Mevzu bahsi çok da uzak bir geçmişe dayanmayan kur savaşları, yavaş yavaş yüksek mercilerin de dikkatini çekmeye başladı. Her geçen gün başka bir yetkili çıkıp konunun biraz abartıldığına değinip, ortamı bir nebze olsun yumuşatmaya çalışıyor.
Peki nedir bu kur savaşının olayı? Basitçe anlatmak gerekirse, bu olay tamamen paranın değerinin düşürülmesinden ibaret. Tabi sadece değer düşürmekle kalmıyor olay. Temel olarak ülkeler ithalat ve ihracat dengelerinde karlı konuma geçebilmek için paralarının değerlerini diğer para birimleri karşısında düşürüyorlar. Bu durum ülkeleri ikili ticaret ilişkilerinde daha avantajlı ve tercih edilir konuma sokuyor. Durumun vahimmiyetinin ne seviyede olduğuna dair şuan net bir fikir yok ama bazı uzmanlar durumun gelecek zamanda küresel ekonomi için pek de iç açıcı bir olay olmayacağı konusunda hem fikir. Zira düşünüldüğünde iki tarafında karşılıklı olarak para değerlerini düşürmesi, hem bu iki ülkenin hem de küresel ekonominin kayıplar yaşaması anlamına gelecektir.
İlk önce Avrupa Merkez Bankası başkanı Mario Draghi’nin kur savaşlarının abartılmış bir tabir olduğunu belirtir şekildeki açıklaması, sonrasında ise IMF Başkanı Christine Lagarde’ın durumu “Tanık olduğumuz şey kur savaşı değil, kur endişesidir” şeklindeki açıklaması göz önüne alındığında, durumun hakikaten abartıldığı mı yoksa savaşın bir şekilde daha başlamadan engellenmeye çalışıldığı sorusu aklı kurcalıyor. Üstüne bir de G20 zirvesi için hazırlanan bildiride kur savaşlarına değinilmesi olayı başka bir boyuta taşımakta. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Avrupa Birliği ülkeleri ve Rusya gibi birçok ülkenin bu manipülasyon savaşından oldukça çekindiği belli. Yüksek miktarda döviz rezervine sahip olan bu ülkeler, kur savaşlarından kayda değer bir şekilde etkileneceklerdir. Rezervlerindeki dövizlerin gün geçtikçe değer kaybetmelerine göz yummak istemedikleri için de G20 zirvesi aracılığıyla duruma karşı olduklarını bildirmektedirler.
Şu noktaya kadar olaya hep merkez bankaları perspektifinden baktık, lakin bir de bu savaşın siyasi aktörleri var ki bazen merkez bankalarının kararlarını eleştirmektedirler. Bu konu üzerine Avrupa Merkez Bankası yöneticilerinden Jens Weidman’e göre bu savaş gidişatında merkez bankalarının bağımsızlığının önemli bir yeri var. Siyasi baskılar sonucunda yapılan değer düşürmelerinin özellikle Euro’da olmak üzere, ters bir etki yapabileceği konusunda uyardı. Ama tabi herkesin bu konuda hem fikir olmasını küresel piyasalar bekleyemez. Örneğin şu an borsanın değerinin yükseltilmesiyle parasının da değerini düşüren Japonya ilk kanı dökeceğe benziyor.