dağıldı.

1929 yılının kasım ayında ise 1 Mart Hareketi’nden sonra ve bağımsızlığın kazanılmasına dek gerçekleşen ve Japon yönetimine karşı önemli bir tepki olarak değerlendirilebilecek ‘Kwangju Öğrenci Hareketi’ gerçekleşti. Bir Japon erkek öğrencinin, Koreli bir kız öğrenciye hakaret etmesiyle Koreli ve Japon öğrenciler arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesinin sonucunda olaya müdahale eden Japon güçleri de çıkan olaylarda  Koreli öğrencileri suçlu bularak yaklaşık dört yüz Koreli öğrenciyi tutukladı. Ülkedeki diğer Koreli öğrenciler de Japon güçlerinin bu tutumundan rahatsız olmuşlardı. Bu rahatsızlığın bir sonucu olarak da ülke çapında öğrenci ayaklanmaları düzenlendi. Bu ayaklanmalara yaklaşık 54.000 öğrenci katıldı. Böylece, farklı ideolojilerle ayrışmış olan Kore toplumu, Japon yönetimine karşı yeniden birlikte hareket etmiş oluyordu.

1930’lu yıllarda, Japon güçleri daha önce yapılmış olan milliyetçi hareketlerin yeniden meydana gelmeyeceğinden emin olmak için Koreliler üzerinde daha katı politikalar uygulamaya başladı. Ülke içerisinde Japon yönetimine karşı çıkmak büyük risk ve tehditleri beraberinde getirdiği için bu dönemde Kore içerisinde büyük çaplı ayaklanmalar meydana gelmedi. Hatta 1930’lu yıllarda Japonlar ile işbirliği yapan, Japon hükümetine destek veren Koreliler de bulunuyordu.  Ayrıca, yukarıda da bahsedildiği gibi Koreliler arasındaki fikir ayrılıkları da Korelilerin bir araya gelmesini zorlaştırıyordu. Bu dönemde Japon yönetimine karşı savunulan çok sayıda görüş vardı. Örneğin Komünizmi, modernleşmeyi, ya da Kore kültürünün korunmasını savunan farklı görüşler Koreliler tarafından destekleniyordu.

Kuzey Kore’nin kurucusu Kim İl Sung

Ancak ülke dışında, özellikle Mançurya’da, Japon yönetimine tepkiler devam ediyordu. Japonlara karşı gerçekleştirilen hareketlerin çoğu da Mançurya’da bulunan Komünist Koreliler tarafından  organize edilmekteydi.

Günümüzde Komünizmin sıkı bir şekilde uygulandığı sayılı ülkelerden biri olan Kuzey Kore’nin kurucusu Kim İl Sung da, Mançurya’da yaşayıp Japonlarla savaşan Komünist gerillalardan biriydi. Kim’in de üyesi bulunduğu grup, Çin Komünist Partisi tarafından organize ediliyordu. Fakat o dönemde Mançurya da Japon kontrolü altındaydı. Japon güçleri Mançurya’da bulunan Komünist gerillalara saldırdığında Kim İl- Sung, Japon saldırısından kurtulup Sovyetler Birliği’ne giden ve aktivitelerine orada devam eden gerillalar arasındaydı.

Sovyetler Birliği, ülkelerine gelen ve bağımsızlığı savunan Korelilerden ve Çinlilerden oluşan bir ordu hazırladı. Hatta bazı gerillalara Sovyet askeri rütbeleri dahi verilmişti. Kim İl Sung kendisine rütbe verilen bu gerillalardan biriydi. Öyle ki Kore, Japon İmparatorluğu 2. Dünya Savaşı’nda yenilince bağımsızlığına kavuştuğunda Kim İl Sung, üzerinde Sovyet üniforması ve aklında Komünist fikirlerle Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang’a girecekti.

Özetle, 1 Mart Hareketi’nden sonra Kore halkı hiçbir zaman 1 Mart Hareketinde olduğu gibi tek bir amaç etrafında birleşip Japon yönetimine güçlü bir tepki gösteremedi. Her ideolojiyi savunan grup kendi amaçladığı bağımsız Kore’yi kurmak için çabalıyordu. Durum böyle olunca da, 35 yıl boyunca Koreliler tarafından beklenilen bağımsızlık kazanıldığında bile, zaten ayrışmış olan ülke bir araya gelemedi. Ve günümüzde farklı ülkeler olarak varlığını sürdüren Kuzey Kore ve Güney Kore’nin temelleri atılmış oldu.

 

Kaynakça:

Kim, Jinwung. A History Of Korea. Indiana University Press. 2012. Print.

1, Volume 13 | Number. “NATIONALIST MOVEMENTS IN KOREA AND TAIWAN UNDER JAPANESE COLONIALISM.” SJEAA (n.d.): n. pag. Web. 10 Feb. 2016.

Seth, Michael J. Routledge Handbook of Modern Korean History. Milton Park, Abingdon, Oxon: Routledge, 2017. Print.

Görsel Kaynakça:

http://content.time.com/time/specials/packages/article/0,28804,2046285_2045996_2046020,00.html

http://www.koreatimes.co.kr/www/news/nation/2016/09/113_61567.html

http://www.korea.net/AboutKorea/History/Independence-Movement

Leave a Reply

2 comments

  1. Anonim

    Mükemmel bir yazı olmuş çok teşekkürler

  2. Anonim

    Thank you for providing such a valuable information and thanks for sharing this matter.