Yaz mevsimi birçoğumuz için tatil heyecanını da beraberinde getirdi. Kapımızda bekleyen sıcak havalar hemen hemen her birimize sahil kentlerinin hayalini kurdurmaya başladı. Dolayısıyla gözlerimiz Akdeniz ve Ege bölgelerinin incilerine kaydı bile. Maki bitki örtüsüyle kaplanmış dağların karşısında masmavi bir deniz ile bizi kendine davet eden bu inci şehirlere yolunuz düşecek olursa yolda tüm güzelliğiyle karşınıza çıkacak olan defne ağaçlarını selamlamadan geçmeyin; çünkü onların size anlatacak çok güzel bir hikâyesi var.
Efsaneye göre defne ağacının öyküsü, güneşin ve sanatın tanrısı Apollon’un aşkının hikâyesidir aynı zamanda. Rivayete göre Apollon çok iyi bir okçudur. Aşkın ve şehvetin tanrısı Eros ile karşılaştığı bir gün ise bu marifetiyle övünerek Eros’u kızdıracak sözler sarf eder. Eros bu olayın üzerine kendi oklarıyla Apollon’dan intikam alacağına yemin eder. Apollon ise başına geleceklerden habersizdir. Aradan zaman geçer ve bir gün tüm ihtişamıyla dolaşırken güzeller güzeli Daphne ile karşılaşır Apollon. Daphne’nin güzelliği karşısında adeta büyülenmiştir. Durumu gören Eros iki ok hazırlar gizlice. Bu oklardan biri Apollon ve bir diğeri de Daphne içindir. Apollon’un oku Apollon’un yüreğine sonsuz bir aşkı yaşatırken Daphne’nin oku Daphne’nin yüreğindeki tüm aşkı çekip alır. Artık Apollon Daphne’nin aşkından yanıp tutuşuyor, Daphne ise Apollon’un aşkından korkuyla saklanıyordur.
Aradan geçen zamanın ardından Apollon bir karara varır. Sonuçta o bir tanrıdır. Onu reddedebilecek kim vardır ki? Daphne’nin karşısına çıkmalı ve ona aşkını açıkça söylemelidir. Oysaki güzeller güzeli Daphne için aşkı hissetmek imkânsızdır. Bundan mütevellit Apollon’un aşkı yüreğine korku salar güzel Daphne’nin. Öyle ki kaçmaya başlar Apollon’dan. Apollon kovalar, Daphne kaçar. Bu kovalamacanın ucu bucağı gelmez olur. En nihayetinde yorulan Daphne toprak anaya sığınır. Daphne’nin bu haline içi acıyan toprak ana ona kucağını açar. Daphne kök salar ve defne ağacına dönüşür. Yine tüm güzelliğiyle oradadır; fakat bu sefer incecik kolları dallara, güzel vücudu defne ağacının gövdesine, ipek saçları yapraklara dönüşmüştür. Bunun üzerine hasretle ve acıyla defne ağacına sarılan Apollon, o güzel kokuyu içine çeker ve Daphne’nin kalp atışlarını ağaç kabuğunun altından duyar. Üzüntüyle fısıldar Daphne’ye ve defne ağacının artık Apollon’un simgesi olduğunu ilan eder. Bu sözleri duyan defne ağacı saygıyla eğilir ve Apollon’u selamlar. Daphne’nin gözyaşlarının ise hâlâ bugünkü Harbiye’de şelale olarak akmaya devam ettiği söylenir.
Siz de eğer ki bir defne ağacı ile karşılaşacak olursanız tatil yolunuzda, usulca yaklaşın ona. Hikâyesini bir de Daphne’nin ağzından dinleyin. Defne ağacının dallarının arasına saklanmış ve bir tanrıyı bile kendisine aşık eden güzelliği fark edin. Apollon misali kokusunu içine çekin defne ağacının. Belki böylece Daphne biraz teselli bulur ve şelale olup akan gözyaşları bir nebze olsun diner. Daphne’ye veda ettikten sonra ise kulağınızda hafif bir müzik ile güneşi selamlayın. Şayet güneşi selamlarsanız aşkından yanıp tutuşan sanatın ve güneşin tanrısı Apollon, size bir gün batımında usulca göz kırpacaktır bu yaz.
Kaynakça:
DAPHNE İLE APOLLON EFSANESİ | Kültür Portalı (kulturportali.gov.tr)